Bölüm 3

479 23 11
                                    

Arkadaşlar, hikayeyi zamanım oldukça yazmaya çalışacağım. Sınavlarım var ve çalışmam gerekiyor. Onun için geç gelirse bölümler özür dilerim.

Multi kamp şarkısı

İyi okumalar. *-*

-----------

Elçin'in ağzından

Sabah yatağımdan çok zor kalktım. Bana kalsa uyurdum ancak Aslı tutturdu kalk, bugün neymiş efendim kamp ateşi varmış ve kıyafetleri ayarlamam gerekiyormuş. Ben uğraşamadığım için Aslı'ya söyledim ve bana elbise ayarlamış akşam için. Ben de elbiseyi çok sık giyinmediğim için pes edip yataktan kalktım. Kısa şortum, beyaz kısa kollu üzerinde 'VANS' yazan tişörtümü alıp odamdaki koltuğun üzerine koydum. Belime bağlamak için de kırmızı-bordo arası gömleğimi de koltuğa fırlatıp siyah, küçük çantamı da elime alıp yatağa koydum. Bordo yarım botlarımı da alıp yere koydum.

 Bordo yarım botlarımı da alıp yere koydum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kamp ateşi için her şey hazırdı. Yalnızca kıyafetleri giymem gerekiyordu ancak daha çok vardı. Onun için gardrobumdan rastgele bir şort ve yarım bir tişört aldım. Spor ayakkabılarımı da giyindikten sonra tek başıma dışarıya hava almaya çıktım. Aslı daha kıyafet ayarlamamış. Canım sıkılmasın diye de Berklerin evine gittim. Kapıyı, Berk'in yakın arkadaşı sanırım adı Barıştı her neyse işte kapıyı Barış açtı. Berk'i sorunca uyuduğunu söyledi. Bende içeri geçtim ve masanın üzerinde gördüğüm suyla aklımdan haince planlar geçerken Barış "Aklından bile geçirme. Uyanınca bunun hesabını sana soracak" dedi ama ben hala kararlıydım. Barış bu kararlılığımı görünce "Benim bir şeyden haberim yok" dedi ve gitti. Bende içinde su dolu olan bardağı aldım ve tam yüzüne dökecekken üzerinde hiçbir şey olmadığını gördüm ama 'benana' deyip suyu döktüm. Saniyesinde uyandı ve gözlerini açmadan " Barış ağzına..." derken gözlerini açtı ve karşısında beni görünce "Elçin sen gel bakayım yanıma." deyip sinirli sinirli ayağa kalkıp yanıma geldi. Saçları ıslaktı ve damla damla vücudundan aşağı süzülüyordu. Çok çekiciydi yani ben öyle görüyordum. Sanırım ben yavaş yavaş Berk'ten hoşlanıyordum ya da daha fazlası. Emin değildim. Beni üzebilirdi de. Sonuçta daha yeni tanıştım. Hemen güvenemem ben kimseye. Berk iki büyük adımda yanıma geldi ve kulağıma fısıldadı. "Bunun bir cezası olmalı güzelim" bende korkarak cezanın ne olduğunu sordum. Bana "İstediğim bir zaman senden öpücüğümü alacağım ve bir kerelik de olmayacak bu." dedi. Buyur işte ne yapacağım ben? Daha kimseyle öpüşmemiştim. İlk öpücüğümü Berk'e verecektim.

--------------(kamp ateşi vakti akşam)

