ninth sight

970 117 19
                                    

Kapı zilini duyan Minhyuk ve Jooheon, oturdukları yerden kalktılar. Minhyuk kapıyı açmaya gittiğinde Jooheon da peşinden kimin geldiğini öğrenmeye gitti. Kapıyı araladıktan sonra gördüğü pembe saçlar Minhyuk'u gülümsetti. Kapıyı ardına kadar açtı. Kihyun'u o kadar çok özlemişti ki.

"H-hoşgeldin Kihyun." dedi heyecanla.

"Minhyuk. Biraz konuşabilir miyiz? Yalnız." Jooheon'u istemediği belliydi.

"Bir yere gitmiyorum." dedi Jooheon sitemle.

"Jooheon, lütfen odanda durur musun?" Minhyuk, sert bir sesle söylemişti bunları. Yine de bir çaresizlik sezdi Jooheon onun sesinde.

"Pekala." diyerek odasına gitti ve kapıyı kapattı. Bu Kihyun, onun daha önce bahsettiği adam olmalıydı. Jooheon gözlerinin dolduğunu fark etti. Sırtını kapıya yasladı ve daha sonra kayarak yere oturdu. Dizlerini kendine çekti. Kihyun denen adam Jooheon'un yıllar boyunca uğraşarak Minhyuk'un hayatında edindiği yeri almaya çalışıyordu. Jooheon onu kaybedemezdi.

Jooheon'un gidişinden sonra, Minhyuk pembe saçlıyı kolundan tutarak mutfağa götürdü. Onun söyleyeceklerini merak ediyordu.

"Ee, ne için geldin?"

"Sana az zamanım kaldığını söylemiştim, hatırlıyorsun değil mi?"

"Nasıl unutabilirim ki Kihyun..."

Kihyun buruk bir gülümseme sundu sevimli küçüğüne.

"Eğer birlikte olursak, bana bağlanacaksın. Senin için acı verici olacak."

"Evcilleştirilmeyi kabul edersem, biraz acıyı göze almam gerekir."

Kihyun, Minhyuk'un böyle düşünceli olduğunu bilmiyordu. Onu etrafta gülücükler saçarken görürdü hep.

"O zaman seni evcilleştirmeme izin verir misin? Ölene kadar seninle olmak istiyorum. En azından ölmeden önce biraz mutlu olmak istiyorum."

Minhyuk gülümsedi ve kollarını pembe saçlının boynuna sardı.  Kulağına fısıldadı.

"O zaman mutlu olacaksın. Mutlu olmayı hak ediyorsun."

Kihyun, kısa süreli şokunu atlattıktan sonra kollarını Minhyuk'un beline yerleştirdi. Kihyun'un içi sıcacık olmuştu. Sevgi böyle hissettiriyordu demek.

Hareketsiz bir şekilde durdular öylece. Daha sonra Kihyun ellerini onun belinden çekmeden konuşmaya başladı.

"Eski kız arkadaşım kanser olduğumu öğrendiğinde beni doktorlara sattı. Deneyleri benim üzerimde yapmaları karşılığımda yüklü miktarda para aldı. Bilirsin, kanser tedavisinde saçlar kazıtılır. Benim saçlarım kazıtıldıktan sonra pembe olarak uzamaya başladı. Yanlış bir seyler olduğunu biliyordum. Fakat tedavi sözü aldığım ve doktorlarıma güvendiğim için sesimi çıkartmıyordum."

Minhyuk geri çekilip üzgün bir ifadeyle baktı Kihyun'a. Acıma değildi bu. Empati kurarak onun hissettiklerini anlamaya çalışmıştı. Bu yüzden üzgündü. Çok acı çekmiş olmalıydı.

"Eskiden A- kan grubuna sahiptim. Ve sanırım negatif kan gruplarında tedavi o kadar da işe yaramıyor. Bizde farklı bir hastalık oluşturuyor. B+ kan grubuna sahip olan 1 numara çok iyi sonuçlar verdi ve tamamen iyileşti. Fakat negatiflerde işe yaramadığı sürece bunu bir tedavi olarak dünyaya sunamazlar."

"Ah, tanrım... Neden sende de işe yaramadı? Hem, C- olan biri daha var demiştin. Ona ne oldu?"

Kihyun'un gözleri titredi, başını eğdi. Daha sonra çatallı bir sesle yanıtladı Minhyuk'un sorusunu.

"Geçen hafta cesetini morga götürdüler..." 

"Aman Tanrım... Gel buraya Kihyun. Seni sevgimle iyileştireceğim."

Kollarını tekrar Kihyun'a sardı. Bu sefer sımsıkı, güven veren bir sarılmaydı.

"Korkuyorum Minhyuk. Her an ölebilirim."

"Ben de her an ölebilirim. Belki de senden önce gideceğim buralardan. Bunu sorun etme lütfen."

Kihyun başını kaldırdı ve Minhyuk'un güzel yüzünü izledi. Daha sonra onun kollarından kurtulup çıkış kapısına doğru yürümeye başladı. Minhyuk onu kapıya kadar takip etti.

"Bu kadar çabuk mu gidiyorsun?"

"Yarın, alışveriş merkezinde görüşürüz Minhyuk-ah."

Kapıyı açıp ayakkabılarını izlerken Minhyuk onu izliyordu. Her hareketi mükemmeldi. Ayağa kalkıp Minhyuk'a döndü. Yapmacık bir gülümsemenin ardından kapşonunu başına geçirdi ve arkasını dönüp gitti. Kapıyı kapatan Minhyuk daha sonra Jooheon'un odasına gitti. Kapı kolunu indirip kapıyı ittirdiğinde ışığın açık olduğunu fakat Jooheonun sırtı dönük bir şekilde yattığı gördü. Uyumuş olmalıydı. Işığı kapattı. Oysa Jooheonun yastığı sırılsıklamdı.

---

---

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

---

15 gün sonra merhaba

Umarım hala kütüphanenizdedir cishnxishxns

Ödevlerim nedeniyle çok sık giremiyorum ve elimden geldiğince yazmaya çalışıyorum.

Ve bitirip bir günde yayınlayacağım bir hikaye üzerinde çalışıyorum. Lütfen bekleyin~

SONUNDA KAVUŞTULAR AYOL

Blood Type: C-// KiHyuk ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin