"Islaklığı soracak." diye mırıldandı.

"Süt döküldü derim."

"Hayır, süt bakteri üretir ve kokar. Sonra kadın eğilip koklayınca bisküvi kokusu alır falan..." Kaşlarımı çatarak ona döndüm. Biyoloji bilgisine sataşacaktım ama sonra zamanı olmadığına karar verdim. Şimdi o kadını düşünüp sinirlenemezdim.

"Bisküvi koku bırakmaz ki." diye homurdandım. Bana sırıtarak bakıp saçlarımı karıştırdı. O sırada aklıma ilkokuldan bir çocuk geldi. Yaz partisinde tuvalette mastürbasyon yapmış, kabinden çıkarken 'Burası bisküvi koktu!' diye bağırıp dalga geçmişti. Yüzümü buruşturdum. Sonra eğilip koltuğu kokladım. Koku falan kalmamıştı. "Su döküldü derim ya..." Dış kapının sesi gelince hızla birbirimize baktık. O aceleyle merdivenlere koşarken ben eşofmanımı altıma geçirdim, kendimi koltuğa atıp telefonumu elime aldım.

"Uyumadın mı sen?" diye mırıldanarak salona girdi annem. Esnedim.

"Telefona dalmışım." Annem sessizce bana merdivenleri gösterdi başıyla. "İyi geceler." diye mırıldandım en uyku mahmuru sesimle.

"İyi geceler." diye karşılık verdi annem. O sırada babam da salona girdi, o da iyi geceler diledi. Ağır adımlarla hafifçe sendeleyerek üst kata çıktım, aceleyle odama girip kapıyı kilitledim. Basat yatağımın ucunda oturuyordu. Gülümseyerek ona doğru uzandığımda kollarını açtı, kucağına yerleştirdi beni. Bacaklarımı beline, kollarımı boynuna dolayıp burunlarımızı uç uca denk getirdim.

"İlk aşama tamam." diye fısıldadım. Kendini geriye düşürdüğünde ben de göğsüne düştüm. Yatağa iyice yerleşip yorganı üzerimize çektik, Basat'ın göğsüne sokuldum. Ensemdeki saçlarla oynamaya başladığında boynuna, çenesinin altına bir öpücük bıraktım. "Boynuna leke bıraksam, annen ne derdi?" diye mırıldandım. Tepkisiz bir şekilde saçlarımla oynamaya devam etti.

"Bence annem karışmazdı. Utanır o öyle konuları konuşmaya benimle." Güldüğünü göğsünün sarsılmasından anladım. "Film izlediğimiz zaman öyle sahneler gelince kızarmaya başlıyor, ben ve televizyon hariç her yere bakıyor." Aklıma annemin seviştiğimizi imalaması geldi. Annesi kıpkırmızı olmuştu. Basat'a dönüp birazcık kızar gibi olmuştu ama bu belki de anneme göstermelik bir şeydi. Kadın bariz bir şekilde çok mahçup olmuştu çünkü.

"Utangaç olduğu belli zaten." diye mırıldanıp burnumu göğsüne yasladım, sessizce kokladım çaktırmamaya çalışarak. "Ama sen ona hiç çekmemişsin anlaşılan." Sesim çok uykulu çıkmaya başlamıştı. Anlaşılan birazdan kayıp gidecektim. Tek kolu belimi sarıp beni iyice kendine yasladı, yüzünü saçlarıma karıştırdı. Nefes sesleri yavaşça düzene girerken ben de gözlerimi yummuştum bile.

*

Sabah Basat'ın alarmına uyandık. Saat 6.30'du ve dışarısı karanlıktı. Ayrıca gece geç yatmıştık ve Basat'ın kollarının arası öyle güzeldi ki, kalkmayı kesinlikle istemiyordum. "Hadi kalk." diye mırıldandı uykulu bir sesle.

"İlk sen kalk." diye mırıldanırken göğsüne biraz daha sokuldum.

"Seni bırakmak istemiyorum." diye mırıldanırken kolu belimi daha çok sıktı.

"Ben bu rahat göğüsten hayatta..." Uyku bedenimi tekrar esir alırken Basat'ın sesine tekrar uyandım.

"Hadi Barış..."

"Çok sıcaksın."

"...kalk artık."

"Sonsuza dek burada uyuyabilirim."

"Boynumu morartabilirsin." Başımı hafifçe kaldırıp ona bakarak ne dediğini algılamaya çalıştım. Sanki beynimdeki çarklar yeni dönmeye başlamıştı. Sanki Basat bir tuşa basmıştı. "Tabi ilk sen kalkarsan." Oflayarak doğruldum, saate baktım. Beş dakikadır yataktan kalkmaya çalışıyorduk. Aceleyle banyoya girip işimi hallettim, dönüp Basat'ı dürtmeye başladım.

Kibrit (Gay)Where stories live. Discover now