"Ne istiyorsunuz" sesim sakin bir şekilde çıkarken savaş gülümsedi. Bir adam nasıl bu kadar dengesiz olabilirdi.

"Çalışmak istemiyor muydun "

"Hala istiyorum   "

"Peki" savaş masasında bulunan bir kaç dosyayı önüme dogru çekerken dosyalara baktım.

"Dosyalara uzaylı görmüş gibi bakma eğer benim sirketimde çalışacaksan en iyisini yapmak zorundasın. Bu dosyaları düzenlemekle başla şimdi"  dediği şey ile kafamı sallarken dosyaları alıp ayağa kalktım.

"Nereye"

"Çalışmaya" dediğim şey ile sen ciddimisin der gibi bakarken gözlerimi devirdim.

"Savaş bey masama gidiyorum izninizle"

"Burada çalış"

"Anlamadım" ses sonum yüksek bir şekilde çıkarken gülümsedi. Yüzüm kizarirken öksürdüm.

"Bir kaç dosya zaten dedigim gibi burada çalış " sabır diler gibi yüzüne bakarken pes edip yerime tekrar oturdum. Savaş zaferle başını koltuğuna yaslarken ona  bakmamaya çalıştım. Eğer ona bakarsam elim birbirine karışıyordu. Masada duran kalemi elime alırken bir dosyayı açıp baktım. Gelir listesi miydi neydi ne anlardim ben bundan. Saç diplerimi sinirle kaşırken resmen kağıtla kavga ediyordum. Sinirle önüme düşen saçımı toplayıp elimde ki kalemle tutturdum. Kafamı tekrar dosyalara indireceğim sırada savaş değişik bir şekilde yüzüme bakıyordu. Ona baktığımı farkedince bakışlarını başka bir yöne çevirmişti. Onu aldırmamaya çalışıp tekrar kafamı dosyalara gömdüm. Kim patronunun yanında rahat iş yapabilirdi ki. Dosyaların üzerinde iki el daha görürken kafamı kaldırdım. Savaş arkamda duruyordu. Ne güzel kokuyordu bu adam!

"Çok kolay sadece bir kaç düzene göre siralaman gerekir" kulağımın yanında konuşurken irkildim. Kalbim hızlı bir şekilde çarpıyordu. Niye normal bir şekilde karşıma geçip göstermiyordu. Bir kaç dosyayı yerine hızla koyarken ona döndüm. Fazla yakındık. Aptalsın derin aptal niye bir anda kalkiyordun ki ayağa savaşla burun buruna gelirken hızla geriye doğru çekildim. Boğazım kurumuştu.

"Şey ben yapabilirim sağolun " savaş çapkın bir şekilde gülümserken karşıma nihayet geçmişti. En başta karşıma geçmiş olsaydı ölürdü sanki. Bu genç yaşımda kalpten gidecektim kesin.

"Peki sen yap o zaman" olumlu bir şekilde kafamı sallarken yerime oturdum. Bu seferde karşımda oturuyordu. Fazla havalı gözüküyordu. Ne diyordum ben saçma saçma konuşuyordum. Kolumda ki saate bakarken saatin baya geç olduğunu görmüştüm. Çalışmam bitmiş demekti.

"Savaş bey çıkış saatim geçmiş bile yarın devam etsem"

"Olmaz"kesin bir şekilde konuşurken yumuşak bir şekilde konuştum.

"Peki ama neden?"

"Ben öyle işimi yarım bırakmayı sevmem çalışanlarda bilir zaten ve sende yavaş yavaş bu şirketin kurallarını öğreneceksin" kaşlarım çatilirken sinirle ona baktım. Laflara bak havalı havalı da konuşuyor kendini ne sanıyor bu adam onu dövmek istiyorum hatta boğmak yada öldürmek . Dediğim şeyleri duyar gibi yüzümü incelerken yutkundum. Bu adam normal değildi. Acaba anlamış miydi. Tanrım! Kafamı dosyalara gömdüm hızla bitirmem gerekti yoksa ben onu öldürmeden o beni öldürürdü..
...................
Kaç saat geçmişti bilmiyorum ardı ardına buglemden mesajlar geliyordu. Son dosyayiya kapatırken esnedim. Savaş bey nihayet odada yoktu dosyaları düzgün bir şekilde masaya bırakırken çantamı alıp dışarıya çıktım. Ayaklarım acıyordu.  Kaç saat oturmuştum kim bilir. Koridorda kimse yoktu. Tek ben mi kalmıştım koskoca şirkette. Hızla aşağıya inerken çıkış kapısından çıktım. Fazla sessiz bir yerdi.

"Stajer" aniden gelen sesle panikle bağırırken savaş yanıma koştu. Elimi göğsüme koyarken rahatlayan yüz ifademle ona baktım.

"Siz beni öldürmek mi istiyorsunuz"

"Ne" savaş şaşkınlıkla bakip gülerken kaşlarimi çattım.

"Niye kimse yok şirkette"

"Herkes çıktı çünkü çıkış saatinde"

"Anlamadım "

"Bunu küçük bir ceza gibi say" dediği şey ile kaşlarım daha çok çatilirken beni bilerek bu saate kadar tuttuğu aklıma dank etmişti.

"Çok çok kötünüz "

"Fazla korkaksın "

"Ne? Kim ben mi ?" Kendimi savunmaya çalışırken savaş gülümsedi. Bu adam nasıl bu kadar tatlı gülümsüyordu.

"Yürü hadi madem tek kalan sensin seni ben bırakırım"

"Hayır teşekkür ederim"

"Yürü hadi bu saatte hiçbir araç geçmez buradan"dediği şey ile kafamı olumlu bir şekilde salladim. Dediği gibi araç falan bulamazdım. Tek te kalmak istemiyordum. Denizden düşüp yılana sarılmak dedikleride bu olmalıydı.

STAJYER (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now