Hazırdım ve Aslı'yı bekliyordum. Niye mi bekliyorum? Çünkü bizim sınıftan yedi senedir hiç ayrılmadığımız hatta ayrılamadığımız üç tane, çok iyi ve bizi erkeklere karşı koruyan 3 erkek var. -yanlış anlamayın sadece arkadaşız- Bir on beş dakika sonunda Aslı aşağıya indi. Abartılı giyinmişti. Ama bu Aslı olduğu için yadırgamadım. Ayakkabılarını da giyindi ve bizim sınıftaki kardeşim olarak gördüğüm Aras, Anıl ve Akın ile -iki saat önce gelmişlerdi- birlikte kamp ateşine doğru yürüdük. Aras ve Akın, Aslı abartı giyindiği için onun yanından ilerliyorlardı. Anıl ise benim yanımdan. Anıl genelde kıskançtır. Sanki benim abim gibi, erkek arkadaşım olduğunda dövmeye kalkışır o derece. Ama bugün çok dalgın. Bir şey sordum ona bile cevap vermedi. Kesin sevgilisinden ayrıldı. Bunları düşünmeyi daha sonraya erteledim. Şu an kamp ateşinin oradaydık çünkü. Kamp ateşine geldiğimizde ben direk Berk'i gördüm ve tam karşısına oturdum. Bugün yakışıklı olmuş- hayır yaa. Sadece bugün değil her zaman yakışıklıydı. Kot bir ceket, salaş beyaz bir tişört ve siyah dizi yırtık -moda- bir kot pantolon giyinmişti. Ben onu böyle süzerken, o da beni süzüyordu. Sonunda beni süzmeyi bıraktı ve gözlerimin içine baktı. Çok anlamlıydı bakışları. Tam o sırada yanına Barış geldi ve bir şeyler deyince, bana bakıp gülümsedi ve göz kırpıp gitti. Ben de telefonumu aldım ve instagramda biraz dolaştım. 5 dakika sonra canım sıkılınca telefonu bıraktım ve kamp ateşinin etrafında yuvarlak oluşturmuş alana göz gezdirdim. Gözlerim istemsizce bir yerde durdu. Berk'in elinde bir gitar gördüm. Akorunu yapıyordu. Sanki gitarın akorunu yapmış derken anında bana baktı ve şarkının müziği çalmaya başladı. Bu şarkının adı ''Akdeniz Akşamları'' hem de en sevdiğim şarkı.(multi). Gözlerimin içine baka baka söylemeye başladı, sanki sadece ikimiz vardık.(burada multiyi açabilirsiniz)

Akdeniz akşamları bir başka oluyor
hele birde aylardan temmuz ise bambaşka
sahilde insanlar kolkola sımsıcak
coşmamak elde mi böyle bir akşamda

işte ben böyle bir akşamda aşık oldum
işte ben böyle bir akşamda aşık oldum
aşık oldum...

gün doğmadan deniz, deniz daha bembeyazken çıkacaksın yola

kürekleri tutmanın şehreti avuçlarında içinde bir iş yapmanın saadeti

gideceksin balıklar,balıklar yoluna çıkcak karşıcı,sevineceksin

dağları silkeledikçe deniz gelecek eline pul pul
ruhları sustuğu vakit martıların kayalıklardaki mezar taşlarından birden bie kıyamettir kopacak

deniz kızları mı dersin,anlar mı dersin,bayramlar seyranlar mı,gelin adayları,teller duvaklar akasyalar mı?
hey ne duruyorsun be!
at kendini denize!
geride bekleyenin mi var?
aldırma görmüyor musun her yanda hürriyet
yelken ol,dümen ol,balık ol,su ol
git gidebildiğin yere

akdeniz akşamları bir başka oluyor
hele birde aylardan temmuz ise bambaşka
sahilde insanlar kolkola sımsıcak
coşmamak elde mi böyle bir akşamda

işte ben böyle bir akşamda aşık oldum
işte ben böyle bir akşamda aşık oldum
aşık oldum...

Şarkı bittiğinde hala ona bakıyordum. Şarkıyı gözümün içine baka baka söylemişti. Bu arada sesi gerçekten güzeldi. Benim de sesim güzel ama Berk'in sesi ayrı. Bunları düşünürken Berk ayağı kalktı ve benim yanıma geldi. Elimden tutup, kamp alanının dışında bir ormanda nereden çıktığını anlayamadığım bir mağaranın önüne getirdi beni. İçeriye girdiğimde, yerlerde renkli puflar, tekrardan renkli lambalar vardı. İkimiz de, yan yana olan puflara oturduk. Berk bana döndü ve ''Bunca emekten sonra, hem de sana şarkı söylemişken bir öpücüğü hak ettim.'' dedi ve ben daha cevap vermemişken beni öpmeye başladı. İşin tuhaf yanı ben de ona karşılık vermemdi.

___________

Arkadaşlar bölümleri uzun zamandır yazamadım çünkü sınavlarım vardı ve onlara çalışmam gerekiyordu. Bazı bölümler de bu yüzden gecikebilir. Şimdiden özür diliyorum.

Bölüm sizce nasıldı?

Beğendiniz mi?

Yorumlar yazınız ve lütfen vote veriniz.





Düşman Okullar Yaz Kampında -Artık Yazılmıyor-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin