Bölüm 33- iki el ateş

18 1 0
                                    

Ah ulaş dedim küçük valizimi hazırlarken ağlamam son bulmuştu ama sinirim geçmiyordu. Onu merak edeceğimi tahmin etmiyor muydu acaba? Sedat a telefonu vermek yerine bir kez olsun konuşup iyiyim diyemez miydi yani? Taburcu olacak kadar iyileştiğine inanmıyordum o da ayrı bir konu. Sadece emirler yağdırıp şunu yap sedef demesini biliyordu işte. Valizini topla ve ulaşın evine git sedef. İşin garip yanı bende dinliyordum.

Hazırlanıp aşağı indiğimde apartmanın önünde araba ve şoför bekliyordu. Şoför yine hiç konuşmadan kapıyı açtı ve bende konuşma havasında olmadığım için itiraz etmeden bindim. Yol boyunca ulaş ı evde ne kadar kötü bir halde bulacağı düşündüm durdum.

Lütfen dedim içimden. Lütfen iyi olsun. Sinirimin yerini birden merak alıvermişti. Ona ne kadar kızsam da iyi olmasını istiyordum işte. Kim buna ne derse desin; sevgi, aşk.

Araba birden firen yaptığında savruldum. Öndeki koltuğa  sertçe kafamı çarptıktan sonra acıyla kafamı kaldırdığımda ön koltukta oturan şoförün kafasına dayanmış silahı gördüm.

Sonra tanıdık bir ses geldi kulağıma.

'Kızı alacağım sende devam edeceksin' diyordu. Kafamın acısını yoksayıp ön cama baktığımda karanlık sokağı gördüm. Etrafta kimse yoktu. Beynim kaçış planı yapmaya çalışırken ses tekrar konuştu.

'İn arabadan sedef!'

Mert? Kaçtığını biliyordum ama... Ulaş haklıydı ve beni korumaya çalışıyordu.

'Arabadan kalın Sedef hanım' diyen şofördü ama duysam bile algılayamıyordum sanki. Sonrası ...

Sonrasında arabadan şoför indi. Boğuşma sesleri, bir el silah ateşlendi. Birkaç saniye sonra kapım açıldı. Bulanık gören gözlerle kapıya baktığımda siyah şapkasının altından elinde namlusu kanlı bir silahla bana bakan bir adam gördüm. Mert.

'Başın kanıyor, çaresine sonra bakarız şimdi benimle geliyorsun.'

Birden çekiştirip arabadan dışarı çıkarıldım. Gitmek istemiyordum. Onu durdurmak istiyordum ama gücüm yoktu. Kalan gücümle onu itip birkaç adım koşmaya başarmıştım. Ama yeterince hızlı değildim. Bir el ceketimden kavrayıp çekti. Ğöğüsüne sertçe çarpmamla başımdaki ağrı iki katına çıkmıştı sanki.

Bırak diye bağırdım az çıkan sesimle. Boynumu sertçe öptükten sonra belimi kavrayan eli koluma gitti.

'Beni özlemedin mi? seni kurtarmaya geldim güzel gözlüm'

Korkudan mı yoksa başıma aldığım darbeler sonucumu bilmiyorum 'gelmek istemiyorum nolur bırak'derken derin derin nefes aldım.

Sinirle sıkıca kolumu kavradıktan sonra ilerde bekleyen siyah bir arabaya doğru sürükledi beni. Bacaklarım güçsüzleştiğinde yere yığılacakken son anda beni yakaladı. Arkamızdan gelen bir silah sesiyle ikimizde donakaldık. Kolumdaki eller gevşerken ikinci silah sesini duydum. Gözlerim kararıp bilincim kapanırken sesler azaldı.

Uyku güzeldi ama sanki bu kadar uyumak beni yoruyordu. Önce sadece başımda olan ağrı yayılmıştı . Yoğun bir batikon ve alkol kokusu geliyordu burnuma. İstediğim sadece tek bir kokuyu duymaktı oysa. Ulaşın kokusu. Sarıldığımda hissettiğim o hisle birlikte gelen koku. Parmaklarım onu ararken hissettiğim sadece ipeksi bir kumaştı. Gözlerimi ışık acıtırken yavaşça açmaya çalıştığımda bembeyaz bir odada buldum kendimi. Yattığım tek kişilik beyaz örtülü bir yataktı. Onunla tezat siyah bir çift dolap vardı üzerinde serumlar, ilaçlar vardı. Etrafımdakiler hastaneyi anımsatıyordu. Kafamı kaldırıp kalkmaya çalıştığımda başarısız oldum. Kapının açılmasıyla kapıya döndüm. Sedat gelmişti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 22, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AŞK BİRAZ YARAMAZDIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin