~5~

789 25 19
                                    

Multimedia: buket

Bu sabah fazla enerjikdim.yeni hayatımın ilk insanlarla geçecek günüydü. Saate baktığımda daha alarma 20 dakika olduğunu farkettim ama artık tekrar uyumak için çok geçti. Hemen kalkıp lavaboya gittim elimi yüzümü yıkadım ardından mutfağa gittim buzdolabını açtım dün aldığım tost ekmegiyle sandviç yaptım daha sonra bi de kahve yapıp balkona geçtim. Manzaraya karşı oturup kahvaltımı yaptım daha sonra odama geçip dolabı açtım. Dün hevesle aldığım şeyler şimdi pekde önem arzetmiyordu. Elbiselerin arasından lacivert belin biraz üstünde biten adidas sweatimi giyip altınada yüksek bel siyah bi pantolon giydim saçimi düzleştiril hafif rimel ve incecik bir eyeliner sürdüm sonra girişteki boy aynasına baktım hoş görünüyordum. Daha sonra siyah botlarımı ve ince siyah, kalçamın birazcık altında biten yağmurluğu giydim çantamı takıp kapıyı kitleyerek evden çıktım.
Okula girdiğimde zil yeni çalıyordu tam 11 lerin katına çıkıyordum ki müdür " hey sen yeni gelen, odama gel!" dedi ve ben emiri duyar duymaz direk yönümü değiştirdim. Müdür odasında okul hakkında, egitim öğretimin önemi hakkında gereksiz bilgiler verdikten sonra beni sınıfıma yönlendirdi. Sınıfın kapısına geldim. Kapıyı çalarak içeri girdim. Bir anda tüm gözler bana döndü -malum yeniyiz ya- merakla bakan gözler arasında kendimi tanıtmak zorunda hissettim ve "şey.. Ben Buket DEVRİM"(!) soyadımı yanlış söylemekden korkuyordum ama tahmin ettigim şey olmadı " bu sınıfa yeni geldim" dedim daha sonra hoca "tamam boş bi yere geç " dedi bende etrafıma bakındım. O an heyecandan mıdır bilmem ama boş yer göremedim en son " ee kızım otursana" sesini duyunca irkildim ve tekrar bakmaya başlamıştımki " gel otur ya dersi mahvettin " sesinin kaynağına yöneldim bir anda o yeşil gözleri görünce olduğum yerde durdum sonra "Ee hadi ama otursana"
Yeşil göz fazla sinirimi bozmaya başlamıştı ama dersi daha bölmemek için oturdum. Çantamı ve yağmurluğumu sıranın arkasına astıkdan sonra defter ve bi kalemi masaya koydum. " ne çok kıpırdasın bee.." dedi yeşil göz yada artık benim için UKÂLA..." napıyım BAY UKÂLA" bi an bu lakap komik gelsede aynı ciddiyetle devam ettim" uşaklığımı sen yapcaksan ben dururum.." bi an dediklerim karşısında şaşırsada hemen eski haline geldi ve açık, net ve çok sert bir ses tonuyla " bana bak yeni yanıma oturtturduğum için dua etmek yerine konuşarak şansını zorluyosun ama bi kez daha olursa.." sesindeki uyarıcılık kanıma karışarak tüylerimi diken diken etti " ....bir kez daha olursa... Sadece bu okula geldiğine değil yaşadığına pişman olursun. Anladın mı?"
"Sen demesen sanki yaşamakdan mutluyum.." istemeden icimden gelen sesi dışarı vurmuştum. Bunu duyduğuna şaşıran 'ukala' bir an duraksadı sonra 'neyse ne anlamında başını sallayarak önüne döndü.
Bir daha dersin sonuna kadar hiç konuşmadık. Yeşil göz zil çalınca sanki bu anı bekliyomuş gibi sınıfdan fırladı ve arkasından kahverengi gözlü hafif esmer uzun boylu bi çocukda koşarak gitti. Bende okulu merak ettiğim için dışarı çıkmaya karar verdim. Tam kapıdan çıkarken " okul tek başına pek de eğlenceli değil bence " diye gülümsedi bi kız. Saçları sarı gözleri kahverengiydi güzel bi kızdı. " evet aslında ama daha kimseyi tanımıyorum" dedim gereksiz bi utangaçlıkla.. " ben esma tanıyosun artık " deyip küçük bir gülümseme attı. " bende.."
