Norsheff İyi Misin?

101 31 16
                                    

Hafifçe gözlerini açmaya başladığında bir takım sesler geldi kulağına.

"Hey,gelin çabuk! Gözlerini açıyor,uyanıyor."

Gözlerini tamamen açtığında sokakta olmadığını,bilmediği bir yerde bulumduğunu anladı. Başında bekleyen adamın bağırması ile gelen orta yaşlardaki beyaz önlüklü kadını görünce onun hemşire,bulunduğu yerinde bir hastene olduğunun farkına vardı. Gerçi yatmış olduğu oda o kadar pis kokuyordu ki oranın bir hastane olduğuna zor inanılırdı. Gelen hemşireye bakarak hafif sert tavırla konuştu.

"Ben neden burdayım,kim getirdi beni buraya?"

"Beyfendi sakin olun lütfen. Sokağın birinde bayılmışsınız. Oradakiler de hemen sizi buraya getirmişler. Geldiğinizde suratınız bembeyazdı. Çok bitkin görunüyordunuz zaten doktor beyde ilk kontrolunde vucudunuzun yorgun olduğunu ve o yüzden bayıldığınızı söyledi."

"Lanet olsun! Bayılmışsam kime ne? Neden getirirler ki beni buraya? Ben iyiyim hiçbirşeyim yok. Hem bu oda çok kalabalık ve çok pis. Hasta olmasam dahi burada hastalanırdım"

Hemşire adamı hastaneyeYinetirip yaninda bekleyen 3 4 kişiyi odadan çıkarttı.

"Beyfendi biraz önce dışarıya çıkardığım insanlar siz sokakta bayılınca buraya getiren insanlardi. Teşekkür etmek yerine onlara kalabalık yapıyorlar dediniz."

Hemşirenin sözlerinden sonra insanlara sadece kalabalık dediği için biraz üzülsede umursamaz tavrına devam etti.

"Umrumda değiller. Ben istemedim onlardan beni buraya getirmelerini. Keşke getirmeselerdi."

"Yanılıyorsunuz beyfendi sizi buraya getirmeselerdi orada öylece kalırdınız ve durumunuz daha kötü olabilirdi. Her neyse üzerinizde sizi tanıyabileceğimiz bir şey bulamadık. Isminiz neydi?"

"Benim adım Norsheff. Adımı da öğrendiğinize göre benim bu lanet yerden ne zaman kurtulacağımda söylersiniz."

"Norsheff bey 2-3 saattir kesintisiz uymanıza rağmen hala çok yorgun gözükuyorsunuz. Biraz daha burda dinlenmeniz hatta birşeyler yemeniz gerek. Hem birazdan doktor beye uyandığınızı haber vereceğim. Eminim sizi tekrardan kontrol etmek isteyecektir. Sizin ne zaman taburcu olacağınıza ben değil o karar verecek. Şimdi burada kalmanız ve biraz olsun dinlenmeniz sizin için daha iyi olacaktır."

Hemşirenin bu sözlerinden sonra ona boş boş baktı ve herzamanki gibi onu aldırmıyorcasına kafasını çevirdi.

"Ben şimdilik gidiyorum Norsheff bey. Birazdan Doktor bey gelip sizi kontrol eder. Geçmiş olsun."

Adamın yüzünden burada olmaktan sıkıntı duyduğu ve söylenenlerin hiçbirini umursamadığı belli oluyordu.

"Ne diyor bu kadın böyle? Çok yorgun gözüküyormuşssum. Peh.. Bu kadını dinleyip de  burda bir dakika dahi fazla duramam. Hiçbirşeyim yok benim sadece biraz güçsüzüm. Hem kötü olsam dahi doktor nerden bilecek. Ah tanrım neden burdayım,neden o sokakta değilim? Yıne başaramadım gitmeyi,neden bana biraz daha güç vermedin?"

Adam boş odada kendi başına konuşuyor ve burada daha fazla kalamayacağını yineliyordu.

"Gitmeliyim burdan. Hemen kurtulmalıyım bu lanet olası yerden!"

