7. Bölüm •

2K 144 34
                                    

Yeni kapak ile geri dönüş yapalım :)

Hatırlatma...

Koridorda hızlı adımlar atarak miniğimin odasına ilerledim. Kapıyı açıp içeri girdiğimde odada yoktu. Odadaki banyonun kapısını çaldım ama orada da yoktu. Nerdeydi bu çocuk? Kat hemşirelerinden birine sorduğumda o da bilmediğini söylemişti. Allah kahretsin! Neredesin miniğim...

Devam...

Hastahane koridorunda deliler gibi ordan oraya savruluyordum. Kafayı yemek üzereydim ama hala bir gören çıkmamıştı. Akın da ortalıklarda yoktu. Belki o biliyordur umudu ile onu arasamda ulaşamamıştım. Kalp atışlarım artık normal seviyeden çıkmıştı. Kendime engel olamıyordum. Kendimi kötü düşüncelerle boğmak istemiyordum ama şuan da aklıma kaçırılması dışında başka hiçbir şey gelmiyordu. Daha iyileşmemişken hastahaneden çıkmamalıydı. Minik bedeni toparlanmamıştı, canı acıyordur şimdi. Ahhhh! Deliricem!

Ağlamak istiyordum... Sadece ağlamak istiyordum. Deniz yanımda olmadığı zaman kendimi kaybediyordum. Tüm gücümü kaybediyor gibiyim. O olmadan dik bile duramıyordum. Onun zarar görme ihtimali bile beni paramparça ediyordu.

Koridorun başından bana doğru gelen yorgun silüet ile ona doğru koşmaya başladım. Fazla yorgun görünüyordu ama şuan düşünebildiğim tek şey kardeşimdi. Onu bulmam gerekiyordu. Hızla yanına ulaşıp bağırmaya başladım.

"BULAMIYORUM! HİÇBİR YERDE YOK! NOLURSUN ONU BUL, SANA YALVARIYORUM!"

Yalvarışlarım koridorda yankılanırken Berzah endişeli bir şekilde yüzme bakıyordu.Ayakta duracak gücüm kalmamıştı, bunu o da farketmiş olacak ki beni omuzlarımdan tutmuştu.

"Sakin ol Derin. Kendine gel! O benimle."

Yaşlar gözlerimden firar ederken söylediği son sözü anlamaya çalışıyordum. 'O benimle.' Deniz onunla mıydı? O an verebildiğim tek bir tepki vardı.

"Ne!"

"Deniz benimle, sakin ol."

Söylediği son sözler, bedenimdeki son gücü almış, yere yığılmama sebep olmuştu. Gözlerim bulanıklaşıp karanlığa kapanırken kulaklarımda sadece Berzah'ın boğuk sesi vardı.

***

Üzerimdeki ağırlık, bir binanın ağırlığı ile eş değerde olabilirdi. O kadar fazlaydı ki gözlerimi açamıyor, nefes alışverişlerim bile beni yoruyordu.

"Derin?"

Boğuk sesler giderek netleşme başlıyordu. Gözlerim üzerindeki ağırlığı zorlayarak açılıyordu.

"Uyanıyor."

Sesler atık tam anlamı ile netleşip gözlerim açmayı başardığımda karşımda ilk Berzah'ı görmüştüm. En son ne olmuştu? Başımdaki ağrı düzgün düşünmeme izin vermiyordu bir türlü.

"İyi misin?"

Berzah'ın sorusuna yüzümü büzüştürerek bakmakla yetinmiştim. Cevap verebilecek gücü kendimde bulamıyordum. Sessiz kalarak bir süre bekledim. Son olanlar yavaş yavaş kafamda toplanırken kendime geliyordum.

"Deniz nerde?"

Berzah yüzünü bana çevirip düz bir ifade ile baktı.

"Deniz için endişelenme, o gayet iyi. Sağlığı ile ilgili hiçbir sorun yok."

"Sen endişelenme dedin diye benim hemen 'Aaa tamam içim rahatladı, Deniz için endişelenmeyi kesiyim.' dememi mi bekliyorsun?"

"Öyle demeni beklemiyorum. Sadece biraz sakin ol ve kendine az da olsa dikkat etmeyi dene. Şu an Deniz çok iyi. Benim evimde ve ona hijyenik bir ortam hazırlattım. Doktoru da bir sıkıntı olmadığını söyledi. Sende eğer bir an önce kendini düşünüp toparlanmaya başlarsan, senide götüreceğim. Tamam mı?"

Mor SalkımWhere stories live. Discover now