KY_4

692 23 0
                                    

  Merhaba arkadaşlar. (Havaya girmek için Tabi Tabi'yi dinliyorum başka bi şarkı yokmş gibi 😀) Artık işlerin eğlenceye dönme vakti geldi bizce. Eee hep dram, hep dram nereye kadar dimi. Tamm yine birazcık ağlatıcaz kızımızı ama o da dayansın be azcık. Neydi o söz 'Gülü seven dikenine katlanır'. (Spoiler vermişim 😯)
Bizi takip edip bölümleri okuyan ve voteleyen herkese tşk 😘
Keyifli okumalar 😊
___

"Sen benim, dünden razı olduğum kaderimsin..."

***

   Karşısına yine o Buzdan Hödük'ü çıkaran kaderine bir kez daha isyanlar savuran Asel, gururuna yediremediği bu durumda kendini utanç içinde hissederken aynı şekilde Karan da içinden 'Yine mi bu Kızıl Cadı!' diye geçiriyor ama bir yandan da evleneceği kızın bu cadı olmasında nedensizce en ufak bir huzursuzluk bile hissetmiyordu.

Fazıl Bey karşısında sinirden ve şaşkınlıktan birbirlerini öldürmek istermişçesine bakan bu gençlerin dikkatini çekecek tonda sesini ayarladı.

"Siz, tanışıyo musunuz?"

Asel fırtınalı denizini Fazıl Bey'in gözlerine odakladığında sinirinin sesine yansıdığını Fazıl Bey bile anlamıştı.

"Malesef!"

Karan gözlerini kızdan ayırmadan sinirle imalı lafların karışık olduğu cümleyle devam etti.

"Tanıştırayım amca. 'İyilerin dostu kötülerin düşmanı Kızıl Cadı'."

"Bencil, düşüncesiz, Buz Adam Hödük."

Karan'a ayak uyduran Asel karşısındaki adamın deli bakışlarını meydan okurcasına karşılarken ikisi de Fazıl Bey'in kahkahasıyla irkildi.

"Anlaşabilmenize sevindim."

"Ne anlaşması amca ya. Bu Cadı'yla anlaşabilmeyi bırak aynı havayı bile solumak adamı delirtmeye yetiyo!"

"Almayıverin o zaman! Ağır gelir size!"

Asel'in bu delidolu yüreğinden zamanında Emir de çok çekmiş, hatta çoğu kez kızı birileriyle kavga ederken bulduğunda araya yanlışlıkla kendi de kaynamış, e haliyle ağzının payını da almıştı. O günden sonra bir daha Asel'in keçi inadı ve susmayan çenesinin karşısında durmamaya da yemin etmişti. Emir'i terbiye ettiği gibi bu adamı da yola getirmeden ya da en azından hak ettiğini vermeden geri adım atmaya niyeti yoktu genç kızın.

  Fazıl Bey bu iki deli yürek karşısında içten içe kıkırtılarını bastırmaya çalışarak boğazını temizledi ve zar zor yüzüne yerleştirdiği ciddiyetle eliyle masayı gösterdi.

"Evet çocuklar, oturalım mı artık? "

  Ayakta gözlerinin içine öfkeyle bakan bu kızla daha fazla ayakta durmak istemeyen Karan sandalyelerden birini çekti ve oturdu. Karan'ın her bir hareketini takip eden Asel de Karan'ın karşısındaki sandalyeye oturarak Fazıl Bey'in aralarına oturmasını sağladı. Ortamın sessizliğinden iyice gerilen Fazıl Bey konuya nereden başlayacağını bilemese de bir şeyler söylemesi gerektiğinin farkındaydı.

"Eee, Karan bu Asel. Asım'ın kızı."

Birden duraklayan Fazıl Bey mahçup bir şekilde kahkaha attı.

"Aa, doğru. Siz daha önce tanışmıştınız."

"Adını bilmiyordum."

Ses tonundaki soğukluğu tenine kadar hisseden Asel hala çok sinirliydi. Teklifi kabul etmeyi düşünmüştü. Ama karşısındaki adam trafikte saydığı adam olunca gururu yine kendini belli ederek mantığına engel oluyordu. Sabrının sınırını merak ederek beklemeye çalıştı.

KALBİMDEKİ YABANCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin