Bölüm 5

31 4 0
                                    

MULTİMEDİA: J-Fla;  we don't talk anymore


Saçımın üstündeki eller daha çok mayışmama yardımcı oluyordu. gözlerim yavaşça aralamaya çalıştım. yan durduğum yatakta sırt üstü döndüm. ellerimle gözlerimi ovuşturdum. yanımda duran teyzemle gözgöze geldik.  "iyimisin ?" dedi,şaşırmışça ona baktım." niye iyi olmayayım." dedim alayla karışık bir şekilde. o ayağa kalkarken,yatağın üstünde oturur pozisyona geçtim. " hiiç merak ettim." dedi. tekrar gözlerimi ovuşturdum. teyzem çoktan çıkmıştı. hemen kalkıp duşa girdim. üzerime geçirdiğim civcivli bornozumla ve elimdeki el havlusuyla saçlarımı kuruluyordum. aniden açılan kapıyla çığlığı bastım " polaaaaaaaaaattttt çıııııkkkk !" diye avazım çıktığı kadar bağırdım. yüzündeki memnun ve şaşkın ifadeyle kapıyı hemen kapattı. arkasından bağırmaya başladım " sen nasıl bir hayvansın ya!...insan kapıyı çalar öküz!... haber verseydin bari!...kalas kütük kereste...odun  hödük " sinirimi alamamış saydırmaya devam ederken. " yav bi sus be kızım tamam gidiyorum" sinirle ayaklarımı yere vurup tepindim " tabiki gideceksin öküz !" sinirle ofladım ve aceleyle, siyah spor taytımı üstüne pembe büstiyerimi giydim pembe asker desenli ayakkabılarımı giydim. asker yeşili ceketimi giydim ve saçımı at kuyruğu yaptım. dudağıma hafif bir pudra rengi ruj sürdüm. mavi gözlerimi,belirginleştirecek şekilde rimel sürdüm. ve biraz yürüyüşe çıkmanın iyi geleceğinden emindim. mp3 çalarımı ve kulaklığımı alıp aşağı indim.

aşağı indiğimde polatın solonda yayılmış olduğunu gördüm

Ops! Esta imagem não segue nossas diretrizes de conteúdo. Para continuar a publicação, tente removê-la ou carregar outra.

aşağı indiğimde polatın solonda yayılmış olduğunu gördüm. yanına gittim " teyzemler nerede?"  diye sordum. istifini bozmadan televizyona bakarak. " gittiler " dedi düz bir sesle ah evet öküz konuştu işte. " ya polat onumu diyorum. nerdeler işte " dedim işaret parmağımla şakağımın yanında daireler çizdim ' kıt mısın ?' der gibi. bana baktı ve baştan aşağı süzdü. yüzünde beğenmek ve beğenmemek ifadesi gidip geldi. sonra tekrar önüne döndü . " tayt yakışmış " dedi. bu çocuk beni deli edecekti gerçekten ayağımı yere vurdum " ya beni deli etme ! nerdeler ?" dedim oflayarak kanal değiştirdi. " tatile gittiler 1 ay yoklar " bir aymı ? oha napıcaktım ben bu öküzle aynı evde allahtan ev büyüktü.umursamazca omuz silktim. ve mutfağa gidip elime su şişesi aldım.ve kapıya yöneldim kolunu açmıştıki 

" nereye ?" 

" yürüyüş yapıcam polat " dedim bıkkınca sahpaya uzattığı ayaklarını indirdi ve yanıma geldi.gözlerime bakarken askılıkatan montunu aldı. 

" bende geliyorum" dedi kararlı bir şekilde gözlerimi devirdim.

