"Olmadı," deyip diğer yöne döndüm yatakta. "Gece ikide tekrar dene."

"Sana burdan bir çakarım, gece ikiye kadar yıldızlar uçuşur gözünün önünde. Hadi kalk!"

Bu sefer başımın altındaki yastığı alıp yüzüme kapadım. Devekuşunun başını toprağa gizlemesi gibi bir şeydi bu, hiçbir işe yaramıyordu. Ne kadar uykumun olduğunu biraz bile umursamıyordu teyzem. Yatağıma oturmuş, hiç durmadan kolumu dürtmeye başlamıştı. Ona karşı direnmeye, çabucak boyun eğmemeye çalışıyordum fakat beni nasıl sinir edeceğini iyi biliyordu. Tenime parmağını her bastırışında sinir tüm bedenime yayılıyordu.

Bıkmasını bekledim, bıkmamıştı.

"Pes," diye bağırdım yastığı yüzümden çektikten sonra. "Kalkıyorum teyze, tamam."

Bacaklarıma dolanan pikeyi bir hışımla çekip yere fırlattıktan sonra ayağa kalktım.

"Oldu mu? Memnun musun," diye sitem ettim. Teyzem şaheserine gururla bakarken söylediklerime kıkırdadı. Dudaklarını yapmacık bir üzüntü ile büzüp doğrudan yüzüme bakmaya başladı.

"Aa, niye uyandın Rüya? Uyusaydın biraz daha, yorgunsundur."

"Yok yok," dedim ona doğru işaret parmağımı sallarken. "Sen böyle bir kadın değildin teyze. Sana bu şeytanlıkları o Hale öğretiyor, değil mi?"

"Ne öğretiyormuşum ben?"
Odamın kapısından içeri bakan Hale'yi de gördükten sonra iyice sinirlerim bozulmuştu.

"Heh, ismini andım ya hemen bitiverdi yanımda. Şeytan bu demiştim sana, değil mi teyze?" Teyzem kahkaha atmaya başladığında tekrar Hale'ye baktım.

"Bundan sonra dört harfli diyeceğim sana, yok öyle Hale falan."

"Ne yaptım ben be? İçeri girdim, ikinci saniyesinde şeytan ilan edildim!"

"Kızlar," diye sesini yükseltti teyzem. Bölmesi gerektiğinin farkındaydı. "Uzatmayın isterseniz. Hale, biz seninle markete gidiyoruz. Rüya da kahvaltısını ediyor. Hadi bakalım, kaldırın bir taraflarınızı!"

"Ben dışarı çıkacağım, karnım aç değil."

Teyzem bunu duyduğuna hiç memnun olmamıştı. Kaşları usulca çatılırken ayağa kalktı.

"Bu aralar iyice saldın kendini. Farkındasın, değil mi Rüya?"

"Farkındayım."

"O zaman kendine bir çeki düzen ver Rüya."

"İstemiyorum."

"Ne dediğinin farkında mısın sen Rüya?"

Bıkkınlıkla iç geçirdim. Uyanır uyanmaz bir insanı bu kadar yormamaları gerekirdi. Uyanalı birkaç dakika olmuştu ve ben yaşıyor olmaktan çoktan sıkılmıştım. Uyurken en azından varlığımın bilincinde olmuyordum.

"Farkındayım teyze. Ya lütfen beni biraz rahat bırakın." Teyzemin bakışlarına hemen yansımıştı kırıldığı. "Sıkılıyorum artık."

"Tamam," deyip yutkundu teyzem. "Seni bu kadar sıktığımız için özür dileriz."

Odadan çıkarken geride kalan Hale'ye seslendi.

"Hale beş dakikaya hazır ol!"

Hale annesinin ona seslenişini ilk başta duymazdan geldi. Yalnızca bana bakıyordu şaşkınca.

"Bu hoş olmadı," dedi ciddiyetle. Ve odamı terk etti. Onları çok incittiğimi biliyordum. Daha sonra kendimi affettirebilirdim. Ama öncelikle kendime gelmem gerekiyordu.

SEKİZ MADDEWhere stories live. Discover now