''B-Bahar...'' Elini avcumun içine bıraktı ve uzattığım elimi tutup sıktı. Bahar... Gözlerinin yeşilini adında yaşatıyordu. Küçücük eli elimin içinde kaybolmuştu. Gülümsedim.

''Memnun oldum Bahar Hanım.'' Utangaç bir gülümsemeydi aldığım ilk karşılık. Ve o an o gülümsemeyi hayatımın her anında görmek için her şeyi yapmaya hazır olduğumu düşündüm. Sonra o naif sesi duydu kulaklarım.

''Ben de memnun oldum Çağan Bey.''

.......&&.....&&......

Toplantı saatine dakikalar kalmışken gelmeyen birkaç kişiyi bekliyorduk. Yanımda oturan kişilerin sordukları soruları yanıtlarken gözlerim fırsat bulduğu her an Bahar'a dönüyor ve onun bakışlarını yakalamaya çalışıyordum. Ama O, başını yan tarafında oturan kadına çevirmiş, onun anlattıklarını gülümseyerek dinliyordu. Kapının açılma sesini duyduğumda gözlerimi Bahar'dan çekip kapıya çevirdim ve o an uzun zamandır yaşadığım şaşkınlıkları rafa kaldırmaya yetecek kadar şaşırmama neden olan kişiye baktım. Kayra... Buradaydı ve gözlerinde parlamaya başlayan yaşlarla bana bakıyordu.

Hemen ayağa kalktım, uzun uzun baktım gözlerine. Uzun zaman sonra bulduğum kız kardeşime bakar gibi, kaybettiğim kardeşime kavuşmuş gibi baktım. Abimin 'kalbi'ne baktım. Ne kadar süre o şekilde durduk bilmiyorum ama kendimi toparlayabildiğimde hızlı adımlarla yanına gidip sıkıca sarıldım ona. O da şaşırmış olacak ki hiçbir tepki vermedi önce. Sonra daha da sıkı sarıldım ve kolları yavaşça sırtıma ulaştı. Geri çekilince çattığım kaşlarımla baktım gözlerinin içine.

''Kayra? Nerelerdesin sen? Seni ne kadar aradım haberin var mı senin?'' dedim hafif yükselen ses tonumla. Hafifçe gülümsedi.

''Buradan çıkınca konuşalım mı?''

Etrafımızdaki insanlar aklıma geldiğinde Kayra'yı başımla onayladım ve bakışlarım istemsizce Bahar'a döndü. Kaşları neler olup bittiğini anlamak ister gibi havaya kalkmış ve gözlerindeki meraklı ifadeyle bir bana bir de Kayra'ya bakıyordu. Bakışlarımız kesiştiğinde gözlerini hızla kaçırdı benden ve not defterinin sayfalarını karıştırmaya başladı. Hafifçe gülümsedim. Yanındaki sandalyeye oturan Kayra'ya bakıp gülümsedi ve ona bir şeyler anlatan Kayra'yı dikkatle dinlemeye başladı. Ergin Bey'in de gelmesiyle uzun ve sıkıcı toplantılardan birine daha başladık.

Toplantıda her şey istediğimiz gibi gelişmiş ve gereken bütün şartların tamamlanmasından sonra iki ay gibi bir süre içinde projeye başlanması kararı alınmıştı. Hem bizim hem de diğer ortaklar için oldukça kârlı bir ortaklık olacaktı.

Toplantı bittikten sonra Bahar'a bakışlarımı tekrar çevirdim ve onun etrafındaki kişilerle vedalaştıktan sonra Kayra'nın yanına geldiğini, kendisinin yapması gereken bir şey olup olmadığını sorduğunu duydum. Kayra'nın asistanıydı demek ki ve bu da onunla daha sık görüşeceğimizin önemli bir sinyaliydi bana göre. Bahar, toplantı odasından çıktıktan sonra bakışlarımı yanımdaki kişilere çevirdim ve işle ilgili sordukları soruları üstünkörü cevapladım. Toplantı odasından çıktıktan sonra Kayra'nın odasına doğru gittiğini görünce hızlı adımlarla ona yetiştim ve omzuna nazikçe dokundum. Arkasına dönüp beni görünce küçük bir gülümseme yerleşti dudaklarına.

''Sana kahve ısmarlayayım mı, şeker yerine çikolata koyulanlardan?''

Gülümsemesi biraz daha büyüdü. '' Unutmamışsın.'' Unutmamıştım çünkü abim de kahveyi o şekilde içmeye başlamıştı Kayra'nın kahveyi o şekilde içtiğini öğrendikten sonra ve bana sürekli ne kadar güzel olduğunu anlatıp durmuştu.

''Eee, ne diyorsun?'' diye sordum daha fazla düşünmek istemeyerek.

''Olur, içelim.''

Birlikte asansöre doğru yürürken karşıdan gelen Selen'i gördüm. Hiç değişmemişti ama sanki tanıdığım neşeli kızdan biraz daha farklıydı. O kazadan sonra onunla da görüşememiştik. Kayra'ya baktığımda Selen'e çevrilen bakışlarında nedenini anlayamadığım bir öfke vardı. Selen'in yanına doğru yürüdü. Selen bir şey söylemeye çalıştığında onu susturmuştu duyamadığım birkaç sözcükle ve hızlı adımlarla yanıma geldi. Birlikte holdingden çıkıp deniz kenarında küçük bir kafeye geldik.

O lanet kazadan sonra onu sadece hastanede görmüştüm ama o zaman henüz uyanamamıştı. Sadece hayati tehlikesinin kalmadığını öğrenebilmiştim ve daha sonra da o haberi alınca hastaneden kimseye haber vermeden çıkıp gitmişti.

Yanımıza gelen garsona siparişleri verdikten sonra bir süre hiç konuşmadan oturduk. Siparişlerimiz geldiğinde kahvemden bir yudum aldım.

''Kayra?'' dedim daha fazla dayanamayarak. Kahvesinden bir yudum alıp bana çevirdi bakışlarını. ''Efendim?''

''Ben seni o olaydan sonra... Yani kazadan sonra çok aradım ama seni hiçbir yerde bulamadım.'' Sonra burukça gülümsedim. ''Neredeydin, neden seni bulmama izin vermedin?''

Derin bir nefes aldı Kayra cevap vermeden önce. ''Neredeydim?'' Bekledi bir süre. ''Aslında ben de bilmiyorum.''

Anlamamıştım, bunu belli edercesine tek kaşımı kaldırdım ve şaşkınlıkla sordum. ''Nasıl yani?''

Kahvesinden bir yudum daha alıp hafifçe gülümsedi ve tekrar derin bir nefes alıp anlatmaya başladı.

.........&&.....&&.....

Toplantıda bir yandan önemli noktaları not alıyor bir yandan da fark ettirmemeye çalışarak Çağan'a bakıyordum. Kayra Hanım'la nereden tanıştıklarını, ne zamandan beri birbirlerini tanıdıklarını merak ediyordum. Birbirlerine bu kadar yakın olduklarına göre bir geçmişleri vardı belki de. Belki de eskiden birliktelerdi ve şimdi de... Düşündüklerimin farkına vardığımda hızla başımı iki yana salladım ve kendime gelmeye çalıştım. 'Aptal' diye söylendim kendime, 'Sana ne öyleyse bile sana ne, ne yapacaksın?' Sonra kaşlarımı çattım. 'Ne demek bana ne? İstediğimi merak ederim ben! Sana mı soracağım?'

Kendimle kavga etmeye başladığımı hissettiğimde derin bir nefes aldım ve gözlerimi kapattım. Yine az önceki sarılmaları geldi gözümün önüne. Kayra Hanım'ın gözlerindeki hüznün nedeni o muydu? Belki de ayrılmak zorunda kalmışlardı ve şimdi de tekrar bulmuşlardı birbirlerini. Sonra tekrar kaşlarımı çattım ve elimdeki kalemle oynamaya devam ettim. Peki, bu durum beni neden ilgilendiriyordu ve daha önemlisi beni neden bu kadar üzmüştü? İşte buna verecek bir yanıtım yoktu. Nefesimi sesli bir şekilde dışarı verdiğimde Kayra Hanım, meraklı gözlerle bana baktı ve hafifçe bana doğru eğildi.

''Bahar, iyi misin? Bir sorun mu var?'

Hızla toparlandım ve başımı iki yana salladım. Kaçamak bakışlarla Çağan'a baktığımda bakışlarıyla çarpıştı bakışlarım.

''Şey... Yok, bir sorun yok Kayra Hanım, iyiyim.''

Hafifçe gülümseyip başını salladı ve toplantıya geri döndü. Son bir kez daha Çağan'a baktığımda onun da dikkatli bir biçimde konuşan adını hatırlayamadığım, adamı dinlediğini gördüm ve başımı aldığım notlara çevirdim. Yazdığım son cümleyi okuduğumda başımı masaya vurma isteğiyle baş başa kaldım.

''Neden ona sarıldın ki!''

Mutluluk Baharı(YAYIMDA-TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now