0.2

291 15 2
                                    

      Wonho ona bakmaya devam ederken kız yavaşça ayılmıştı. Yarı kapalı gözleri ile etrafı taradı. Bir inleme çıkardı boynundaki mavi izler canını yakıyor olmalıydı. Kollarını çaprazladı ve kızı izlemeye devam etti wonho. Sonra kız kafasını yavaşça çevirdi ve karşısında bir askerden farkı olmayan kaslı çocuğu gördü.

     "Nerdeyim?.. ne oldu?...sen kimsin?..." hiçbir şey demedi wonho ve kıza bakmaya devam etti. Kız yavaşça yerinde doğruldu. Gözlerindeki soğukluk içini buz gibi edip geçecek çocuğa bakmaya başladı. "Sen O'sun değil mi?... karanlıkta bedenin zırha dönüşmüştü.. üstelik bedeninde silahlar vardı..." wonho yine kıza bakmaya devam etti sonrada odada bir kaç adım attı.

   "Sen farklısın.. yoksa dilimizi anlamıyor musun?... nesin sen?" Dediğinde wonho ona döndü ve dibine girene kadar yaklaştı. "Evet farklıyım.. hemde fazlasıyla..." durdu wonho zaten hafızasını sileceği için anlatmasına bir mahsur görmüyordu. "Ben bir cyborgum ve neden buradayım biliyor musun?" Dedi kızın kulağına fısıldayarak "ezik dünyanızı yok edeceğim.."

     Karşısındaki kızın korkudan gözleri iki katı açılmıştı sesi titriyordu , bedeni de... "korkmuyor musun? Dünya yok olacak..." yüzünde bir gülümseme bile barındırmayan oğlan düşünür gibi yaptı. "Neden korkayım yok olan benim gezegenim değil.." Kız yerinde doğruldu buradan bir an önce çıkmak istiyordu. Aynanın karşısında kendini gördüğünde donup kalmıştı boynunda mavi izler oluşmuştu.

    "Bu..bu da ne üstelik şu göğsümün üstündeki de ne? Lanet olsun ne yaptın bedenime?" Diye bağırarak arkaya dönmüştü kız. "Bedenine dokunmadım savaşın ortasında ortaya çıkmasaydın o mavi izlerde oluşmazdı.. senin hatan mavi izlerden dolayı bir süre orada kalacak göğsünün üstündeki şey..." Kız deliler gibi ortada dönüyordu "insanlar bunu görecek ne düşünecekler... tanrım... Mark da görecek " sedyeye oturdu ve başını elleri arasına aldı.

    "Insanlar o üzerindeki şeyi göremez " dedi ve tişörtünü kaldırdı wonho. Kız karşısındaki oğlanın beyaz ve pürüzsüz üstelik de kaslı bedenine baktı. Sonra da gözünü yavaşça yukarıdaki mavi çipe yöneltti. Yerinde doğruldu ve ona doğru yürüdü wonho herhangi bir tepki vermiyordu. Sadece kızın ne yapacağını izliyordu kız ise tek parmağı ile yavaşça oraya dokundu.

    Bir anda kocaman bir ekran açıldı. Onun hakkında yazan herşey ortaya çıkmıştı. "Ad C123, bölge ve birlik komutanı... 300 ödül" wonho ekrana dokundu ve ekranı kapattı. "Başka bir kişinin yapmasına izin vermem başka bir kişininkini de açmaya çalışma yoksa öldürülürsün" dedi. Soğuk sesiyle. "Sen bir insan değilsin.. ne olursa olsun dünyayı koruyacağım kanımın son damlasına kadar... sizin kazanmanıza engel olacağım" dedi

    Gözünden akan yaşlar yeri ıslatıyordu. "Bizim gücümüzle eş değer bile olamazsın.. bir cyborgun gücü 100 orduyu yok edebilir." Gözleri ağlamaktan kızarmış olan kız kafasını kaldırdı ve ona baktı "ne demek 100 ordu asker bile değil... tanrım..." yalan söyleyecek hali yoktu nasıl olsa az sonra bunların hiçbirini hatırlamayacak ve normal bir insan olarak hayatına devam edecekti.

    "Nasıl olsa bunları bir daha hatırlamayacaksın.." dedi ve silahını havaya kaldırarak ateş etti. Kız gözlerini kapatmıştı tekrar açtığında ise ona bakıyordu. "Ne Bu? Eğlence silahı falan mı? 100 orduya bedelsin ama bunu mu kullanıyorsun?" Wonho hayatında ilk defa şaşırmıştı.hafıza silme aleti onda ise yaramamıştı. Tekrar kaldırdı ve ateş etti ama ne fayda hiçbir şey olmuyordu. Hatta kız gittikçe her şeyi daha iyi hatırlıyordu.

