BB ~ 4

84 7 0
                                    

"Noluyor burda?" Babam o iki kişinin önünde durdu.

"Yok bişey hocam. Yakından tanışıyoruz." dedi kahverengili ve bunu derken elini mavilinin omzuna koydu.

"Okadar yakınlaşmayın bence." dedi babam ve ikisi rol olarak gülerek ayrıldılar. Kavga etmediklerine göre, elimi Abimin gözünden çektim.

"Benim kırmızı çizgilerim vardır. Basan yanar. Boynu Bükükler iyidir. Ona göre." diye anlatmaya başladı babam. Sesi tehlikeli çıkıyordu. "Tahir Bey. Pasta hazır mı?"

Tahir Bey dediği bıyıklı adama seslendi babam. Galiba müdür yardımcısıydı. "Evet."

"Yeniler." deyip mavi gözlüye bakmaya başladı. "Beni takip edin." Arkasını dönüp gitti. Mavi gözlü ve arkadaşları arkasından gittiler. Bizde yeni olduğumuza göre, bizde arkasından gittik. Zaten babamızın yanında daha güvendeyiz -- diyemem.

-----

"Eveeeet, burasıda yemekhana çocuklar." deyip bir kapıyı açtı babam. Bütün okulu gezdikten sonra, yemekhaneyede varabildik çok şükür. "İnanın, yemeklerimizin Beyaz Sayardaki yemeklerden hiç bir farkı yok." Tabi baba, öyledir.

"Yani domuz eti var yemeklerinizde." dedi sarışın bir ki kız. "Beyaz Sayardan farkı yoksa tabi." Ne alaka şimdi?

"Olur mu öyle şimdi? Hepsi helal. Yani ben kalite açısından farkı yok demek istemiştim. Aslında evinizden çıkan yemeklerden farki yok demek istemiştim ama hâliyle evlerinizde ne yemek olduğunu bilmediğim için ..."

"SÜRPRIZ!"

Hepimiz kapıdan gelen sese yöneldik. Kalp krizi geçiriyordum gerçekten. Zaten abimde yerinden sıçradı. Müdür yardımcısı, Tahir Bey, tekerlekli masa ve üstünde kocaman bir pastayla kapıda duruyordu.

"Çocuklar, gördüğünüz gibi sürprizlerle dolu bir okuluz." dedi Müdür Bey, yani babam. Hoca olan bir kadın, babam ve Tahir Bey pastanın önünde durdular. "Okulumuza tekrardan hoşgeldiniz. Hadi bakalım, hep birlikte pastamızı üfleyelim." Babam lafını bitirip bitirmeden Tahir Bey hemen bütün mumlari üfledi. "Ben haletim hocam."

"Lüzumsuz." dedi babam kesik sesle ama yinede hepimiz duyduk. Bu olaya biraz kıkırdadım ve mavi gözlülü bana baktı. Bende ona baktım. Bana sıcak bir gülümseme yolladı. Bende ona biraz gülümsedim ve hemen babama döndüm.

"Hocam." Kahvrerenkli gözlü olan çocuk ve arkadaşları yine yanlarımıza geldi. Bu demek oluyor ki, yine kavga çıkacak. Hemen yanımda duran abimin koluna girdim. Korkar morkar şimdi. "Gocamana pasta kesiyormuşsunuz. Allah kabul etsin. Eee, bizim içinde bir krema sürersiniz diye geldik."

"Çocuklar, bu pasta Gocamanın değil. Yeni gelen arkadaşlarınız için. Tahir Bey, Boynu Bükükleri dışarı alalım." Demek ki Boynu Bükükler, kahverenkli çocuk ve arkadaşları oluyor. Peki ya Gocaman kim?

"Olmaz Fuat Bey. Göz hakkı diye bişey var." karıştı kadın hoca. Bu arada Fuat babamın ismi.

"Öyle olsun." dedi babam.

"Müdür Bey." Gerçekten sıkıldım artık. Yine kapıda bir adam duruyor. Yeter artık ya. Hepsi bizimi buldu?! "Gençlerden biri Müfettiş Bey geldi dedi ama bana bir kafa buluyor gibime geldi. ISTERSENIZ SIKAYIM ETINE CAYDIRICI BONCUKLA." Bunları deyip oyuncak silah çıkardı.

"Aaaah!" diye bağırdılar abim ve bazıları.

"Saçmalama Samet. Sok o silahı biyerine. Ne yapıyorsun çocukların yanında? Nerde şuanda Müfettiş?" sordu babam telaşla. "Yukarıda." dedi Samet. "Tamam tamam. Sen işine bak." Sonra bize dönüp "Çocuklar güzel güzel pastanızı kesin ve kendi aranızda kaynaşın. Melek hanım, Tahir Bey. Sizde gelin benimle." dedi.

Veee yemekhaneden çıktılar. Bu demek oluyor ki yine yalnız kaldık bunlarla. Allah bize kolaylık versin.

Medya:

Kahverengi gözlü olan (sol), Mavi gözlü olan (sağ)

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Mar 27, 2014 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Boynu Bükükler (Garip Yetimler)Where stories live. Discover now