17. Seni Zamana Bıraktım

Start from the beginning
                                    

~~

Halit'in merdivenleri üçer beşer çıkıp Yılmaz'ların evinin önüne geldi. Zile basıp kapının açılmasını bekledi. Yerinde duramıyordu Halit. Kapı açılmayınca bir kez daha bastı zile yine açılmadı. Halit bu sefer parmağını zilin üzerine koyup kapı açılana kadar çekmedi parmağını. En sonunda kapının anahtar sesini duydu aynı anda da Yılmaz'ın sinirli yüzünü.

"Halit kardeşim sabaha kadar karpuz aradım bir saat önce uyudum ve sen  kargalar bokunu yemeden zilimize basıyorsun. Seni öldürmemem için geçerli sebep söyle bana" kızgınlıkla konuştu Yılmaz.

"Yardımınıza ihtiyacım var en çok da Ahsen'in" Yılmaz içeri geçmesi için yol verdi Halit'e. Dostunun yardıma ihtiyacı geçerli bir sebepti en azından Yılmaz için.

Halit koltuğa oturdu. Yılmaz odaya gidip zil sesinden dolayı çoktan uyanmış olan karısının saçından öpüp durumu anlattı. Ahsen üstündeki geceliği çıkarıp hamile elbisesini giydi. Yılmaz'la birlikte Halit'in yanına geçtiler.

"Sabahın köründe dayandım kapınıza ama yardıma ihtiyacım var en çok da senin yardımına Ahsen."

Ahsenle Yılmaz önce birbirlerine baktılar ardından devam et dercesine Halit'in yüzüne.

"Nazenin'in yanına gitmek istiyorum Ahsen. Bana Nazenin'in adresini verir misin ?"

Ahsen gözlerini kocaman açarak Halit'te baktı. Gözlerini Halit'in gözlerine dikti. Ahsen Halit'in gözlerinde pişmanlığı gördü, zorda kalmış bir adam gördü ve özlem gördü.

"Neden gideceksin ki sen istemedin mi zaten gitmesini."

"Aklım başıma geldi kalbim de dile geldi Ahsen. Dinledim kendimi yapılanları gördüm. Belki diyeceksin bizim zorumuzla bizim sözlerimizle oldu diye. Siz sadece bende ki Nazenin'e var olan duyguyu açığa çıkardınız görmemi sağladınız. Ben kendime yalan söylemişim, kendimi kandırmışım."

Yılmaz da sonunda dile gelen arkadaşının yanına oturdu. "Sonunda sevda bu herife de uğradı ne kadar yakın arkadaşım olsa da süründür allahım" dedi içinden gülerek. Karısına baktı, Ahsen'i gözlerini Halit'e dikmiş bir şeyleri tartıyordu.

"Hiçbir şey için geç değil Halit. Yeter ki kendinden emin ol ve vazgeçme"
"Bu saatten sonra vazgeçmem"

Halit Ahsen'e döndü. "Adresi verecek misin ?"
Ahsen kararsızca yerinde kıpırdandı. Halit'in yüzüne baktı sonra kocasının yüzünde durdu gözleri. Yılmaz çelişkiye düşen karısına yardımcı olmak amacıyla gözlerini açıp kapattı.

"Adresi verecem ama eğer bu kez de Nazenin'i üzersen yemin ederim boğarım seni" Ahsen ayağa kalkıp çekmeceden kağıt kalem aldı. Yerine tekrar geçip kağıda adresi yazdı. Ayağa kalkıp kağıdı Halit'e uzattı.

"Teşekkür ederim Ahsen" Halit'i kapıya kadar geçirdi karı-koca. Halit gitmeden evvel Ahsen bir şey istedi.

"Nazenin'i çok özledim lütfen onu geri getir."

Halit Ahsen'e gülümseyip konuştu.

"İyi başlamadı ama iyi devam edecek"

~~

Nazenin salondaki koltukta küçülmüş yatıyordu. Ellerini başının altına koymuş dizlerini karnına doğru çekmiş öylece yatıyordu. Dün akşam olanlar hala aklından çıkmıyordu. Halit kendisine gelmişti elinde papatyalarla. Kapıda görünce Halit'i içinde kırılmış olan yerlerde çiçek açmıştı. Ta ki Halit papatyaları kapıya atıp gidene kadar. Halit öylece gittikten sonra Levent'e yalnız kalmak istediğini söylemişti. Levent'te anlayışla gidip Nazenin'i yalnız bırakmıştı. Ne zaman geçecekti bu durumlar ? Mutlu olmaya başlayacağı zaman hayat hemen bir oyununu daha ortaya koyuyordu. Sınanan hep kendisi mi olmak zorundaydı ? Yoruluyordu Nazenin bunu hissediyordu. Düşüncelerini bölen kapının ziliyle ayağa kalktı. İçinde bir umut belirdi belki Halit gelmişti. Belki konuşmak istemişti. Yüzünde belirmeye başlayan gülümsemesiyle üstündeki ince battaniyeyi atıp hemen kapıya koştu. "Nolur bu sefer olsun, lütfen" dedi.

NEREDESİN SEN? (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now