"Buket.. Biliyorum" dedi.
"Evet memnun oldum"
"Bende ama şöyle küçük bi sorun var.."
"??"
"Ben ciddiyet sevmem , anasınıda sevmezdim zaten" deyip kahkaha attı.
Bende dayanamayıp kahkaha attım çom sempatik bi kızdı. Sevmiştim.
"Dışarı çıkalım mı?" dedi.
"Tamam bana okulu gezdirirsin ozmn"dedim.
Kantine geldiğimizde "buradı.."derken sözünü kesip
"Kesinlikle tuvalet...." dedim ikimizde bi anda kahkaha atmaya başladık.
"KOMİK KIZ" sese doğru dönünce iki kocaman yeşil gözle karşılaştım. Hiç cevap bile vermeden ilerledim ama o kocaman sinirli yeşil bakışları hala üstümde hissediyorudum. Esma'da bana yetişince " kızım sen naptınn YİĞİT okulun en belalı tipidir sen cevap bile vermedin dua ette ilk gün diye takmasın"
"Aman banane egoist, ukalanın teki.."
"Tanıyınca pişman olacaksın ama olsun zamanla.. Neyse dışarı çıkalım."
Dedikleri beynime iyice kazındı ama pek takmamış gibi davrandım.
Bahçedeki banklara oturan yeşil gözü yani yiğiti gördüm saniyeliğinede olsa göz göze geldik sonra korkumu içime hapsedip hiç umrumda değilmiş gibi kafamı başka yöne döndürdüm. Esma'nın " Buraya geliyorlar yanında Cem' de var." demesiyle irkildim ve kafamı yana çevirerek esmanın baktığı yöne baktım. Yiğit tek bir saniye bile gözünü kaçırmadan bana bakıyordu ve buraya geliyorlardı. Adının cem olduğunu öğrendiğim çocukda aynı derecede sert ama yumuşaklığınıda farkedebileceğim bi şekilde esmaya bakıyordu. Yanımıza doğru gelirlerken saniyeler geçmiyor gibiydi. En sonunda yanımıza ulaştılar. Cem hiç duraksamadan esmayı kolundan çekerek" sen benimle gel sarı!" dedi ve götürdü. Yiğit' le kaldığım zaman yiğit çevremizdekilere sert ama düz bir ses tonuyla "UZAKLAŞIN!" dedi ve herkes saniyler içinde bahçeyi boşalttı. Geriye tek ben ve yiğit kalmıştık. O ana kadar kendimce özgür kız pozlarında takılıp ne dediğimi önemsemeden ettiğim laflar gözümün önüne geldi düşünmeden dediklerim birazdan sonum olacaktı. Yiğit iki eliyle bileklerimi tutup sırtımda birleştirdi. Yüzünü iyice yüzüme yaklaştırdı. Artık nefeslerimizin sıcaklıkları birbirini hissedecek kadar yakındı. Zamanın varlığını unuttuğum o anda yiğit'in sesiyle irkildim. " Bana bak yeni burda kimse ben bi şey dediğimde cevap vermeden gidemez yada ben konuşmadan soru soramaz hatta ellerinde olsa ben demeden nefes bile almaz. " konuşurken sıcak nefesi yüzüme çarpıyordu. Yüz hatlarını ilk kez bu kadar yakından görüyordum .çok etkileyiciydi. Ne diyordum ben bu ukaladan etkilenmiş olamazdım. Bir anda silkinip kendime geldim ve " Aa özür dilerim yeşil göz bi ara ne zaman nefes alacağım hakkında program yapalım. MALUM NEFES ŞART!" kendimden bile beklemediğim bir özgüvenle söyledim bunları ama içimdeki korkuyu tarif bile edemezdim. Yinede korkumu içime atıp devam ettim. " Program için zaman belirleriz ama izin verirsen benim şimdi okula girmem lazım yeşil." gözlerindeki yeşil gitgide koyulaşıyordu. Dediklerimden çok yeşil lafına şaşırmışa benziyor olacakki "yeşil?!" dedi şaşkın bi yüz ifadesiyle. "Gözlerin." diyebildim sadece sonra o anki boşluğundan yararlanarak kolunun altından sıyrılıp okula girdim. Şansımı fena zorlamıştım hemde fazlasıyla ve her zamanki gibi yaşıycaklarımın hepsini yine haketmiştim... Yeşil gözle 2 sene korkutucu ama bi o kadar da nefes kesici olacaktı...

TATLI UKALAWhere stories live. Discover now