Yıldız Güzeli

232 55 74
                                    

Gülmek ne güzel , ne tatlıydı
Gülmek şeker gibi , bal gibi ,çikolata gibiydi
Kızlar en çok gülerken güzelleşirdi
Helede Selin ...

Gülmeyi özlemişti Selin , en son ne zaman güldüğünü hatırlamıyordu , unutmuştu. Kimseyle konuşmuyordu. Etrafta şunun gibi söylentiler dolaşıyordu bugünlerde
'Hep içine atıyor , sır küpü mübarek, sabahı görmez görürse de akşamı zor görür , yakında ölür ..' Gibi şeyler.

Önceki akşam tavan arasında bir sandık bulmuştu , oymalı bir sandıktı . Açmaya korktu ilk başta , ne çıkacağını da merak ediyordu içten içe , sonra engel olamayıp açtı . İçinde dolu şey vardı . Ama bir kaç eski kağıt parçası dikkatini çekti . Bu kağıtları sonra okumak üzere sandığa koydu, ve kapattı . Şimdi okuması gereken bir ton anı vardı , anıları ..
Ve bir kez daha defteri açtı bu sefer gerçekten gülmek istiyordu hem de çok . Zamanı bir sene geriye aldı , adeta karşı koymuştu, onun için kolaydı yaşananları tekrar yaşamak .
Nede olsa alışmıştı. Bu sefer mavi mürekkeple yazılmıştı . Ve en güzel yazısıydı onun , özenerek yazılmıştı mutlu  anıları . Başlığı okuduğunda daha ilk andan itibaren bir gülümseme yayıldı buruşmuş tenine . Bu hayatına renk katmış bir anıydı , eskilerden güzel ve unutulmaz bir anı ..

                        İzmir//Foça 26.04.1991

O gün mahalleye bir haraketlilik hakimdi bir heyecan  , herkes bir oraya bir buraya mekik dokuyor ve akşam için hazırlık yapıyordu. Bunlardan biri de Yılmaz ailesiydi , Güneş Hanım tepsi tepsi börek ve baklava yapıyor Şermin'in annesi Ayşe teyzede ona yardım ediyordu. Mahalledeki erkeklerde sandalyeleri diziyor ortalığı hazırlıyorlardı. Çaycı Rüstem ağabey o mis gibi tavşan kanı çayından demliyor bir yandan işin ehli ağabeyler bizim tabirimizle 'canlı kutuyu' yani televizyon'u açmaya çalışıyordu. Bizim mahallenin afacanları da ortalıkta top oynuyordu. Ve işte güzel adam köşe başında belirdi . Mahallemizin tonton dedesi Necmi Dede yine her zamanki neşesiyle ve elinde küçük torbalarla ağır ağır ilerledi . Sevenleri de çoktu ayrıca , çocuklar ve kediler onu çok severdi . Çocuklara şeker , çikolata dağıtırdı kedilere ise ciğer ve et getirirdi . Necmi dede yalnız başına yaşayan altın kalpli ve yardımsever biriydi , mahalleli onu çok severdi özellikle kediler ve çoçukların sevgilisi olmuştu. İşte bu mahalleyi sevmemde etkili olan bilmem kaçıncı neden . Samimi ve sıcak aile ortamıydı herkes birbiriyle kardeşti ..

".. Selin ! Şermin !  Manava gideceksiniz, koşun gelin !"

Annemin seslenmesiyle olduğumuz yerden ani bir hareketle fırladık ve anında mutfağa koştuk

Ayşe teyze elindeki destan kadar listeyi Şermin'e uzatarak konuştu

"Kızlar bunlar alınacak "ardından parayı verdi .

Biz terliklerimizi giyerken annem yine boş durmayıp yine seslendi

"Koşun koşun çabuk , onların akşama yetişmesi gerekiyor!"

Şermin ile birbirimize bakarak güldükten sonra hızlıca evden çıktık. O zamanlarda her köşe başında market ne arar manavlar vardı onlarda mahalle aralarında yoktu ancak yürümek gerekliydi .
Manava geldikten sonra koca listeyi Kemal amcaya verdi ,oda mahalledendi ne çok fakirlere yardım etti , evlerine gizliden erzak yollamadı ki , Kemal amca candı .

"Kızlar siz oturun şöyle ben istediklerinizi getireyim ."

"Peki Kemal Amca ."

Gece'nin KanatlarındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin