gibel //viktuuri

(natsukashii)

natsukashii;

(adj.) of some small thing that brings you suddenly, joyously back to fond memories, not with a wistful longing for what's past, but with an appreciation of the good times.

.X.

Viktor buzun üstünde kayıyormuş gibi hissediyordu.

Fakat düşündüğünüz gibi soğuk ve hissiz olan donmuş su parçasının üstünde kaymak değildi hissettiği; patenlerinin her yüzeyle temasında kalbine doğru bir sıcaklık akıyor, evde hissediyordu kendini. Evet; yaşayan, sıcak bir buzdu üstünde kaydığı;

Şeker Prensin, Buz Prens için olarak özel yaptırdığı bir pistte kayıyordu.

Kendi şekerlerinden koymuştu Şeker Prens; Buz Prens için döktüğü gözyaşlarını dondurup Buz Prense hediye etmişti aşklarının sonsuza kadar sürmesini umarak.

(Belki aşkları sürebilirdi sonsuza dek, fakat Viktor yarın ölecekti belki; buz pistini geri iade etmeyi düşünmüştü bu yüzden.)

Şeker Prensin ona özel yaptığı şekerden pistte her kaydığında Yakov'un saçlarını örüşü, annesinin ince ve kuru dudaklarının yanaklarında hissettirdiği yumuşak doku aklına geliyordu. Lanetlemiş miydi Şeker Prens buz pistini; hayatın güzel anlarını hatırlatması için?

(Viktor zaten ölmek istemiyordu; fakat ölümün vereceği acı değil hayatında geçirdiği güzel günleri ve geçirmeyi kaçıracağı günleri düşünmekti onu ölümden korkutan.)

Şeker Prensle dans ediyormuş gibiydi şimdi; sıcacık ellerinin izlerini görebiliyordu cildinde hâlâ.

Nefes aldı Buz Prens;
nefes aldı ve verdi.

Hâlâ yaşadığını hatırlatmak için göğsü her nefes alışında acıyordu.

Kanserdendi belki de bu acı...
belki de Şeker Prens lanetlemişti onu;
şekerden buz pistinde kayarken aşık olması için kendine.

Belki...

Belki de bunların hiçbiri değildi aslında.

Belki de sadece yaşıyordu Viktor.

en hızlı yazdığım bölümdü vua.
belki de sırrı maybelline.