forbidden love; [chris + eva]

9• like

"Bak şimdi," diye sinirle mırıldandım elimdeki telefonla eş zamanlı olarak kendimi de sağa doğru yatırırken. Hemen sonrasında eski konumuma geri döndüm. Kız Timi ve Penetrator çocukları bir araya gelmişti. Bir de ek olarak bu iki gruba da dahil olmayan kişiler vardı. Eskild, Yousef, Isak ve Even.

Isak araba yarışı oyununda çok iyi olduğundan bahsetmişti. Even ise normalde bir arabanın başına kullanmak için geçtiği zaman nasıl çığlık atmaya başladığını anlatıp herkesi güldürmüştü.

Onlar, birliktelerdi.

Benim ve Chris'in olamadığımız ve olamayacağımızı düşündüğüm şekilde birliktelerdi. İtiraf etmek gerekirse bu beni biraz kıskandırmıştı.

Sana ve Yousef henüz bir çift değildi ama sürekli gözleri birbirine kitleniyor, arada gülüşüyor ve konuşurlarken oldukça eğleniyor gibi gözüküyorlardı. Bana kalırsa çok tatlılardı.

Ve muhtemelen biraz daha çift veya çift olmaya hazırlanan birilerini görürsem kusacaktım. Hepsi için özel olarak safra biriktiriyordum.

Sadece Chris burada değildi. Emma adında bir kızla birlikte olduğunu duymuştum. Bunu öğrenmek kızlarla aramızda acı dolu bir bakışma geçmesini sağlasa da henüz kimse bir şey fark etmemişti. Bazı durumlara özel olarak, "Sadece kızlar anlayabilir." etiketi yapıştırılmalıydı.

Masadaki eğlenceli hava bir anda kara bir mateme büründüğünde ne olduğunu anlayamamıştım. Oyunu da çoktan kaybetmiştim zaten. İçinde sinir olan bir matem miydi bu peki? William'ın yüzündeki kızgın ifade bunu düşünmemi sağlamıştı.

Yanımda kıvırcık saçlı biri belirdiğinde Noora beni kendine doğru çekti.

"Merhaba," dedi esmer çocuk neşeli bir tavırla. Herkes sus pus olmuştu. Elini bana uzattı. "Jonas ben." Havada duran eline kısa bir süreliğine baktım ve bende elimi havada beni tanımak için duran eline doğru uzattım. Kısa süren bir el sıkışma faslından sonra ise, "Eva." dedim.

"Ben sizleri gördüm ve bir selam vermeden geçmek istemedim. Bir de seninle tanışmak için güzel bir fırsat gibi geldi. Bu soğuk insanların bu kadar çabuk içlerine aldıkları güzel kızın kim olduğunu merak ediyordum da." Omuz silktim. "William'ın kız kardeşiyim." Kaşları ilgiyle havaya kalktı.

"Bundan haberim yoktu."

"Olması gerekmiyordu."

"Benimle çıkar mısın?"

"Kardeşimi kızdırmak için birileriyle çıkmıyorum. Prensip meselesi."

Güldüğünde elleri saçlarına gitmişti. İyi birine benziyordu aslında ama ona karşı can alıcı hisler beslemeyeceğimi biliyordum. Hep dediğim gibi ben kötü çocuklardan hoşlanıyordum. Daha çok Chris'ten? Kesinlikle. "Sadece şansımı denemiştim." Zoraki bir gülümseme yüzümü kapladı. Jonas'ta rahatsız olduğumu anlamış olacak ki adımlarını geriye doğru atarak masadakilere bir selam verdi ve bana döndü tekrar. "Yine görüşelim Eva."

Noora sinirle göz devirdiğinde, Jonas çoktan gitmişti. "Şu çocuktan nefret ediyorum." Dudaklarımı birbirine bastırıp omuz silktim. "Aferin benim kardeşime." dedi William yanağımdan bir makas alırken. Gülüp kendimi geri çektim.

"Hey, sizi böyle sevgi dolu görmek pek alışılmış bir durum değil. Ne oldu?" Omzuma dokunan elle birlikte irkildim ve kaşlarımı çattım. "Emma'dan bize fırsat bulabilmen ne büyük şans! Kızı mı beğenmedin yoksa Chris?" Julian'ın kurduğu cümleler ile omzumdaki eli ittirdim. Bu onu şaşırtmışa benziyordu. Saçlarının ıslak olması ve duş jelinin kokusunu almam kıskançlık damarlarımı daha da derinden etkiliyor, tetikliyordu.