Dönüşü olmayan o yol

13.2K 1.4K 145
                                    

İyi okumalar 🧡

11.BÖLÜM

Esra'nın skandalı okul için olmasa da onun şahsı ve ailesi için büyük bir skandaldı. Gerçi okulda da büyük bir skandaldı ama okul uyuşturucu kullanan bir öğrenciye ceza vermek istemediği sürece benim yapabileceğim fazla bir şey yoktu. Zaten o cezayı annesi Esra'ya vermişti. Önümüzdeki günlerde kaydı alınıp Amerika'ya gidecekti. Bu yüzden dün geceden beri beni arayıp tehdit ediyordu. Bunları da bana o söylemişti. Yani tam olarak o söylememişti. Ben söylediklerinden bu sonucu çıkarmıştım. O tehditlerini sıralarken susmuş, tehditleri bitince de "Oh, iyi olmuş" deyip suratına kapatmıştım.

Planım istediğim gibi gitmişti şimdiye kadar. Araya hafta sonu girmişti. Fırat ve Ecrin şimdi endişeyle bekliyor olmalıydılar. Gerçi Fırat tarz olarak öyle biri değildi ama yine de endişelendiğini düşünüyordum. En azından umuyorum.

Fakat bir sorun vardı. Son kasetin biraz fazla olacağını düşünüyordum. Bilmiyorum, belki de ilk sinirle üç kaseti birden yayınlamalıydım. Belki de bu kaset hiç yayınlanmamalıydı.

"Kızım yesene yemeğini! Suratın kaşık kadar kalmış zaten." Diye seslenen babamla derin düşüncelerimden sıyrıldım. Babamı başımla onayladım. Zeytine uzandığımda zeytin fırladı.

"Derya, kızım iyi misin?" diyen babama bir süre şaşkınca baktım. Kendimi toparlamam gerekiyordu bir an önce. Silkelenip kendime geldim.

"İyiyim baba, uyanamadım daha." Diye bir bahane sürdüm ileri. Geçen gün yaptığım ajitasyonun etkisiyle annem ve babam son zamanlarda üzerime titremeye başlamışlardı. Ben de memnundum tabi bu durumdan.

"Niye? Gece kaçta yattın doğru söyle." Diye soran babama gözlerimi devirmek istesem de kendimi tuttum. Şimdi gözlerimi devirsem bir ton daha söylenirdi.

Aman almayayım!

"Dün okulda hoca biraz kızdı da sınıfa antrenmanda canımızı aldı. Benim de her yerim ağrıyordu diye tam uykumu alamadım. Oldu mu babişko? Şimdi izniniz olursa Yeşim ve Rüzgar bizi bekliyor." Deyip Deniz'e döndüm.

"Hadi Deniz!" gözlerimle kapıyı gösterirken ben de içeri geçip üstümüze kalın hırkalarımızı aldım. Yeşim'in evin çaprazındaydı. Tam karşısı olmasa da 20-30 metre ilerisiydi.

"Ben anlamıyorum ki Yeşim'le Rüzgar'ı bizden çok görüyorsunuz. İnsan biraz bıkar be!" diyen babama "Niye sen bizden bıkıyor musun?" diye sordum ayakkabılarımı giyerken. Deniz de "Lafı ağzımdan aldın bacım. Ha baba cevap ver!" diye bana katıldı.

Ona artık bir şey diyemiyordum. Yüzümü buruşturmakla yetindim. Bundan bir kaç ay önce bir köy piyesi çalışıyordu. O dönemlerden ağzına takılmış beni gıcık etmek için bacım der dururdu. İlk zamanlar bu yüzden çok tartışma başlatsam da artık boş vermiştim.

"Ne alakası var? Siz benim evladımsınız." Diyen babama Deniz cevap verdi. "Onlar da bizim arkadaşımız baba. Nasıl Derya ve ben birbirimizden sıkılmıyorsak onlardan da sıkılmıyoruz."

"Of tamam bir şey demedim gidin." Dedi babam en sonunda pes ederek. Bahçeden çıktığımızda Deniz'e dönüp "Yalnız bir birimizden sıkılmadığımız külliyen yalan haberin olsun" diyip güldüm.

"Hıı o yüzden ben gibi geziyorsun ortalarda." Dediğinde dalga geçmeden en ciddi halimle cevap verdim.

"İnan en çok da bu halimden sıkıldım."

-------

"Saçmalama Derya! Asıl olay burada ne demek yayınlamayalım." Diyen Yeşim'e kararsız bir şekilde baktım.

GÜZEL DELİKANLI(TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin