Arkadaşlığı Suistimal II

22.1K 1.5K 1K
                                    

Öğle yemeği zamanı Aslı gelip oturdu masama. Ceketimi de masanın üzerine koydu. "Unutmuşsun."

"Sağol." diye mırıldandım.

"O sana karşı ne hissediyor?" diye birden konuya daldığında başımı eğdim.

"Lisede birlikteydik. Sanırım şu an da." Oflayıp başını masaya koydu.

"Özür dilerim. Keşke bilseydim, yemin ederim bir daha iki metre yakınına yaklaşmayacağım." Ses çıkartmadım. Arkadaşlığımızı geri getirmeye çalıştığının farkındaydım. "Ve birlikte olduğunuzu kimseye söylemem." Yine cevap vermedim. "Barış lütfen konuş benimle."

"Arkadaşlığımız yalandı değil mi? Ona yakın olmak için beni kullandın." dedim sinirle ona dönerek. Gözlerini iriltti.

"Aklımın ucundan bile geçmedi, günahımı alıyorsun."

"Ve Basat'a açılmış olsaydın neyse ama resmen taciz ettin." Gözlerini büyüttü.

"Çünkü benden hoşlanıyor sanmıştım!" Kaşlarımı kaldırdım.

"Basat ne yaptı ki öyle düşündün? Konuşmuyordunuz bile."

"Seninle olduğumuz zaman bana sert sert bakıyordu ve sürekli seni yanına çağırıp kötü davranıyordu. Ben de kıskanıyor sandım. Tam tersiymiş." Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

"İyi gözlemcisin ama yanlış sonuçlara varıyorsun." diye mırıldandım. Basat gelip karşımıza oturunca hızla ayağa kalktı.

"Sonra konuşuruz." diye mırıldanıp göz kırptı, uzaklaştı.

"Ne olmuş?" dedi Basat bir bana, bir diğer masaya geçen Aslı'ya bakarak.

"Ceketimi getirdi." diye mırıldandım.

"Aranız düzelmiş bakıyorum." diye homurdandı.

"Benden özür diledi ve sana yaklaşmayacağına söz verdi." Basat şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı.

"Nasıl oldu ki bu?"

"Seni sevdiğimi biliyor artık. Lisede çıktığımızı falan da." Başıyla ağır ağır onayladı.

"Bak Barış bu lise değil. İş yerine yayılırsa kötü olabilir ikimiz için de."

"Biliyorum ama bir an öfkeyle söylemiştim. Kimseye söylemeyeceğini kendisi söyledi hem." Sonra bakışlarımı dehşet görünen makarnaya indirip hızlı hızlı yemeye başladım. Basat'ın beni izlediğini fark edince başımı kaldırıp ona sert bir bakış attım.

"Sadece... Seni yerken görmek çok garip." diye mırıldandı. Kıkırdadım. (Yazarken üşenmeyip makarna yapmam ve iki tabak yemem... Sıçtınız ağzıma)

"Değişmişim değil mi?" Başıyla onayladı.

"Sadece şeytanlıkların hâlâ aynı." Kahkaha atmamla makarna boğazıma kaçtı, öksürmeye başladım. Yanıma geçip sırtımı ovaladı. Gülerek başımı eğdim. Gözlerim ıslanmıştı, kolumun tersiyle kuruladım. O sırada Basat tekrar karşıma geçti.

"İlahi Basat Efendi." diye mırıldandım bir parça Yaprak Dökümü bilgimle. (Aman ağzımızın tadı kaçmasın Basat Efendi)

Anlamadı tabi. Öylece bakışmaya başladık. "Ee..." diye homurdandı.

"Kirpiklerini izlemeyi özledim." diye mırıldandım. Yanakları hafifçe allaşırken gülümseyerek başını eğdi.

"Ben de yanaklarının kızarmasını." diye mırıldandı. Kıkırdadım.

"Şu an kızaran sensin ama." Eli ağır ağır yanağına gitti. Bu beni güldürürken Sevil oturdu masamıza, Basat'ın yanına. Kaşlarım hafifçe çatıldı.

"Konuşalım mı?" dedi Sevil Basat'a. Basat başıyla onayladı. "Gel." Basat'a sinirli bir bakış attığımda Sevil'e döndü.

"Burada konuşalım." Sevil'in bakışları bana kaydı. "Onun zararı yok."

"Kişisel bir konu." dedi Sevil. Basat omuz silkince iç geçirip masaya geri oturdu. "Yakın arkadaşız sanıyordum, neden sevgilin olduğundan bahsetmedin?" Ben de yakın arkadaşsınız sanıyordum, neden Basat'ın fahişeliğini yapıyorsun? Dilimi ısırdım.

"O muhabbetlerden hoşlanmam. Sana bir anda sevgili yaptım mı deseydim? Hem ne önemi var ki bunun?" Sevil dudaklarını birbirine bastırdı. Ben de makarnamla oyun oynuyordum. İştahımı kaçırmıştı ya! Hangi insan evladı makarnamı yememe engel olabilirdi ki? "Hem sen neden bana aşk hayatını anlatmıyorsun?" diye bahane sundu Basat.

"Sana seni mi anlatsaydım?" dediğinde Basat'ın surat ifadesi soğudu, gözlerini kırpıştırdı. Kız hızla ayağa kalkıp uzaklaşınca Basat şaşkınlıkla bana döndü. İki elimi birden havaya kaldırdım, kapak işareti yaptım. Şlap sesi yankı yaparken Basat kaşlarını yavaşça çattı.

"O benim arkadaşım." diyerek Basat'ı taklit ettim. "Sen fesatsın." diye de devam ettirdim. Basat kaşlarını biraz daha çok çattı.

"Amına koyayım benim arkadaşım olamayacak mı?" diye homurdandı.

"Ee bu kadar yakışıklı olmasaydın." diye alay ettim. Lisedeki yakın kız arkadaşları da hep ona aşık çıkıyorlardı. Basat alışmıştı yani.

"Benim mi suçum? Hem o zaman sen de bana bakmazdın." Kahkaha attım.

"Mal mısın sen? Tipe bakıyor olsaydım Orkun'a dönerdim. Seni tipin için seviyorum mu sanıyorsun?" Kaşlarını çattı.

"Orkun daha yakışıklı yani." Pot kırdığımı fark edip başımı eğdim. "Bunu duyduğum iyi oldu." Sırnaşmamak için kendimi sıkmaya başladım.

"Dosyaları halledelim." dedim ayağa kalkarken. Kaşlarını kaldırdı.

"Ne dosyası?"

"Brazzers dosyası."  (Ehuehuheuheuhh)

Basat hızla ayağa kalkınca kahkaha atmamak için kendimi sıkmaya başladım. Onun odasına doğru yürürken elini bel boşluğuma koymuş, beni yönlendiriyordu. Odasına girdiğimizde kapıyı kapattı, kilitledi.

Hızla boynuna sarılıp dudaklarımızı birleştirdim. Onu öpücüğe boğduğum sırada eli kravatıma gitti, çekiştirmeye başladı. Elini yakalayıp aşağı indirdim, dudaklarından ayrıldım. "Burda olmaz ki."

"Yokluğunda ellerim nasır tuttu, her yere hazırım." Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.

"Fazla sabırsızsın." diye mırıldanırken dudaklarımı boynuna bastırdım. İç geçirirken eli kalçamı yakaladı, beni çekip kendine bastırdı. Derin derin solumaya başladığımda gülümsüyordu. Hadi bakalım.

Kibrit (Gay)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin