BÖLÜM-2

26.1K 874 175
                                    

Sizi bekletmek istemedim. Bir an önce atmak istedim. Bol bol satır arası yorumlar bekliyorum.  KEYİFLİ OKUMALAR.
••

Serkan arabayı barın önünde durdurunca vale anahtarı kapıp arabayı barın önünden çekti. Barın giriş kapısından geçerken Serkan bodyguarda göz kırptı. Ve içerideydik. Etraf loştu. Barda yürüdükçe etraf aydınlanıyordu. Serkan bizi bir locaya yönlendirdi. Ayça ve ben etrafa aylak aylak bakıyorduk. İlk gelişimiz değildi. Ama her zaman Serkan bizden daha cool gözükürdü.

"Oturun bakalım," deyip bize işaret etti. Ayça ile ben locaya oturunca etrafa bakındı.

"Size alkolsüz meyve kokteyli söylüyorum," deyip birine işaret etti.

"Alkol almayacak mıyız biz?" diye sordum Serkan'a.

"Ne alkolü lan? Oturun kokteyllerinizi için." Siparişlerimizi söyleyip çocuğu yolladı.

"Bence de biz içmeyelim," deyip Serkan'a destek oldu Ayça.

"Aman ya!"

  İçeceklerimiz gelince ceketlerimizi çıkardık. Saçlarımı düzeltip içeceğimden bir yudum aldım. Serkan kızları kesiyordu. Ayça da erkekleri. Ben de mal mal dans pistini izliyordum.

"Kalk bakalım," deyip beni kolumdan tuttu Ayça. Elimdeki bardağı bırakıp ona eşlik ettim. Dans pistine çıkıp ritme ayak uydurduk birlikte. Serkan da bizi izliyordu. Birazdan bize katılacaktı. İçkisini içiyordu şu an. Ritim yavaşlamıyordu. Herkes delice dans ediyordu. Bazı insanlar fazla ileri gidiyordu. Kızlar ve erkekler biraz farklı dans ediyordu. Fazla samimi. Epey yapışık. Belimde hissettiğim eller ile ürperdim. Hemen savunmaya geçerken Serkan olduğunu fark ettim. Üçümüz kendi aramızda uydurduğumuz dans ile eğleniyorduk. İnsanlar bize deli gözüyle bakıyorlardı belki de. Umurumuzda mıydı? Değildi... Şebek şebek dans ediyorduk. Müzik bir anda durunca aaa nidaları yükselmeye başladı. Daha hızlı bir tempo ile az sonra tekrar başladı. Ter kokuyordu etraf. Midem bulanmıştı. Başım da dönüyordu. Oturmaya ihtiyacım vardı. El işaretiyle oturacağımı söyledim. Başlarını salladılar. Locaya geçip oturdum. Burası daha iyiydi. En azından ter kokmuyordu. Yarım bıraktığım içeceğimden bir yudum aldım. Yanımdaki boşluğa birinin oturduğunu fark edince yana döndüm. Bu da kim?

"Merhaba," deyip elini uzattı. Karşılık vermedim.

"Kimsin?" dedim aksi sesimle.

"Tan ben," deyip elini sıkmayacağımı anlayıp indirdi.

"Tanışıyor muyuz?" Gözüm bir türlü seçemiyordu. Karanlıkta kalıyordu.

"Sanmıyorum. Adın ne?" Oturduğu yerde kayıp yanıma yaklaştı. Buna karşılık ben de uzaklaştım.

"Kalkıp gider misin burdan?" diye çıkıştım. Deli midir nedir ya!

"Neden?" dedi pişkin pişkin. Saçıma dokununca kaşlarımı çattım.

"Duymadın galiba, kız istemiyor seni!" Ha! Bu Kenan değil miydi?

"Sana ne dümbelek?" dedi Tan ayağa kalkarak. Al işte.

"Ne demek sanane lan!" Kenan'ı ilk kez böyle görmüştüm. O hep suskundu. Abimlerin tayfasının en suskunuydu o.

"Karışma!"

Serkan ve Ayça neredeydi?

"Bak velet, ya buradan tıpış tıpış uzarsın ya da ben seni boylu boyunca uzatırım," diye saldırdı Kenan. Kulaklarıma inanamıyordum.

İMKANSIZWhere stories live. Discover now