BAĞIRMAK

62 8 0
                                    

2 GÜN SONRA:

Bugün taburcu oluyordum ve eve gidecektim. Annem bulaşıkları yıkamadığım için köyü ayağa kaldırmış. Düşünsenize belki öleceksiniz ama anneniz siz bulaşık yıkamadığınız için size kızıyor.

Eve gitmek istemiyordum ama mecbur gidecektim. Kaçıp gitmek vardı. Yeni bir başlangıç yapıp her şeye yeniden başlamak vardı. Benim yapabileceğim tek şey ise eve gidip ölümümü beklemek.
Ne kadar acı bazen düşünüyordum insan kendine acırmı diye? Bu sorunun cevabını buldum. Evet acıyor hemde hiç kimseye acımadığı kadar kendine acıyor.

"Ablacım hadi gel üstünü değiştir gidicez"
Diyen ablamla başımı çevirdim. Ablam elinde tuttuğu kıyafetleri gösteriyordu.

Kıyafetleri alıp hastane odasının banyosuna geçtim.

Kısa kot şort ve üstünede beyaz tişörtü giyip aynadan kendimi incelemeye başladım.

Yüzüm bembeyazdı. Göz altlarım hafif morarmıştı ve gözlerim şişmişti.

Saçlarım sabah yıkandığı için tertemizdi ve çok hoş duruyordu.
Kendime bakmayı bırakıp banyodan çıktım. Odaya girdiğimde Burak ve Çağrı abide gelmişlerdi.

Çağrı abi yanıma gelip yanağımı sıktı.

"İyimisin ufaklık.?"

Onlarada çok zahmet vermiştik.

"İyiyim Çağrı abi ama ben ufaklık değilim"
Diyerek gülümsedim.

"Benim için ufaklıksın"
Diyerek ablama baktı. Kesin aralarında bir şey vardı ve benim bunu öğrenmem lazımdı.
Başımı ablama çevirip sinsice gülümsedim.

"Ablacım size bir şey sormak istiyorum?"
Diyerek gözlerimi ablam ve Çağrı abi arasında gezdirmeye başladım.

Çağrı abi ne diyeceğimi anlayınca Burak'ın yanına geçip oturdu.

Ablam "Sor tabiki" diyerek masanın üzerinde duran suyu alıp içmeye başladı.

"Çağrı abi ile sevgilimisiniz?"

Öksürük sesleri gelince Çağrı abi ayaklandı ve ablamın sırtına vurmaya başladı.

"Öyle pat diye sorulur mu he Çağla'cım"
diyen ablam masanın yanına gidip şu bardağını bıraktı.

Burak'a baktığımda gülüyordu.

"Daha cevabımı alamadım ben"
Diye sordum tekrardan.

Ablam pes edercesine Çağrı abiye bakıp tekrar bana baktı ve konuşmaya başladı.

"Evet ablacım sevgiliyiz şimdi aldınmı cevabını?"

Tamda tahmin ettiğim gibiydi. Gerçekten çok yakışıyorlardı. Bende bir gün bu kadar mutlu olabilecekmiydim. Olamazdım heralde o kadar yaşamazdım. Ölmekten korkuyordum. Daha yapmak istediğim hayalini kurduğum çok şey vardı. Ben daha küçücüktüm. Çocukluğumu yaşayamamıştım. Sokakta arkadaşlarım oyun oynarken ben sadece onlara camdan bakmakla yetiniyordum. Pamuk şekerin tadını bilmezdim. Küçükken babamdan pamuk şeker istediğimde bana tokat atmıştı sonrada demişti ki "sen ne biçim bi çocuksun hiç isteklerin bitmiyor git zıbarda kafam rahatlasın"
O günden sonra babam hakkında tüm düşüncelerim değişti.

"Ne oldu neden ağlıyorsun?"diye soran Burak'a baktım.

Ağlıyormuydum. Hiç farketmemiştim bile.
Burak elini yanağıma koyup gözyaşlarımı sildi.

"Ben ölmek istemiyorum"
Diyerek yere oturup daha şiddetli ağlamaya başladım.

Bağırmak istiyordum son sesimle bağırmak istiyordum.

Herkes duysun ben ölmek istemiyorum.

Ablam yanıma oturup bana sarıldı. Omzuma gelen ıslaklıkla ablamında ağladığını anladım.
Bana en çok değer veren kişi ablamdı ve yine beni en çok teselli etmeye çalışan kişide ablamdı. O benim her şeyimdi.

"Merak etme kardeşim ölmene asla izin vermeyeceğim"

Geri çekilip ablamın yüzüme baktım. Hâlâ gözyaşlarım akıyordu.

"Benim çok hayalim var. Daha o dizilerde gördüğüm pamuk şekerlerden bile yemeden, hayallerimi gerçekleştirmeden ölmek istemiyorum."



KÖYLÜ KIZWhere stories live. Discover now