*2. bölüm*

19.1K 1.3K 226
                                    

(multi : Su Hümeyra)

Bismillah!
Züleyha'nın ateş bahçelerini İbrahim'in gülşenine çeviren yangına, yakılan ve yanan tende uyanan ruha Bismillah!

🍃Ma'sume ...

Üzerindeki gelinlik ve sarıya dönük açık kahve beline dek uzun saçlarıyla prensesler gibiydi Hümeyra. Bakışları aynadaki görüntüsünde memnuniyetle gezinmiş, sırtındaki fermuarı çekmeye çalışırken bir yandan elindeki telefonla konuşuyordu.

-Evet annecim .'dedi sinir bozucu fermuarı sonunda çekebilmişken. Saçlarını düzeltip önüne düşen bir tutam perçemini kenara itti.'Gece indim uçaktan . Çok yorgundum hemen uyudum otele gelince. Şimdide güzel bir kahvaltı edeyim diyorum. Ararım yine. Öptüm.'

Telefonunu kapatıp komidinin üzerindeki küçük incili tacını da almış ve saçlarına eğretiden geçirmişti. Oldukça iyi görünüyordu. Taç ve gelinliğin uyumunu da beğenmişti. O zaman şimdi aklındaki planı hayata geçirme zamanıydı. Lobiyi arayıp bir taksi çağırmalarını söyledikten sonra garip bakışlara aldırış etmeden çıkmıştı otelden. Ve kendi kendine heyecanla mırıldanarak ilerledi onu bekleyen taksiye.

-Hadi bakalım şu süprizi yapalım .'

Henüz yirmi birinde tazecik gül goncasıydı Hümeyra. Ailesinin tanıdığı ve uygun gördüğü biriyle nişanlanmış, yakın zamanda da dünya evine girecekti. Nişanlısı da onlar gibi Fransa da yaşayan Türklerdendi. Ara ara böyle Türkiye ziyaretleri oluyor, şirketinin bazı toplantılarını asıl vatanında yapıyordu. Ve şimdi yine bir seminer için buraya gelmişti. Lakin bu kez sandığından daha uzun sürmüş, bu ayrılık henüz cicim ayında olan Hümeyra'ya fazla gelmişti. Sonunda gelinlik provasında verdiği ani bir kararla soluğu İstanbul'da almıştı genç kız. Şimdide nişanlısının evine gidip ona sürpriz yapacaktı. Uğursuzluk söylemi ile ona göstermediği gelinliğini giymişti bu yüzden.  Çocuk ruhluydu Hümeyra . Ufacık şeylerle mutlu olur , neşesiyle etrafındaki herkesi mutlu ederdi. Bu sebepten olsa gerek zorluk çekmemişti Cem'e alışmakta. Çünkü genç adam kadın dilinden ziyadesiyle anlardı.

Nihayet Cem'in evinin önüne gelmişti. Taksicinin ücretini ödeyip yavaşça indi ve gelinlikle eve doğru yürüdü . Geriden tutturduğu açık kahve saçları ve deniz mavisi gözleriyle saflığın , duru güzelliğin misaliydi sanki. Bahçe kapısından girip evin kapısını çaldı . Lüks bir villaydı burası. Neyseki akıllılık edip geçen gelişinde istemişti adresi. Cem önce sorgulasa da uzatmadan vermişti. Kapının zilini çalıp beklemeye başladı. Sanki dakikalar geçmiyordu . Kapıya arkasını dönüp beklemeye devam etti. Ve kapı açıldı sonunda.

-Buyrun .'diyerek garip bakışlar atan kişi Cem'in bizzat kendisiydi. Hümeyra'nın böyle bir süprize yelteneceği aklının ucundan geçmediği için bu gelinlikli kızı şaşkınlıkla karşılanmıştı. Derken içeriden tiz bir kadın sesi yükselmişti.

-Aşkım kim gelmiş?'

Cem'in sesini duyup heyecanla arkasına dönen Hümeyra içerden gelen kadın sesiyle neye uğradığını şaşırmıştı. Başından aşağı kaynar sular dökülmüş, yüzündeki gülüşü solmuştu. Ama en az onun kadar şaşkın biri daha vardı. Cem şok olan suratıyla Hümeyra'ya bakıyordu.

-Su ?'demişti bir an donup kalırken. Hümeyra'nın ikinci ismiydi Su . Annesi babaannesinin koyduğu ismi beğenmemiş , yanına Su ismini eklemişti . Ve tabiiki sadece onu kullandırmıştı . Yıllar önce babaannesinin kucağından kopartılıp Fransa'ya götürüldüğünden beri kimse Hümeyra dememişti ona. Genç kızın zihninde turlayanlar gözlerinin dolmasına sebep olmuştu.

Göklerdeki Nikah (Tamamlandı) Where stories live. Discover now