my x-rated romance

182 13 17
                                    

   Gerard'ın yüzündeki yara izleri geçene kadar Rodger'a her gün küfrettim. Her gördüğüm yerde ondan bir kez daha nefret ettim.

"Düşünüyorsun." Kulağıma duyduğum fısıltı üzerine dudaklarımdan küçük bir çığlık kaçtı.

"Mikey! Böyle yaklaşmak doğru değil!" Karşıma oturup bana gülümsedi. "Evet düşünüyorum."

"Neyi?" Kaşlarımı hafifçe çattım ama sonra düzgün hale getirdim.

"Bilmek zorunda değilsin."

"Lütfen! Merak ediyorum," dedi yarı bağırarak.

"Sır vereceğim ve ben söyleyene kadar birine söylemeye yeltenirsen seni öldürürüm!"

"Clementine, ne oldu?"

"Aşık oldum," diye mırıldandım. "Kardeşine." Mikey kaşlarını çatıp gözlerini büyüttü. Eliyle ağzını kapatıp kıkırdadı. "Mikey!"

"Sen... Neden... Gee-"

"Gee?" Kıkırdadım. "Bundan sonra ona Gee diyeceğim."

"Konuyu değiştirme! Bunu kimler biliyor?"

"Sadece sen ve Ruby. Oh, ve annem. Frankie ve Ray'e de söylemeyi düşünüyorum. Gerard bilmemeli. En azından şimdilik. Birkaç gün sonra öğrensin. Duygularım netleşmeli."

"Sizinle aynı yaşta olmayı dilerdim." Yanaklarını sıktım. "Frank ve Ray geliyor." Ellerimi çekip üzerimi düzelttim. Yanağımı ikisi aynı anda sıktı.

"Selam Cle," dedi Frank Mikey'nin yanına otururken. Ray de ayakta bekleyerek bana bakıyordu.

"Clementine Gerard'a aşıkmış," dedi Mikey.

"Michael James Way! Seni kınıyorum! Sır tutmakta berbatsın!"

"Çocuklar şaka yapma zamanı değil?"

"Şaka yapmıyoruz." O kadar sessizdim ki ben bile kendimi duymadım.

"AMAN TANRIM!" Ama Ray beni duymuştu. "Ciddi olduğunu söyledi! Clementine ciddi!"

"NE?!" Frank şaşırmıştı. Kahkaha attılar. "Ah kızım, bu kadar güzel ve zeki biriyken nasıl Gerard gibi bir baş belasını sevdin?"

"Bence çok şeker..." Kızarıp başka yöne baktım.

"Bunu ona-"

"SAKIN!" diye bağırdım. Herkes bize döndü. "Sakın bir şey söylemeyin. Kimsenin üzülmesini istemiyorum. En azından bir süre emin olayım."

"Hey Michael!" Onun sesini duyduğumda hızla arkamı döndüm. Telefonunu salladı ama onun değildi bu telefon, Michael'ın telefonuydu. Michael ona gelmesini işaret ederken Ray bana göz kırptı. Gerard'ı izlemeye devam ettim. Saçlarını savurarak yanımıza gelirken gözlerimi bir an olsun ondan ayırmadım. Bu geçici bir şey değildi, kalbim sanki sonsuza dek bu hızda atabilirmiş gibi geliyordu.

"Sanırım eminim," diye mırıldandığım zaman güldüler.

"Nerede buldun?" diye sordu Mikey telefonu alırken.

croquet & chemistry // gerard arthur wayWhere stories live. Discover now