BÖLÜM 5

13 1 0
                                    

Saat baya geç olunca Eylül'ün odasından çıkıp kendi odama gelmiştim. Kendi odam diyorum, bir günde alıştım herhalde bu evdeki varlığıma.

Eylül'ün yanından ayrılmıştım ama hâlâ söyledikleri aklımdan çıkmıyordu. Biraz daha bu konuyu düşünürsem Emir'in değilde benim bu konuda hatalı olduğuma karar vericektim. Evet ona hâla kızgınım, kırgınım ama bu zamana kadar bu kadar üzgün olmasını tabiki istemem.

Hem anlayamıyorum da zaten madem bu kadar üzülücekti neden gitti ki o zaman? Gitmesini gerektiricek olan şey neydi?

Daha fazla bu konuları düşünmemek için odadan çıkıp merdiveleri inerek mutfağa gittim. Bir bardak soğuk su bence beni kendime getirebilirdi.

Sanırım herkes uyumuştu ortalıklarda kimse yoktu. Aslı bile... Bu evde çalışanlardan bir tek onu biliyordum.

Mutfağa gidip bir bardak aldım ve buzdolabını açıp içindeki soğuk sudan doldurdum. Suyu içip arkamı dönüp tam bardağı masaya koyucağım sırada karşımda beliren insan müsveddesi sayesinde neye uğradığımı saşırmıştım. Bardak ben neler olduğunu anlamadan ellerimin arasından kayıp yere düşmüştü ve anında paramparça olmuştu.

Böyle sessizce gelip aniden karşımda beliren şeylerden fazlısıyla korkardım. Sessizlik ve karanlık kesinlikle bana göre değildi...

Korktuğumdan dolayı kalbim hızlı atmaya başlamıştı ve hızlı hızlı nefesler alıyordum. Egemen bunu fark etmiş olucak ki "Korkuttum mu Derin?" dedi.

"Bir de soruyor musun? Sessiz sessiz gelip birden karşıma çıkınca tabiki korktum!"

"Kusura bakma ya çok özür dilerim mutfağa geldiğimi tüm eve anons yapmam gerekiyordu değil mi?"

"Hem suçlusun hem de güçlü. Üstelik yaptığın şeyi de kabullenmiyorsun. Hiç bilmediğim bir ev, hiç bilmediğim insanlar... Korkmam normal değil mi? Ne var yani biraz alttan alsan?" diyerek cevap vermesini bile beklemeden kırılan cam parçalarını toplamak için yere eğilmiştim ve elime aldığım ilk cam parçasıyla parmağımı kesmiştim.

Oda tam karşımda eğilerek benimle birlikte cam kırıklarını toplamaya başladı. "Özür dilerim." dedi tekrardan. "Bu sefer gerçekten samimi söylüyorum."

Bir şey söylememiştim. Tam o sırada Aslı mutfak kapısından içeri girmişti. Bir bana bir Egemene baktı. "İyimisiniz Derin hanım?" dediğinde "İyiyim küçük bir kesik var o kadar" dedim. Bu kız hâlâ bana hanım diyordu ya. "Pansuman felan yapmamı ister misiniz? dediğinde "Hayır teşekkür ederim dediğim gibi küçük bir kesik zaten." diyerek gülümsedim. O sırada Egemen kesilmiş olan elime bakıyordu.

Muftak kapısından geçip merdivenlerden odama çıkacağım sırada yine ismimi söyleyen o sesi duydum. Egemen arkamdan hızla yanıma gelmişti. 

Merdivende bulunduğum basamağa çıktığında benden fazlasıyla uzun duruyordu. Neredeyse onun yarısı kadardım.

"Eline pansuman yapalım mikrop kapabilir."

"Gerek yok önemsiz bir şey zaten" dediğimde direk elimi avuçlarının içine almıştı. Bir anda ben daha ne olduğunu anlayamadan...

Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda sadece avuçlarının içindeki küçücük olan elime bakıyordu. Ellerim onun ellerinin arasında o kadar küçük duruyordu ki...

O sırada merdivenlerden aşağıya doğru baktığımda Aslı'nın mutfak kapısından bize baktığını gördüm ve elimi hemen Egemenin ellerinin arasından çektim. Aslı benim onu gördüğümü fark etmiş olucakki hemen kafasını çevirerek içeri gitti.

Bu kız Egemen'e gerçekten aşıktı. Acaba Egemen'in bundan haberi var mıydı bilmiyordum. Böyle bir şeyi soramazdım da zaten.

Elimi hızlıca çekmemin ardından Egemen bana "Noldu?" der gibi bakıyordu. " Dedim ya pansumana gerek yok. İyi geceler." diyerek hızla merdivenlerden yukarı çıktım. Arkamdan nolduğunu anlamamış bir şekilde baktığını hayal edebiliyordum.

Odadan içeri girdiğimde direk banyoya gittim. Elimdeki kanı  temizleyerek sargı bezi sardım. Pansuman yapmalarını istememiştim ama yarayı bu şekilde açık bırakıcak da değildim.

Sabah uyandığımda saat 9 du. Dün gece o kadar geç yatmama rağmen nasıl bu kadar erken kalkabildiğime inanamıyorum. Heralde açlıktan çünkü en son dün bu saatlerde kahvaltı yapmıştım ondan sonrada bir şey yememiştim zaten.

Önce banyoya gidip elimi yüzümü yıkadım. Sargı bezi olduğundan elimi kullanırken çok fazla zorlanmıyordum. Üstümüde giyip telefonumu elime aldım. Aşağıya inmeden Eylül'ün odasına uğramalıydım. Tam o sırada Aslı kapıyı çalarak içeri girdi. "Derin hanım kahvaltı hazır." dediğinde güldüm ve "Hanım demeyi ne zaman bırakıcaksın?" diye sordum. Oda güldü ve "Kusura bakma Derin. Alışkın değilim bu evdeki herhangi birine ismiyle seslenmeye. Alışkanlık olmuş."

"Eylül odasında mı? Yoksa aşağıya mı indi?"

"Hayır daha inmedi odasında."

"Tamam sen inebilirsin ben Eylül'e bakıp gelicem." diyerek Aslı'yı gönderdim. Odamdan çıkıp Eylül'ün odasına gidiyordum ki Eylül odasından çıktı. Tam zamanlama.

'Günaydın' diyerek birbirimizi öptükten sonra "Bende sana bakmaya geliyordum Aslı daha kahvaltıya inmediğini söyledi." Eylül söylediğim şeyin hiç farkında değildi. Elimi görmüştü. "Noldu eline?" diye sordu. Bir yandan da elimi çekiştirerek bakmaya çalışıyordu.

"Dün gece su içmek için mutfağa gittiğimde oldu. Bardak elimden düştü kırıldı. Toplamak istediğimde ise kestim işte."

"Niye dikkat etmiyorsun ki?" Eylül bazen gerçekten çok fazla büyütüyordu. Tam cevap vericeğim sırada bir üst kattan inen Egemen'in sesiyle sustum.

"Günaydın kızlar." dediğinde gülüyordu. Uyanır uyanmaz böyle mutlu olmak bence çok büyük bir başarı.

"Günaydın kuzen."

"Günaydın." dediğimde bana cevap vermesi gecikmedi. "Eline pansuman yapmışsın." Şimdi bir ton soru sorucaktı bu. "Evet yaptım. Elimi kullanırken zorlanmamak için." dediğimde ukalalığından hiç ödün vermeden "Ben sana demiştim pansuman yapalım diye." dedi. Konuşmanın daha fazla uzamaması adına hiç cevap vermedim. Yoksa ben onun ukalalığıyla başa çıkamazdım.

Eylül lafa girerek "Ee kuzen bugün pek bir mutlusun?" dediğinde Egemen yine gülümsedi.

"Sevgilimin yanına gidiyorum olsun o kadar." diyerek bir kez daha gülümsemişti. Demek sevgilisi vardı. O zaman Aslı'nın Egemen'e hissettikleri tek taraflıydı. İyiki dün gece Egemen'e Aslı'nın ona bişeyler hissettiği hakkında bir şey dememiştim. Yoksa Aslı'yı gerçkten zor durumda bırakırdım ama Egemen'in de bu olanları bilip ona göre bir tavır sergilemesi lazımdı. Neyse diyerek bu konuyu da daha sonra düşünmek üzere noktaladım.

Eylül de güldü ve "O zaman Hazal'a selamlar." diyerek merdivenlerden indi. Bende Eylül'ün arkasından inmeye başladım.

Eylül Egemen'in sevgilisi Hazal'ı tanıyordu demekki. Tabi tanırdı kuzeninin sevgilisi sonuçta. O yüzden bardan geldiği gün Aslı'nın Egemen'e olan bakışlarından, tavırlarından rahatsızdı. Egemen'in bir sevgilisi olduğunu bildiği için. Şimdi her şeyi daha iyi anlıyordum.

Kahvaltı masasına geldiğimizde Eylül'le ben oturup kahvaltı yapmaya başlamıştık. Fazlasıyla acıkmıştım.

Egemen ise hiç sandalyesine oturmadan amcasına ve yengesine 'Hoşçakalın' diyerek evden çıkmıştı. Yetişmesi gereken yerler vardı tabi.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jul 06, 2017 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

İmkansızWhere stories live. Discover now