Talk Me Down

bir zamanlar

  We are problems that want to be solved

 We are children that need to be loved...

---

Yixing son parşömeni de Jongin'den alıp okumuş ve daha sonrasında tuniğinin içerisinden pantolunun beline sıkıştırmıştı. Bu bilgilerle bir muhafıza yakalanırsa Jongin'i de tüm isyancıları da yakardı. 

Adımları istemsizce her zaman Sehun'la buluştukları sokağa gelince bir an duraksadı. Belki kendi aklının oyunuydu ama ne zaman bu sokağa girse Sehun'un kokusu burnuna dolardı. Bir an duraksadı ve taş evin duvarına yaslanıp soluklandı.

3 yıl önce

Yixing duvara yaslanmış, ona her zaman gülerek gelen adamın şimdi suratında ki sert ifadeyle gelmesini izliyordu. Sehun'la tanıştıklarında Yixing sokakta kardeşlerine dikkat eden küçük ama büyük adamdı. Sehun ise Kraliyet'te çalışan ailenin asil oğluydu. Sehun sürekli saraydan kaçar, soluğu Yixing'in yanında alırdı. Defalarca muhafızlar Sehun'u yakalayıp geri annesine götürmüştü ama Sehun o yaşında bile Yixing'le olmayı o kadar çok seviyordu ki asla engel olamıyorlardı. 

Ona neden bu kadar bağlı olduğunu 16 yaşındayken çözdü Oh Sehun. Bir göl kenarında oturuyorlar ve sakince akan suyu izliyorları. Yixing'in ailesinin ölüm yılıydı ve yılın o günlerinde Yixing hep çok mutsuz olurdu. Yixing'in suratını izlemek kalbini acıtıyordu. Güzel siması ve gülümsediğinde oluşan gamzeleri. Yixing'i sevmemek mümkün bile değildi. Sehun çocuk yüreğiyle Yixing'in parmaklarını kendi parmaklarına geçirmişti ve onu oracıkta öpüvermişti. Aslında beklenmedikti. 

Yixing'in onu itip kaçacağına eminken genç adam onu geri öpmüş hatta kucağına oturmuştu. Sehun o günü favori günü ilan etti. 

Yıllar boyunca öpüşmeleri, birbirlerini sevmeleri hep devam etti. Yıldızların altında defalarca seviştiler. Beraber şehir tiyatrolarında eğlendiler ve delilerce koştular. Gençliklerinin en güzel yanı birbirleriydi çünkü. 

Ta ki o güne kadar. 

Sehun duvara yaslanmış sevgilisinin önünde durdu ve alnına minik bir öpücük bıraktı. Yixing'in kolları anında omzunu sarmıştı bile. Meraklı sesiyle mırıldandı.

 "Neden bu kadar ciddisin Sehun'ah?"

Sehun bunu söylemenin neden bu kadar zor olduğunu biliyordu elbet. Yixing Kral'dan da muhafızlarından da nefret ederdi. Ve şimdi ona söyleyeceği şey hiç hoşuna gitmeyecekti.

"Ben... Kral beni muhafızlarının arasına aldı ve annemler bu duruma çok sevindi Xing."

  Yixing şokla Sehun'a bakarken kollarını uzun olanın omzundan indirdi. Sehun'un gözlerinde olan endişenin sebebi kendisiydi. Sehun nasıl olurdu da o iğrenç adamın muhafızı olabilirdi? 

"Nasıl yaparsın Hun? O adama hizmet etmeyeceğim de bana!"

Sehun gözlerini kaçırdı, zor olacağını biliyordu ama Yixing onu seviyordu değil mi?

"Bak Xing, aileni öldürenin Kral Seomyung olduğunu biliyorum ama başka çarem yok."

Yixing sol gözünden bir damla yanağına düştüğünde elleri bile titriyordu. O bir isyancıydı. Sevdiği adam ise düşman olduğu her şeyin yanına gidiyordu. Kral her seferinde sevdiklerini elinden alıyordu.