Bölüm 2.0

25.8K 1.3K 199
                                    

Medya: İblis

-BÖLÜM -2-

Alexios adımlarını hızlandırarak kaygan zeminde koşmaya başladı. İçini kıpır kıpır eden bu varlığın ne olduğunu öğrenmeden ölmesine göz yummaya hiç de niyeti yoktu. Rakamların erişebilmesi mümkün olamayacak kadar uzun hayatında, içini bu derece patlamaya şevk eden bir şeyi, ancak iblis öldürerek elde ederdi. Oysa şimdi tatlı bir tarçınımsı bal kokusu için depar atar gibi kaldırımlarda koşturuyordu. 

Ayakları kaldırama adeta değmeden koşarken, Kyrian'ın tarif ettiği restorandın yanından geçerek ara sokağa saptığında, karşılaşmayı beklediği manzarayı gördü. Dört tane eğri büğrü yaratık, sırtları ona dönük olacak şekilde, gelişinden tamamen habersiz bir halde duruyorlardı.

Mükemmel.

Alexios hiç düşünmeden seri hareketlerle grubun arasında, görüşünü kapatan en iri cüsseli iblise botlarında gizli duran hançerlerinden birini fırlattı. Hançer saniyeler içinde iblisin başının arkasına köküne kadar saplanırken, yaratık acıyla çığlık attı ve bedeni hançerin etkisiyle iki büklüm oldu. 

Irkını ihanet etmiş yaratık küle dönüşüp, havaya karışırken varlığından artık haberdar olan iblislerden biri ise anında üzerine atladı. Neredeyse düzgün sayılabilecek yamukluktaki bedenle beraber yerde yuvarlanırken, kolayca yaratığın üstüne çıktı ve bacaklarının arasında kıstırarak kıpırdamasına engel oldu. İblis sinirle kuduz bir köpek gibi ağzından köpükler çıkartarak dişlerini açığa serdiğinde, Alexios tehdidini görmezden gelerek titanyum gümüş karışımı hançerini acımazsızca boğazına geçirdi.

İki gitti. İki kaldı. 

Ayağa kalkarak sıradaki avına yöneleceği anda üçüncü iblis dişlerini boynuyla omzunun birleştiği hassas yere geçirdi. İblisin, sülfür ve asit kokan bedenine kıyasla ağzı çok daha tatlı, masum bir kokuyla yıkanmıştı. Bal ve tarçınla. Tatmak istediği ziyafetle. Alexios hiddetle haykırarak iblisi kafasından yakaladı ve boynundan tek bir hareketle, kolayca ayırarak yerde duran hançerini aldı. İblis yılanları andıran, güçlü bir tıslamayla kırmızı gözlerini kısarak ebedi düşmanını süzdü.

Alexios yaratığın bakışlarına alayla karşılık vererek, hançerini saplayacağı sırada onu gördü. Lucifer adına onu delirten bu koku genç bir kadına aitti! Alexios hayretle kadına bakarken gözü kolundan aşağı akan kırmızı hayat sıvısına takıldı.

Tatlı tarçınımsı bal kokusu havada kaliteli bir parfüm gibi yayılmaya devam ederken, öfkesi kendisinin bile tahmin edemeyeceği bir boyuta ulaşıvermişti. Omen kavramakta olduğu hançerine tüm öfkesini kusarak iblisin göğüs kafesinin bulunduğu yere şiddetle sapladı. İblis milyonlarca kül yığınına dönerken hızlıca dördüncüyü aradı. Sıcak, paslı bir ballı tarçın karışımı kokuyu ensesinde hissetmesiyle Alexios öfkeyle titredi. 

Hayatında daha önce hiç bu kadar öfkelenmemişti, kâbuslarından ayıldığı zaman bile sinirleri yay gibi gergin ve kopmaya hazır olurdu ama şimdi karşısındaki dişinin varlığıyla, tüm sistemi tepe taklak olmuştu. Üstelik dişiyi sadece birkaç saniyeliğine görmüştü ama sokak lambasından yayılan ışığın altında, yeşil gözlerin ona yardıma muhtaç bir halde bakması, sinirlerini bir üst noktaya taşımaya yetmişti. 

Arkasındaki sefil yaratığa dönme fırsatını yakalayamadan son iblis onu yere mıhladı. Soğuk zemin alnına sertçe değiyor, nefesi havada buğulanma yaratıyordu.

''Omen.'' 

İblis tarçın, bal ve leş karışık nefesini kulaklarına doğru üfledi. Sivri dişlerinden akan taze kan, omuzlarına doğru damlıyordu. Arzuladığı o nefis kan. Alexios hırlayarak döndü, dizini kaldırarak iblisin sırtına kemiklerini kıracak kadar sert vurdu. Kemikler, dalların çatırdaması gibi kırılırken, iblis acıyla bağırarak eğri büğrü vücudunu mümkünmüş gibi daha da bükerek, yere doğru yuvarlandı. 

Alexios : Omen Serisi 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin