"Stay Beautiful" Chapter 9

358 37 35
                                    

"Uyan, uykucu." Harry'nin odasına girip böyle seslendiğimde tek gözünü açtı ve benim olduğumu görünce kafasını yataktan kaldırdı. "Umarım iyi uyumuşsundur çünkü Taylor Alison Swift'le aynı evde son gecendi. Yakışıklı arkadaşlarına benden misafirperver olarak bahsetmeni isterim." Elleriyle gözlerini ovuşturdu ve beş yaşındaki bir çocuğun masum bakışlarıyla bana baktı.

"Aslına bakarsan, burası benim evim." Söylediğiyle omzumu silkip yanına yaklaştım.

"Ama bana kalıyor." Karşısında dikilip kollarımı göğsümde çaprazladım. Aynı zamanda beyaz örtünün altında kalan vücudunun alt kısmının, üst kısmı gibi çıplak olmamasını umuyordum. Kelebek dövmesine bakıp gülümsedim. "Kelebek iyileşmiş." Gözlerimin içine bakarak başını iki yana salladı.

"Kelebek öleli çok oldu. Bu sadece cesedi." Kaşlarımı çattığımda beklemeden ayağa kalktı -boxerı üstündeydi- ve sandalyesinin üzerine atmış olduğu kıyafetlerini üstüne geçirmeye başladı. Amacı neydi ki? Dün gece beni dünyanın en boktan insanı olarak anlattığı şarkısına rağmen sabah erkenden kalkıp ona kahvaltı hazırlamıştım, odasına gelip ona nazik davranmıştım ama o bana ters davranmayı seçmişti.

Kendi bilirdi.

Hem zaten kelebeklerin ömrü bir gündü.

"Kahvaltı hazır, istersen aşağı gel." Bunları söyleyip arkamı döndüğümde kolumda hissettiğim eli geri dönmemi sağladı ve alınlarımız hafifçe birbirine çarptı. Uzun boylu bir kız olmak böyle zamanlarda iyi oluyordu.

Gözlerimiz birbirine değerken onun yutkunuşunun sesini duydum. Neden bu durumdaydık, hiçbir fikrim yoktu. Kafamın içinde birilerinin hiç durmadan çığlık attığını duyuyordum, beynim adeta geri çekilmemi emrediyordu. Ama ayaklarımda geri çekilecek güç yoktu.

Kıvrımlı dudaklarını dudaklarımın üzerinde hissettiğimde, beynim emirler yağdırmayı, kalbim kan pompalamayı ve bacaklarım beni taşımayı bıraktı.

Yere düşmemek için ellerimi omuzlarına yerleştirdiğimde büyük ellerini bel oyuntuma yerleştirdi ve vücutlarımız arasında bir milimlik boşluk kalmayacak şekilde bedenlerimizi birbirine bastırdı. Bununla birlilte ağzımdan küçür bir inleme kaçarken Harry dudaklarımı örten dudaklarını geri çekti ve bu gözlerimi açtı. Zümrüt yeşili olması gereken gözlerinşn renginin koyulaştığını görebiliyordum.

Onunla yüzleşmektense beni öpmeye devam etmesini diledim. Böylece konuşmaya gerek kalmazdı.

Sağ eli bel oyuntumda kalırken eğilerek sol elini diz kapağımın iç kısmına koydu ve yerle olan bağlantımı kesti. Bu iyiydi, çünkü bacaklarım ayakta durmak konusunda pek iyi değillerdi. Ama neden durmuştu ki, tekrar düşünmeye başlamıştım. Öptüğünde hayatım boyunca ilk kez, kafamdaki tüm çığlıklar susmuştu.

Nazikçe yatağa yatırdığında beklemeden yanıma uzandı ve yüzüme düşen birkaç teli geriye itti. Burdan kalkıp gitmem gerekiyordu. Tam olarak şu an, buradan kalkıp gitmem gerekiyordu.

Ama onun yerine yaklaşıp onu öptüm. Karşılık verdiğinde kollarımı boynuna doladım. Dudaklarını tekrar çekip yüzüme baktı.

"Gitmeliyiz." Düşünebilme yetim geri geldiğinde kaşlarımı çattım.

"Bu ev artık güvenli, anlamıyor musun? Kaçarsak tekrar yakalanırız." Başını olumsuz anlamda salladı.

"Neden bir kez olsun bana güvenmiyorsun? Tek bir kere, tek bir kere güven." Başımı olumsuz anlamda sallayıp kollarının arasından sıyrıldım ve yataktan kalktım.

Bu eveen gitmeyi neden bu kadar çok istiyordu anlamıyordum. Ama ben tekrar kaçmak için fazlasıyla yorgundum.

"Sana iyi yolculuklar, Harold."
*

Harry arabanın önünde dururken, ben de karşısında duruyordum ve dakikalardır yaptığımız tek şey birbirimize dik dik bakmaktı. Ama Harry, bakışmayı kesip yüzünde buruk bir gülümsemeyle bana yaklaştı ve başımı avuçlarının arasına aldı. Dudaklarını araladığında, bana son şarkısını söyleyeceğini anlamıştım.

"You're beautiful every piece love
Aşkın her küçük parçasıyla güzelsin sen"

Durup dudaklarıma son öpücüğünü bahşettikten sonra devam etti:

"I hope your life leads you back to my door
Umut ediyorum ki hayatın seni geri, benim kapıma getirir. 
Oh but if it don't, stay beautiful
Oh ama bu olmazsa, güzel kal!"

Ve ona son bir kucaklama verdim. Geri çekildiğimde dolan gözlerimizi umursamadık ve ikimiz de geri çekildik.

O arabaya binip motoru çalıştırdı ve hayatımdan tamamen çıkarken bana içten bir gülümsemeyle gamzelerini sın kez gösterdi.

Arkasından, duyamayacağını bilsem de şarkısına devam ettim:

"If you and I are a story
Eğer biz bir hikayeysek 
That never gets told
Asla anlatılmamış
If what you are is a daydream
Eğer sen tatlı bir düşsen 
I'll never get to hold,
Asla sahip olamayacağım,
at least you'll know 
en azından sen bileceksin."

Ve Harry, bu şarkının devamını asla bilemedi.
✖️✖️✖️✖️✖️✖️
Aslında hiç aklımda olmayan bir bölüm yaptım ve finali de yazdım. Sonraki bölüm final. Neden bu kadar çabuk diye sorarsanız, hiç bir kurgumu gereksiz uzatıp sıkıcı olmasına izin vermem ve Taylor'la Harry'nin sevgili olup hikayeyi uzatmasındansa, başladığı gibi kalıp bitmesini tercih ettim. Aslında finali yazarken çok zorlandım belki siz de anlarsınız okurken. Yıldızın içini doldurmayı unutmayın ve yorumlarınızı benden esirgemeyin, sizi seviyorum!

Safe & Sound ~Haylor [Tamamlandı]Where stories live. Discover now