angelic ♡ jb [türkçe]

twenty

bölüm yirmi.

"Kolay olmadığında neredeydin?"

Justin.

Çalan telefonumun sesiyle uyandığımda inleyerek yan tarafıma döndüm.

Gözlerimi odada gezdirdiğimde camdan yansıyan güneş ışığını gördüm. Yanım boştu ve kırışıklık düzeltilmişti, Alaska yanımda yatmıyordu.

Yatağın diğer tarafındaki telefonum titremeye devam ediyordu, uykum çok hafif olduğu için titreme sesine hemen uyanmıştım.

Ona doğru uzanırken iç çekerek arayanın kim olduğuna baktım. Maejor.

Aylardır benimle konuşmamıştı. Beni orada, hastanede bırakmış, Los Angeles'a geri dönmüştü ve beni umursamamıştı.

Aramayı kabul edip telefonu kulağıma götürdüm.

"Evet?" dedikten sonra Maejor'un konuşması için beklemeye başladım. Doğrusu, gerçekten bana ne diyeceğini bilmiyordum. Hiçbir şey geçen aylarda bana yaptıklarının üzerini kapatamazdı.

"Justin, selam, benim, Maejor," dediğinde göremeyecek olmasına rağmen başımı salladım.

"Ne istiyorsun?" diye soğukça sordum.

"Lütfen böyle olma." derken nefesini dışarı bıraktı.

"Nasıl?" Aptalı oynadım. "Sana, senin bana davrandığından daha farklı bir şekilde davranmamı mı bekliyorsun?"

"Bak, öyle davranmak istemedim, tamam mı? Sadece, yaptığın her boku düzeltmek zorunda olduğum için stresliydim. Artık yeter demiştim ve-"

"Benim arkadaşımdın, Maejor," diyerek sözünü kestim. "Hatta, beni kullanmayan tek arkadaşımdın. Ya da kullanmadığını düşündüğüm-"

"-Seni kullanmadım." diyerek sözümü kesti ama umursamayarak konuşmaya devam ettim.

"Bana yardım etmek için oradaydın. Ben sana zor zamanlarında yardım ettim. Sen benimkilerde neredeydin? Sadece benden bıkıp beni terkettin." dedim.

"Biliyorum. Yaptığım yanlıştı ve özür dilerim. Ama sadece şu an daha iyi olup olmadığını bilmek istiyorum." dedi.

"Ciddi misin?" Alayla güldüm. "Şimdi iyi olmamı bekleyerek geri mi geliyorsun? Senin için daha kolay olduğunda mı geliyorsun? Kolay olmadığında neredeydin?" dedim. Sinirleniyordum.

Aniden yatak odasının kapısı açıldı ve başımı çevirdiğimde Alaska'nın kapıda dikildiğini gördüm.

Yan tarafında mor çizgi bulunan taytını giymişti ve üzerinde siyah spor sütyeni vardı. Saçını yukarıdan at kuyruğu yapmıştı ama birçok saç teli etrafına saçılmıştı, koşmaya gittiğini söyleyebilirdim.