      Hızla arkasını döndü ve çekmecenin birinden tozlanmış örümcek ağlarının kapladığı kitabı ortaya çıkardı. Tozunun biraz gitmesi için üstüne doğru üfledi. Sayfaları karıştırdı ve yazan bir yazı da gözü takıldı "bir cyborg'un hafızasını silemezsin" sonra da döndü ve hızla kıza doğru yaklaştı. Yaka kartına dokunmaya çalıştı ama kız buna izin vermiyordu. Kollarını hızla kavradı ve arkasında birleştirerek kendine çekti.

   Boştaki kolunu da kızın önünde kilitledi bedenleri birbirine yaslanıyordu. Kız arkasındaki oğlanın nefesini boynunda hissetti. Wonho kızın yaka kartına dokundu ve okumaya başladı. "Olayların etkisinden dolayı geçici bir cyborg" olmuştu. Sonra da kızın yüzüne baktı kızda aynı şekilde döndüğünde aralarında mm'ler kalmıştı.

     Kızın yüzünü inceledi kızda aynı şekilde onun yüzünü sonradan ellerini bolalttı ve kızın ellerini sebest bıraktı. "Sen bir geçici cyborgsun benim emrimde bir  asker olarak görev yapacaksın"kız hiçbir şey anlamıyordu. "Asker olmayacağım dünyayı korumak için elimden geleni yapacağım" derin bir nefes bıraktı wonho " klişeyi bırak beni sana saldırmak zorunda bırakma... gerçi hiçbir şey bilmiyorsun 2 güne ölürsün benim öldürmeme kalmadan.."

   Yaklaştı ve hızla elindeki cipi kızın yaka kartına soktu. O kadar hızlıydı ki dur demeye bile zamanı kalmamıştı. "Artık bir cyborg ve benim askerimsin benim emrinden dışarıya çıkmayacaksın...cyborgların hayatını öğreneceksin " ellerini arkada birleştirdi wonho. Kızın gözünden yaşlar akıyordu istemesede onun  dediği herşeyi yapıyordu. "Kendini tanıtmakla başlayalım... adın ne kaç yaşındasın her şeyi anlat" bir saniye bile olmadan istemsizce kelimeler ağzından dökülmeye başlamıştı.

     "Adım baek you jin ... 24 yaşındayım... öğrenciyim doktora için okuyorum.. " o kadar sert bakıyordu ki karşısındaki oğlan sanki gerçekten bir asker varmış gibi. "Güzel ben C123 kısaca wonho de bundan sonra güçlerini kaybedene kadar yanımda yaşayacaksın insanlar sorarsa evimde hizmetçilik yaptığını söylersin... şimdi beni takip et" demişti buzdan bile soğuk sesiyle..

      Ona itaat etmeyen vücudu wonhoyu takip etmeye başladı. Kaslı omzu görüş alanını kısıtlasada koridorun sonuna yaklaştığını hissedebiliyordu.  Wonho aniden durduğunda kız onun kaslı sırtına çarpmıştı wonho omzunun üzerinden geriye bakışlar attı. Sonra da önüne dönerek birşeyler mırıldandı. O sırada kapı aniden açılmıştı. You jin kapıdan çıktıktan sonra gözleri ile evi incelemeye başladı. Normal bir insanın evinden gram farkı yoktu o kapıdan çıktıktan sonra kapı dönerek kapandı ve kitaplık oldu. Tıpkı filmlerdeki gibi..

     You jin tanımadığı bir adamın daha doğrusu dünyasını yok etmek isteyen bir robotun evinde mahsur kalmıştı. "Şimdilik serbestsin... cyborg hayatını gece öğrenirsin" dedi ve koltuğa oturdu. Ağzında tekrar bir şeyler mırıldandı wonho. You jin yavaşça geçerek karşısına oturdu. O sırada arama ekranı tekrar çalmıştı.

    "Efendim C123 karşınızda" adam sert bir şekilde konuştu "kız yakında mı?" Wonho kafa salladı evet manasinda sonra da yerinden kalkarak mutfağa geçti. You jin yerinden doğruldu ve mutfağın kapısına ulaştı. "Normal insan olmasını bekleme öldür onu" demişti. You jin olduğu yerde dondu kaldı....

     Merhaba arkadaşlar yeni bir bölüm ile karşınızdayım umarım begenirsiniz 💖
   

Last Universe // wonho //Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin