BÖLÜM-8

18.5K 674 154
                                    

2 hafta gibi bir sürede 1K olmuşuz. Çook teşekkürler. 1K'nın şerefine yeni bölümü paylaşmak istedim. KEYİFLİ OKUMALAR

••

Sonraki günlerde hiçbir şey yapmadım. Buraya tatil için gelmiştik ama hiç bir zevk alamıyordum. Mutsuzdum. Çağdaşı üzdüğüm için mutsuzdum. Bursadan bir an önce gitmek istiyordum. Öyle de olmuştu. Dönüş yolunda Bera'nın arabası ile döndük. Yol boyu bazen Serkan bazen Bera kullandı. Zaten yolun çoğu feribottaydı. Dikiz aynasından sürekli gözgöze geliyorduk. Çağdaş'ı reddettiğim için bana eskisi kadar donuk bakmıyordu.

Yolun çabuk bitmesini dua ediyordum sürekli ve öyle de olmuştu. İki günlük zaman da su gibi akmıştı. Şu an okula gitmek için hazırlanıyordum. Aşağı indim. Bizimkiler beni bekliyordu. Ölü gibiydim. Kendimi hiç böyle kötü hissetmemiştim. Tabağımla bakışıyorduk. Bir türlü ağzıma bir parça girmesi için teşebbüste bulunamıyordum.

"Kızım sen iyi misin?"

"İyiyim annecim."

Yine yalan söylemiştim. İyi falan değildim. İğrençtim.

"Bu gün okula geliyor musun?" diye sordu Bera abime.

"Hayır, siz Yeşim ile gidin," dedi abim. Oflayıp masadan kalktım. İştahım yoktu zaten.

"Az sonra kapıda ol," diye bağırdı arkamdan. Ona cevap vermeden odama girip dişlerimi fırçaladım. Üzerime ceketimi giyip çantamı aldım. İçi boştu neredeyse. Büyük ihtimalle ders programı değişmişti. Aşağı indiğimde annem ve babam da çıkmak için hazırlanıyordu. Onlara görüşürüz deyip dışarı çıktım. Bera arabadaydı. Sigarasını içiyordu. Arabaya bindim. Bir duman daha aldı. İzmariti dışarı fırlatıp arabayı çalıştırdı. Yol boyu dışarıyı izledim. Otoparka girip arabayı park edince çıkmaya yeltendim ama kolumu tutup engelledi.

"Kendini bu kadar yiyip bitirme. Her sevgi karşılık alacak diye bir şey yok," dedi. Sanki sevip de karşılık alamayan oymuş gibi konuşuyordu. Sevip de karşılık alamayan ben ve Çağdaştı. Ona cevap vermeden arabadan indim. Eteğimi çekiştirerek düzelttim ve merdivenleri çıktım. Gözüm bahçede arkadaşlarımı aradı ve onları görünce hızla yanların gittim. Yalnızca iki gün ayrıydık ama yine de çok özlemiştim onları. İkisine de sarıldım ama tepkisizlerdi. Yalnızca bir yere odaklanmışlardı.

"Şuraya baksana," dedi Ayça. Gösterdiği yere kafamı çevirdim ve Çağdaş'ı gördüm. Giriş kapısına yaslanmış sigara içiyordu. Onu hiç böyle görmemiştim. Bahsettiği eski hali bu muydu? Beni eski halime döndürme lütfen demişti.

"Bitikrünüyor," dedi Serkan.

Ona acıdıklarını anlamıştım. Ama benim yapabileceğim bir şey yoktu. Sonuçta bir şey hissetmediğim biriyle birlikte olamazdım. Müdürün seslenmesi ile sıraya geçtik. Oğlu hâlâ kapıda sigarasını içiyordu.

"Evladım hadi," diye seslendi. Çağdaş sigarasını yere atıp ayağının ucu ile çiğnedi ve sıraya geldi. O arkaya geçince ben önlere doğru yürüdüm. Kalbi kırık ve reddedilmiş bir erkeğin yapamayacağı hiçbir şey yoktu.

Müdür bey uzun uzun konuştu. Yeni
eğitim-öğretim dönemimizde başarılar diledi ve İstiklal Marşımızı okuyup  içeri geçmemize izin verdi.  Ben olabildiğince Çağdaştan uzak yürümeye çalışıyordum. Sınıfa girdik. Hemen arka sıradaki yerime geçtim. Bu gün buradan kalkmayacaktım.

İMKANSIZحيث تعيش القصص. اكتشف الآن