" ah... ne münasebet canım,kendim giderim" dedim tiz bir sesle. yüzünü buruşturdu. ve başıyla kapıyı gösterdi çıktım. ben öde o arkada yürümeye devam ettik. oflayarak arkamı döndüm polat telefonuna bakarak yürüyordu. " of polat bırak kendim gezerim çocukmuyum ben ya ?" dedim soru sormuşça onun gözünde ne olduğumu merak ediyordum. kafasını kaldırdı " evet " dedi. gözlerimi devirdim. ve hızımı artırdım. sağıma baktığımda,polatında benimle koştuğunu gördüm. " böyel kaçamassın ufaklık" ufaklık mı gerçekten mi ? nefes nefese  " boylo kocomsoson ofoklok" dedim taklidni yaparak. ufak bir kahkaha attı. cebimdeki mp3 çaları çıkarttım. ve kulağıma taktım ' we don't talk anymore ' çalmaya başlayınca sesimin yettiği kadar şarkıya ayak uydurmaya çalıştım. gölzerimi kapatıp burnumdan derin bir nefes aldım. hızımı daha çok artıracakken belimden tutan el duramamı sağladı arkamı dönmemle polatla burun burunaydık,atan kalbim dahada hızlanmıştı. çıkıcak gibiydi. sesim içime kaçmıştı galiba çıkmıyordu. " na-napıyorsun sen ? sapıkmısın ya " dedim. sırıtışı,bembeyaz dişleri içime işledi. aramızdaki boy farkı sadece boynunu görüyor olmam hoş değildi başımı yukarı kaldırdım. bağazımı temizledim. ve ellerimi göğsüne koyup tüm gücümle ittim. biraz afalladı sonra kollarını açarak dengelendiğinde bana ' manyak mısın kızım ' bakşları atarken ona yaklaştım ve gücümü ayarlayarak göğsüne yumruk attım. " niye durduyordun ya ? ne güzel ritmimi bulmuştum." diye çıkıştım ona  gülerek  " eve gitmemiz lazım" dedi oflayarak ellerimi iki yana açtım " neden yani neden beni rahat bırakmıyorsun ki?... git evine " dedim. dişlerimi sıkarak. bu gün üstümde bir kırgınlık vardı ve acayip sinirliydim. önce biraz iradelemekte zorlandı sonra  " seni bırakamam çünkü bana emanetsin" dedi gayet sakin bir sesle. gözlerimi devirdim. " bakıcıya ihtiyacım falan yok git !" dedim. ama adam inat gidermi şimdi bana gıcıklık olsun diye kalacak. " kaldırmın kenrarına oturdum. ve biraz soluklandım. elimdeki sudan içtim o sırada beni süzen polatla göz göze geldik. çokmu bağırmıştım ? diye düşünmeden edemiyordum. yerimden kalktım. ve eve doğru yürümeye başladık. " ee şimdi teyzemler gitti. kahvaltıyı kim hazırlaycak ?" dedim amacım ortamı yumuşatmaktı. polatta anlamış olackki alayla " seeennn" dedi uzunca gözlerim kocaman oldu " iyide ben yumurta bile kıramam polat nasıl hazırlayayım ?" hakhası kulağıma dolarken sesizce " beceriksiz " dedi " seni duydum " diye çıkıştım ona. " peki ev işleri" dediğimde tekrar aynı ifadeyle " seeennn" dedi. olduğum yerde durdum ve " hadi yemek yapayımda çamaşır suyuna elimi sürmem " dedim gülerek yanıma geldi " o zaman bir anlaşma yapalım " dedi başımı hevesle salladım.  " tam burdan eve kadar yarış yapacağız sen geçersen yemek senin ben geçersem yemek benim " dedi nasıl olsa geçerim diye düşünerek serçe parmağımı havaya kaldırdım. oda aynısını yaptı. serçe parmaklarımız kenetliyken gözlerimizle birbirimize meydan okuyorduk. gözlerimi kıstım. 

" seni geçeceğim ve temizlik yapışını büyük bir zevkle izleyeceğim abiciğim" dedim kahkasını sağır sultan bile duyarken yüzümü buruşturdum.

" göreceğiz kız kardeşcik" dedi ve yanağımı sıktı. yanağımı ovalarken ona " üvey " dedim. şakayla başını 'görürsün sen' gibi salladı. ikimizde aynı anda koşmaya başladık. ben önde gitmenin sevincini yaşarken. evin bahçesine girmiştimki polat hızla arkamdan gelip kapıya elini koydu. " oha hayvan !" diye bağırdım arkasından. yüzündeki zafer gülümsemesiyle. bana bakıyordu. yanaklarımı şişirdim ve nefesimi bıkkınca üfledim. polat kapıyı açıp içeri girdiğinde peşinden girdim. montunu askılığa bırakırken, bana baktı.  " hazır mısın küçük hizmetiçi ?" dedi. dilimi çıkarttım " biz ona yardımcı diyelim." dedim. gölzerini devirdi. " neyse en işte sonuçta işin kolay kısımı benim " dedi. başımı öne eğdim sesizce " sen öyle san " dedim. yarım bir ağızla . gözlerini kısarak beni süzdü . sinsice gülümsedim. ve odama çıktım. bol siyah bir eşofman altı üstüne batman baskılı kısa kollu  siyah tişörtümü giydim. saçımı yukarıdan topuz yaptım. ve çiçekli tavşan kulaklı bandanamı taktım önüme gelen uzamış kahküllerle güzel görünüyorum ' allah kahretsin çok sevimlyim ' dedim.

ÜVEY KIZ KARDEŞ # Wattys2017Onde histórias criam vida. Descubra agora