Adam yavaşça doğruldu. Hala başı dönüyor ve bir hayli yorgundu. Yinde hiçbirşeyi olmadığına kendini inandırmak istiyor "Hiçbirşeyim yok. Buradan kurtulunca hepsi geçecek." diyordu. Ayağa kalktı kapıya yöneldi ve kimseye haber vermeden dışarıya çıktı. Hastane koridorunda yürürken oradakilerin onun hasta olduğunu düşünmemeleri için daha dinç görünmeye çalışsada beceremiyordu. Bütün yorgunluğuna hastanedeki kalabalık ile kalabalığın kulaklarını rahatsız eden sesi de eklenmiş bu durum adamın kendini hastaneden daha hızlı atmasına sebep olmuştu. Dışarıya çıktığında etrafına baktı nerde olduğunu anlamaya çalıştı. Sonra yeniden o eve gitmeyi düşündü. Ancak başı hala dönduyor ve yorgunluğu geçmemişti. Adam da yorgun olduğunu kabullenip oraya bu halde gidemeyecğine karar verdi. Evine gitmek istedi ve evinin yolunu tuttu.

    Evinin önüne geldiğinde daha da yorulmuş ve gözlerini açık tutmakta zorlanıyordu. Cebinde hiç parası olmaması onu yolda gelirken hiçbirşey yiyememek zorunda bırakmıştı. Kapıdan içeri girdiğinde ev sahibi yaşlı kadının biriyle konuştuğunu gördü. Adam onların yüzüne bakmadan geçip merdivenlere yönelsede onlar adama şaşkın ve biraz acırcasına bakmıştı.  Yukarı çıktı odasına girip kapıyı kapattı. Paltosunu çıkarıp kapının ardına asacaktı ki kapı çaldı.

"Norsheff bey kötü olduğunuzu duydum. 2 sokak ötede bayılmışsını sizi oradan hastaneye götürmüşler. Içeri girerkende hiç iyi görünmüyordunuz. Simdi nasılsınız? Umarım iyisinizdir."

Kapıyı çalan ev sahibi bayan Polina idi. Tüm olanları bilmesinin sebebi adam içeriye girerken konuşmakta olduğu kadındı. Adam kapıyı açtı.

"İyiyim bayan Polina. Sadece yorgunluk."

"Evet belli oluyor çok yorgun gözüküyorsunuz. Bir ihtiyacınız var mı? Aşşagı gelin isterseniz. Size biraz çay ve yiyecek ikram edeyim."

"Teşekkürler bayan Polina ama gerek yok sanırım uyusam daha iyi olacak."

Kadın adamın yüzündeki kararlı tavrı görünce teklifini yinelemedi ve "siz bilirsiniz" deyip oradan ayrıldı. Adam hemen kapıyı kapatıp masanın üzerinde duran en az iki günlük ekmeği yemeye başladı. Ekmeği yiyip yatağa uzanmak için haraketlendiğinde-karnı nispeten doymuş olsada-başı hala dönuyor vücudundaki o yorgunluk aynı yerinde duruyordu. Yatağına uzandığında gözlerinden yorgunluk ve yapmak istediklerini bugünde yapamadığı için duyduğu derin üzüntü okunabiliyordu. Bayıldığı ana gidip o anda orada bayılmamak ve istediklerini yapbilmek için herşeyini verebilirdi. Adamın her saniye daha fazla yorgunluğu artıyor ve gözleri yavaş yavaş kapanıyordu.

     Akşam yaklaşıyor dışarıda hava kararmaya başlıyordu. Yağmur bulutları birkaç saat öncesine oranla artmış gökyüzünü tamamiyle kaplamıştı. Ve bu akşamda artık tamamiyle sonbaharın olmaya başlıyordu. İlk yağmur damlalarının düşmesinden birkaç dakika sonra adam, açık kalmış penceresinden dolayı duyduğu yağmur sesleri ile uyandı. Pencereden giren sonbaharın akşam soğuğu odasını kaplamış adamı bir hayli üşütmüştü. Ayağa kalkıp pencereyi kapatmak istediğinde uyumadan öncekine oranla baş ağrısı ve yorgunluğu biraz olsun azalmasına rağmen hala bitkindi. Masadan tutunarak -biraz zorlukla- ayağa kalktı pencereye yöneldi. Pencerenin önüne gelip tam camı kapatacakken bir anda yüzünü inanılmaz bir şaşkınlık ve heyacan kapladı.

"Aman tanrım, O burada."

Diğer sayfaya geçiniz.

Sonbaharın SesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin