Bölüm 2:Sağır

Start from the beginning
                                    

"Olsun canım. Düzelecektir neden düzelmesin. Hem işitme cihazı denen bir şey var." Dedi. Umutlu olmaya çalışıyordu.

"Rana'nın kulağında problem yok. Yani sesi algılıyor. İşitme cihazı sesin dışardan algılanıp beyne iletilmesini sağlar. Kulak işlevi görür. Rana'nın kulağı normal. Sorun iletilen sesin beyinde şekillenememesinde. Bu öyle bir nokta da ki ameliyat çok riskli. Az önce profesör arkadaşlarımla konuştuk. Bu ameliyatı yapmayı planlamıyoruz. Tek sonuç var. O da Rana'nın hayatı..." dediğinde doktorun cümlesini Ayla hanımın hıçkırığı bölmüştü. Tarık daha fazlasını duymamak için odadan çıkmıştı. Doktor cümleye devam edecek cesareti bulamadı.
"Ben sizi biraz rahat bırakayım. Konuşmak istediğiniz zaman odama gelebilirsiniz. Ayrıntıları ile konuşuruz." Diyerek odadan çıktı.

3 Hafta Sonra

Zaman geçiyordu işte. Öyle yada böyle.

Kazadan sonraki ilk hafta hastanede geçmişti. Toparlanmam ve sanırım birazda sağırlığımı kabul etmem için aldığım psikolojik tedavi için burada tutmuşlardı. Çünkü günlük terapi almıştım. İşe yaramadığını söyleyemem. Ancak kolayda değildi. Doktorlar ameliyat ile duyma şansım olduğunu söylüyorlardı ancak çok riskli bir ameliyattı ve kimse bu riski kabul edip ameliyata kalkışmıyordu.

Sonraki iki hafta ev ve 'dudak okuma kursu' arasında geçmişti. Öyle bir kurs olduğunu kazadan sonra öğrenmiştim. Gamze ile gidiyorduk. Ve Gamze kazadan sonra beni yalnız bırakmamaya çalışıyordu. Her fırsatta yanımdaydı. Kazayı ve Tarık'ı düşünmemi engelliyordu.

Evet Tarık.

Onu en son sağır kaldığımı öğrendiğim gün görmüştüm. Doktorum sağır kaldığımı söylediğinde benden ayrılmıştı.

Haftaya düğünümün olacağı tarihte mahkeme vardı. Gamze omzuma vurduğunda ona döndüm.

"Daldın gittin yine." dedi.

"Mahkemeyi düşünüyorum." dediğimde başını salladı. Koluma girip bana döndü bu sefer yavaş şekilde "Boşver düşünme. O manyak cezasını alacak." dediğinde tebessüm ettim.

"Ağır çekimde konuşmana gerek yok." dediğimde omzuma vurdu.

"Neyse eve geldik artık. İstersen bize gel."

"Yok gideyim. Tezimi bitireyim." dediğinde başımı sallayıp el salladım. Bu yoğun döneminde bile beni yalnız bırakmamaya çalışıyordu. Yakında mezun oluyordu. Ben de aslında yüksek lisansımı bitirecektim. 2 aylık staj dönemi sonrasında çocuk ve ergen psikoloğu olup kendi kliniğimi açacaktım ama sanırım artık bunu yapamayacaktım. Kendimde o cesareti göremiyordum. Sağır bir psikolog olamazdım.

Eve girip oturma odasına geçtiğimde misafir olduğunu gördüm. Tebessüm edip başımla selam verdim ve sırayla ellerini sıktım. En son genç olan adamın elini sıktığımda yanında koltuk değnekleri olduğunu gördüm. Dikkatli bir şekilde yüzümü inceliyordu. Alışkındım. Kazadan sonra eve geçmiş olsuna gelenler, düğünün iptal olduğunu duyup gelenler dikkatle yüzümü inceliyordu. Annemle babama döndüğümde gergin olduklarını farkettim. Anneme dönüp kim bunlar dercesine baktım.

"Mete'nin ailesi. Geçmiş olsuna gelmişler." dediğinde hızla onlara dönmüştüm. Hepsine sırayla baktığımda o çocukta gözlerim takılı kalmıştı. Dikkatle baktığımda kaza sırasında en son onu gördüğümü hatırladım. Oda vardı arabanın içinde. Başımı sallayıp anneme döndüm.

"Teşekkür ederim." Diyerek odama geçtim.

Derin birkaç nefes aldım. Kazayı artık düşünmek istemiyordum. Zaten geceleri gördüğüm kabuslardan dolayı uyuyamıyordum.

SESSİZLİK (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now