∞ ∞ 16. Bölüm Devamı

20.1K 1.6K 69
                                    

Sonunda sınıfa varmışlardı. Beliz ve Simya her zamanki çalışkanlıklarının bir göstergesi olarak en ön sıraya oturdular. Can ve Tibet'te hemen arkalarındaydı. Herkesin önünde cam bir kap ve bir sürü yeşil renk bitki vardı. Profesör Öker sınıfa girdi. Lütfen sessiz olalım diye inceden bir ses gelmişti. Simya ilk defa Profesör Öker'in sessizce seslendiğini fark etti. Peşinden Profesör Çimen'de sınıfa girdi.

"Sessizlik" diye bağırdı Öker. Beliz ve Simya can kulağıyla onu dinlerken Can içeriye giren profesörlerin tek bir dediğini bile dinlemiyordu. Önünde oturan Simya'nın kızıl uzun saçlarına bakıyordu. Hipnotize olmuş gibi oturuyordu ve Tibet devamlı onu dürtmek zorunda kalıyordu.

"Evet, arkadaşlar bugünkü derse Profesör Çimen eşlik edecek seradan hepiniz için gerekli otları getirdi. Şimdi İyileştirme iksiri için gereken bitkileri söylüyorum lütfen not edin..."dedi Profesör Öker. Herkes kalemlerine sarılmıştı ama Can kolunu dayadığı masadan hülyalı şekilde Simya'nın saçlarına bakıyordu. Profesör Öker asasını Can'ın gözüne sokmak maksadıyla salladı.

"Gece pek uyuyamadın sanırım" dedi. Sınıftan büyük bir kahkaha koptu. Simya gülmemeye çalışsa da kendini tutamadı. Can gerçekten de uykulu gözüküyordu. Bu bağırtı Can'ın hülyalı halinin dağılmasını sağladı. "Benim Profesör Arel ile acil bir işim olduğundan dolayı sadece iksiri tarif edip gideceğim, Profesör Çimen nezaket göstererek sizinle ilgilenebileceğini söyledi" dedi Profesör Öker ve iksir için gerekli malzemeleri okumaya başladı.

"Bir tutam aynısafa, yarım kaşık civanperçemi, birkaç yaprak mayıs papatyası, üç dört tane taze ceviz yaprağı, biraz meşe kabuğu, bir kaçık sarımsak özü, çok az yapışkanotu..."

Simya eline yapışan ottan kurtulmaya çalışırken çoktan Beliz karışımı hazırlamıştı. Yapışkanotu isminin özelliklerini gösteriyordu. Yapıştığı yerden zor sökülen bir bitkiydi.

Profesör Öker anlatmaya devam ediyordu. "Evet, arkadaşlar bütün malzemeleri suyun içine koyalım. Ve karıştırmaya başlayalım. İşe yaraması için içinizden iksirimizin ne işe yaradığını söylüyoruz ve konsantre oluyoruz. Devam edin evet karıştırın. İksiriniz yeşilimsi bir renk alana kadar karıştırmaya devam edin"

Bir süre iksirlerini karıştırdıktan sonra Beliz ve Tibet'in ki yeşilleşmeye başlamıştı. Simya'nın iksiri iğrenç koktuğu gibi rengi de hiç yeşile benzemiyordu.

"Ben şimdi Profesör Elena'nın odasına gidiyorum, Lütfen Profesör Çimen'i dinleyin" dedi Öker ve hızlıca sınıftan çıktı. Profesör Çimen onun gibi değildi daha sessiz ve sakindi. Asası olmadığında hiçbir öğrencinin gözüne de sokmazdı. Bütün sınıfın iksirleri neredeyse hazırlanmıştı. Profesör Çimen karışımın işe yarayıp yaramadığını denenmesi gerektiğini söylüyordu. Sınıfta bir uğultu başlamıştı. Nasıl deneyeceğiz gibi sesler yükseliyordu. Profesör iyileştirme iksirini denemek için kolunuza ufak bir çizik atın ve iksiri üstüne sürün diye talimat verdi. Herkes birbirine bakıyordu, nasıl yani kendimizi mi keseceğiz diyorlardı.

"Uğultu yapmayın, masanızda bulunan bıçaklarla kolunuza küçük bir kesik atın sadece" dedi "Fazla bastırmayın keskin olabilir" diye de uyarısını ekledi. Profesör Çimen sınıftaki bazı öğrencilerin eksik malzemelerini almak için karşı sınıfa gitti.

Beliz hemen bıçağı alıp koluna bir çizik attı ve iksiri sürdü. Bir süre sonra yaranın üstü kabuk bağlamaya başlamıştı bile iksir işe yarıyordu. Sonunda Simya'da iksirin renginin tutturmuştu. İksirini bitirenler kollarına çizik atıp denemeye koyulmuşlardı ki acı bir çığlık sesi yükselene kadar. Sonrada yere düşen bir metal sesi sınıftaki sesi bir bıçak gibi kesti. Dilara bıçağı fazla bastırmıştı. Keskin bıçak kolunda derin bir kesiğe sebep olmuştu. Hemen herkes yanına yöneldi. Kolu çok fazla kanıyordu, etraf çoktan kan olmuştu. Yere oturmuş kolunu tutuyor bir yandan da ağlıyordu. Simya panik içindeki arkadaşlarının arasından geçti. Yerde oturup ağlayan Dilara'nın elini tuttu.

BÜYÜLÜ DÜNYA (1. Kitap) (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin