20. Bu Şehirde Sen Varsın

Start from the beginning
                                    

Kiraz Mahallesinde tadını çıkartırcasına yürümeye başladı Nazenin. Gördüklerine tebessüm etti tanıdığı kişilerle sohbete koyuldu. Yokuştan aşağı ineceği sırada radara yakalandı Nazenin.

"Hiii mavişim bu ne güzellik böyle tü tü tü maşallah" kapının önünde gördüğü Aysel Sultanın yanına ilerledi Nazenin. Önce sıkı sıkı sarıldı tatlı cadı kadına. Yanaklarından da öptü.

"Teşekkür ederim Aysel teyzem"
"Nereye gidiyorsun mavişim" meraklı gözlerle sordu Aysel sultan. Duyumlarına göre delibaş Halit'i maviş süründürüyordu. Ohh çok da iyi yapıyor demişti duyunca Aysel sultan.

"İpek'e  kahvaltıya gidiyorum Aysel teyzem"

"Oh oh git tabi yavrum. Yazık o kızcağız da sen gittikten sonra çok üzüldü. Hoş , hangimiz üzülmedik ki. Ama bir daha gitme be kuzum. Alıştık sana. Vallahi Yeliz'den Ahsenden Duygudan ayırt etmiyorum seni. Sende benim evladımsın"

Nazenin Aysel Sultanın gözlerinde ne kadar sevildiğini bir kere daha gördü. Herkesin işine illa ki karışan her olayda parmağı olan Aysel sultan kimsenin kötülüğünden yana değildi aksine mutluluğun sevdanın peşindeydi bu kadın. Gözleri dolu dolu bir daha gitme kuzum demişti ya kalbinde bir yerlere dokunmuştu bu güzel kadın.

Nazenin Aysel Sultanın elini avucuna aldı. "Hayat bu belli olmaz Aysel teyzem. Zaman ne gösterirse. Düğünümüz bitsin de"

"Böyle dediğine göre gitmeyi hala düşünüyorsun sen"

"Burada olduğum zamanın tadını çıkaralım hep birlikte Aysel sultan çünkü ben öyle yapmaya karar verdim."

Aysel sultanla Nazenin biraz daha kapı önü sohbet ettikten sonra Nazenin yola koyuldu. İpeklerin oturduğu yer Kiraz Mahallesinin iki arka sokağındaki mahalledeydi. Yürüyerek de gidilebilirdi birkaç defa İpek'le yürümüşlerdi. Nazenin yolunun üstünde gördüğü pastaneye girip İpek'in sevdiği eklerden aldı. Çevresine bakarak insanları izleyerek karşısındaki evden kendisine el sallayan İpek'i gördüğünde yolu bitmişti.

"Nazenin ablam hoşgeldin" kapıda boynuna atılıp sımsıkı sarılan İpek'e kollarını sardı Nazenin. Çok özlemişti İpek'i. İpek'i kısa zamanda olmayan kardeşi yerine koymuştu, kimi zaman omzunda ağlamıştı kimi zamanda suskunluğunu paylaşmıştı.

"Canım benim hoşbuldum"

İpek'in arkasında taş çatlasın 40 yaşlarında olan İpek'in güzelliğini kimden aldığını belli edercesine gülümseyerek bakan kadınla göz göze geldi.

"Hoşgeldin Nazenincim" Güler Hanım sarıldı Nazenin'e.
"Hoşbulduk Güler abla. Daha önce yüz yüze tanışamamıştık seninle meğerse kısmet bugüneymiş"

Hep birlikte kahvaltı masasına geçtiler. Hem konuştular hem yediler arada bir İpek'in kendisinden küçük 2 erkek kardeşlerinin atışmalarına güldüler, keyfiyle kahvaltı faslını yaptılar.

Kahvaltıdan sonra oğlanlar odalarına geçince Güler Hanımda konuşacak bir çok şeyleri olan kızları yalnız bırakmak amacıyla komşusuna gitti. İpek hemen mutfağa geçip Nazenin ablasıyla kendine sade Türk kahvesi yaptı. Karşılıklı oturup kahve içmeyeli 40 yılı hatır etmeyeli uzun zaman olmuştu.

"En çok da kahveni özlemişim" Nazenin gülümseyerek kahvesinden bir yudum aldı.

"Nasılsın Nazenin abla. İyiyim demen için sormuyorum. Gerçekten nasıl olduğunu merak ettiğim için soruyorum" dedi İpek. Nazenin ablasının burdan gittikten sonra ne yaşadığını kendiyle nasıl savaş verdiğini bilmek istiyordu. Anlatsın istiyordu.

NEREDESİN SEN? (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now