Ne yapacağız biz?

Começar do início
                                    

Gözlerini açtığında ter içindeydi. Uyanmanın verdiği o acı hissi yeniden hissetti bedeninde ve ruhunda. Bu sefer uyanmak onu Larisa'dan ayırmıştı. Biraz daha görmeliydi onu,biraz daha bakmalıydı ona. Ama ne kadar görse de rüya idi hepsi. Yine bir süre sürecek ve sonra sona ercekti. Hızlıca doğruldu tüm acıya rağmen. Kafasını ellerinin arasına alarak öylece oturdu. Ağzından 'Larisa' çıktı birden ve sonra hemen sustu. 'Hepsi rüyaymış!' dedi. Rüya olduğuna üzgündü ama yinede onu görmüştü,gerçek olmasa da.

Henüz yeni uyanmıştı ama hala yorgun hissediyordu kendini. Artık uykular onun yorgunluğunu dindirmiyordu. Çünkü onun yorgunluğu bedeninden çok ruhundaydı.Başındaki ağrı da devam ediyordu bir yandan. Günlerdir dinmeyen bir ağrı beynin her zerresini sarmıştı.

Ayağa kalktı yavaşça,bir iki adım attı ama başı dönemeye başladı. Daha fazla ayakta duramayıp yıpranmiş koltuğuna oturdu.

Birden Harfen'in bugün tekrar geleceğini hatırladı. Içini sıkıntı kapladı. Zamanı mıydı Harfen'in onu bulması?

"Ah Harfen nereden çıktın? Neden buldun beni?"

Elleriyle yüzünü kapattı. Dağınık saçları ellerine değiyordu. Gördüğü rüya gelmişti aklına,Larisa'nın sözleri..

'...Kapandın kendi içine ve beni bulamaktan kaçtın,herkesten kaçtın. Neden kendini kapattın bu küçük iç dünyana Norsheff?.."

Norsheff'in beynini,ruhunu ve tum odayı sarmiştı bu sözler. Sanki o anda Larisa gelmiş ve onun yüzüne söyluyordu bunları.

"Bir nedeni var." diyordu içinden. "Hepsinin bir nedeni var. Kapatmalıydım kendimi,kaçmalıydım herkesten çünkü kimse iyi gelmiyordu bana. Yalnızlık daha rahatlatıcıydı Larisa."

Belki de öyle değildi. Belki de bu kadar kaçmamalıydı,bu kadar sığınmamalıydı yalnızlığına. Başka türlü yaşamalıydı.Belki de haklıydı Larisa, Norsheff onu hiç aramamıştı,beklememişti.

Bunaltmıştı onu tüm bu düşünceler. Yorulmuştu,içi daralıyordu. Ayağa kalktı ve penceresine yöneldi. Penceresi buğulanmıştı. Kolunun tersi ile penceredeki buğuyu sildi ve dışarıyı izlemeye başladı. Pencerenin arkasından sonbaharı izliyordu. Bir süre sonra pencereyi açtı. Rüzgar tüm bedenini sardı. Pek uzun sayılmayacak saçları savruluyordu. Biraz önce pencerenin ardından izlediği sonbahar artık tüm çıplaklığı ile karşısındaydı. Sonbaharın kaldırımlara,ağaçlara düşüşünü seyrediyordu. Ağaçlar ve kaldırımlar bu durumdan memnun görünüyordu. Ama insanlar.. Onlar hiç memnun değillerdi. Onlarca insan kaçışıyordu bir taraflara. Norsheff insanların sonbahardan kaçışını alaycı ve küçümseyici bir gözle izledi

"Hiçbir faydası yok kaçışlarınızın! Siz ne kadar akilsız ne kadar acizsiniz! Her adım attığnız yerde o var. Nasıl kaçmayı düşünüyorsunuz?"

Evet bir faydası yoktu kaçışlarının çünkü nereye kaçsalar sonbahar yine oradaydı. Onlar oraya ulaşamadan önce sonbahar çoktan yerini almış oluyordu.

Ama bunu yani kaçmanın gereksizliğini Norsheff'in söylemesi garip değil miydi? O da kaçmıyor muydu;yağmurdan olmasa da insanlardan başka şeylerden? Onun kaçışıda bu kaçışlara benzemiyor muydu? Evet benziyordu.

O da kaçıyordu ve o da başaramıyordu kopmayı, kaçmayı tamamiyle başarmayı. Acılardan kaçmak istiyordu ama bunun farkında olmasa da acıya gidiyordu. Acıya gitmese de yanında götürüyordu. İnsanlardan kaçıyordu ama bir türlü kurtulamıyordu. Onu heryerde buluyorlardı.. Bunların hepsi Norsheff'in kafasından da geçiyordu. Sanki artık birşeylerin farkına varır gibiydi.

Chegaste ao fim dos capítulos publicados.

⏰ Última atualização: Aug 07, 2017 ⏰

Adiciona esta história à tua Biblioteca para receberes notificações de novos capítulos!

Sonbaharın SesiOnde as histórias ganham vida. Descobre agora