"Ben burda kendime yeni bir hayat kurdum . Bu hayatta siz yoksunuz . Lütfen beni aramayın ."

Babasına göndermişti mesajı . Her ne kadar annesinin kuklası gibi olsada babası daha yumuşak davranırdı ona karşı . İçinde bir yerlerde iyi bir insan olduğuna emindi. Telefonu kapatıp komidinin çekmecesine koydu . Ve çantasını alarak yavaş adımlarla merdivenlerden indi . Emir kapıda arkası Hümeyra'ya dönük duruyordu . Halide teyze çoktan çıkıp arabaya binmişti anlaşılan . Elbisesinin eteklerini topladı ve kalan son üç basamağa adım attı.

-Emir .. '

Emir Hümeyra'nın sesini duyar duymaz arkasına döndü . Ve gördüğü manzarayla donup kaldı . Nasıl mest edici bir güzelliği vardı bu kızın ? Yüzü , gözleri , yanakları... Sahi , utanınca pembeleşiveriyordu yanakları ve bu Emir'in öyle hoşuna gidiyordu ki ... Adına benziyordu bu kız ... Adı gibi Hümeyra'ydı... Genç kız yüzüne dönen bakışlara memnuniyetle baktı.

-Beklettim kusura bakma .'dedi en nazenin haliyle. Son kalan basamakları inmiş, aralarındaki mesafe azalmıştı . Hemen indirdi gözlerini Emir . İçine basan sıcaklığı serinletebilmek ümidiyle bir 'estağfurullah' daha çekti . Artık olmuyordu... Aynı çatının altında , birbirlerine böyle aşk beslerken yaşayamıyorlardı. Haramdı bu. En hafifinden göz zinasıydı belki de. Yemek yerken aynı anda tuzluğa uzanıp çarpışan elleri , karşılaştıklarında istemsizce buluşan gözleri... Rahatsızdı. Ne kadar güzel hissettirse de içinde bir yerlerde taşıyordu sıkıntısını . Artık son verme zamanı gelmişti buna .

-Yok . Beklemedim fazla . Hadi gidelim .'dedi kapıyı tutup genç kızın çıkmasını beklerken. Sonunda arabaya binmiş, Afra'nın evine doğru yola çıkmışlardı. Hümeyra'nın gözleri oturduğu arka koltukta istemsizce aynadan gördüğü Emir'e kayıyordu . Zorluyor , bakmamaya çalışıyor ama yine kazanan nefsi oluyordu. Kendini Emir'i seyrederken buluveriyordu. Sonunda eve varmışlar, araba hafif bir sarsıntı ile durmuştu. Halide hanım kapısını açıp inmeden evvel oğluna döndü.

-Fazla geç olmadan gel bizi al olurmu evlatçım ? Ben duramam çok bilirsin .'

Başını sallayarak onayladı Emir. Kulakları annesini dinliyor olsa da aklı ve gözleri uzun etekleriyle arabadan inmeye çabalayan genç kıza bakmamak için savaş veriyordu. Hanımlar sonunda arabadan inmiş, Emir ise sokağa giren başka bir arabaya yol açmak için hemen hareket etmişti. Halide hanım ve Hümeyra daha iki basamağı çıkıp zili çalmadan açılmıştı kapı . Afra üzerinde kırmızı elbisesiyle hanım sultanları andırıyordu .

-Hoşgeldin halacım , hoşgeldin Hümeyracığım . Nerede kaldınız gözlerim yollarda kaldı! 'dedi heyecan dolu sesiyle. Halide hanım gülerek girdi eve . Hümeyra Afra'yla sarılırken , yaşlı kadının yine içinden böyle gelin nasip et duaları geçiyordu . Kızlar geri çekilip birbirlerine beğeniyle baktılar.

-Ne kadar güzel olmuşsun Afra .'dedi Hümeyra kendini tutamayarak . Afra gülümseyerek onu süzdü . Kendi kırmızı giyiminin aksine Hümeyra açık tonlarda bir kıyafet giymiş, saçları, beyaz teni ortaya çıkmıştı.

-Seninde benden aşağı kalır yanın yok . Maşallah yeni gelin gibi olmuşsun kız .'dedi kıkırdayarak . Hümeyra yine utançtan kızardı . Neyse ki Halide hanım içeri girmiş misafirlerle görüşüyordu da duymamıştı . Afra arkadaşının koluna girip onu kenara çekti.'Ee Emir seni görünce birşey dedi mi ? Beğendi mi bari ?'

Hümeyra kızarmaya devam etti . Bu aşk meşk işleri onu eskisinden de mahcup bir kız yapmıştı. Ama Afra tek arkadaşı, tek sırdaşıydı. İçinde uyanan hisleri onunla paylaşmaktan çekinmeyecekti. Lakin utancı ağır basmıştı.

Göklerdeki Nikah (Tamamlandı) Where stories live. Discover now