KY_8

584 16 2
                                    

Bölümler geç, okurlar kızgın, yazarlar tembel 😭😭😭

Merhaba arkadaşlar 😀😍

Bölümler arasındaki yayınlanma tarihlerine bakana kadar aslında her şey normal gibiydi😅 Sonra o tarihler arasındaki uçurum ensemize atılan bir şaplak gibi beynimizde yankılanınca eteklerden alevler çıkmaya başladı sjskls.

Yeniyiz diye biraz kitabın okunma sayısının artmasını bekliyorduk. Ama bayaa bi abarttığımızı anladığımızda frenlerimize köklenmemiz hiç de zor olmadı 😅
Neysemm... (Bize ders olsun bu 🙏)
Şu ana kadar iyi olduğumuzu düşünüyoruz. Ama elbette ki bu yeterli değil. Sizin fikirleriniz çok çok önemli. Yorumlarda fikirlerinizi eleştirilerinizi belirtmeyi unutmayın 😊

(azcık tavsiye verseniz hiç gıkımız çıkmaz. Valla 😀😀😀)

Evveeettt. Bu bölümlük bizden bu kadar. Bu kısa gibi başlanıp son noktası bi türlü koyulamayan "YAZARLARDAN YEDİKLERİ HALTLAR İÇİN ÖZÜRLER" temalı yazımız umarız ki hislerimizi size ulaştırır 😍😍😘

Keyifli okumalar 😘💜💜

***

Ömrüme ömür diye kattığım sensin...

___

Asel aklına gelen şeyin gerçek olmamasını dilerken hemen ayağa kalktı. Kalbi çok hızlı atıyor, susmak bilmeyen iç sesi onu kısa sürede çıldırtmaya yetiyordu. Saçma evciliklerine kendini kaptırıp gerçekten onunla olabileceğini düşünen bu adamın gözünü iyice açmalı, istediği şeyin asla olmayacağını ona iyi bir ders vererek göstermeliydi.

Gelinliğiyle olabildiğince sessiz olmaya çalışıp acıyan bileğini umursamadan, neden odanın kenarında durduğunu bir türlü anlayamadığı ince uzun sopayı hızlıca eline aldı. Yatak odasında bulunan oldukça şık ve uzun bir sopanın mantığını anlamaya çalışmaktan çok işine ne kadar çok yarayacağını ve o kas kafalı hödüğün kafasında bırakacağı mükemmel izi düşünerek usulca dolabı karıştıran Karan'ın arkasına geçti.

Yüzünde harika bir intikam gülüşü belirmiş; o günkü öpücük, dans sırasında kendisine yaşattığı korkunç derecede iğrenç dakikalar ve tüm o iğneli ego fışkıran sözler bir kez daha film şeridi gibi gözlerinin önünden geçmişti. Tüm gücüyle sopayı kaldırıp hödüğün kafasına yerleştirecekken ne ara döndüğünü anlayamadığı güçle sopa havada kalmıştı. 'Kesinlikle bu adamın arkasında gözü var' diye düşünürken acı acı yutkunuşuyla ne halt yiyeceğini bulmaya çalışıyordu.

"Hayırdır Kızıl Cadı?"

Sıkıca tuttuğu sopayı Karan'ın elinde bırakarak geriye birkaç adım attı ve aradaki mesafeyi korumaya çalıştı.

"İstemiyorum!"

"Saçmalama. Bu gerekli. Git otur şuraya. Geliyorum şimdi."

Duyduklarının gerçek olup olmadığını anlamaya çalışması bir kez daha bu iğrenç cümlelerin kafasında yankılanmasına neden olmuştu. Korkusu yüzünden okunur hale gelmiş, kaskatı kesilmişti.

"B-bana bak! E-eğer ba-"

Bir anda kendini Karan'ın kollarında bulan Asel tamamen nefes almayı unutmuş, dilini yutmuştu. Korkusu onu tamamen ele geçirmiş gözlerinde biriken yaşlar görüşünü engellemeye başlamıştı.

"Sana otur dediysem oturacaksın!"

Yavaşça yatağa oturtulduğunu hissedince kilitlenen vücudu Karan'ın tüm hamlelerini izlerken nasıl kurtulacağını düşünüyordu. Birdenbire önünde eğilip bileğini kavrayan adamın ne yapmaya çalıştığını şaşkınlık içinde izlerken burkulmuş bileğine değen buzun verdiği rahatlıkla bir an rahatlamıştı.

KALBİMDEKİ YABANCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin