~3~

703 17 0
                                    

Anahtarı kapı deliğine geçirip kapıyı açtım. İçerisi çok karanlıktı hiçbir şey göremiyordum. Kapıyı biraz daha itip içeri girdim. Işıkları açmak için düğmeyi aramaya başladım. Elimi duvarlarda süründürerek ilerliyordum ki elim ortama göre daha sıcak bi şeye değdi ne olduğunu anlamak için biraz daha elimi gezdirmeye çalıştım. Bİ İNSANDI. çığlık atacaktımki elinin iriliğinden anladığım kadarıyla bir adam ağzımı kapadı. Ve kapıyı örttü daha sonra birinin evine girip yakalanan birine göre fazla sakin bir sesle "Senle bi işim yok bu ev boş sanıyodum ve saklanmam gerekiyordu o yüzden burdayım bi problem çıkarmayı düşünmüyorum.. Umarım sendee.."
derken hızlı hızlı başımı salladım ve avucuyla kapadığı için boğuk çıkan sesimle 'evet evet' dedim. Açıkcası tek başıma yaşayacağım ilk günden başıma dert almak istemezdim. Adam "aferin küçük kız işini biliyorsun zamanım olsa bu kadar uysal bi kızla hususi olarak tanışmak isterdim ama" sesindeki alaycılık beni sinir etmek yerine etkilemişti.. İlginç bi şekilde çok hoş bi sen tonu vardı ve bana küçük kız diyecek kadar da büyük biri gibi değildi.
Benim genç diye tahmin ettiğim adam hala alaycı ses tonuyla "...ama malesef bizim işler pek zaman tanımıyor eğer biraz daha durursam beni bulup senin başınada dert açabilirim" dedi ve ince ve samimiyetsiz bi kahkahayla kapıyı açtı "Çıkarken bağırmaya fln kalkma başını yakarsın.."dedi ve elini ağzımdan çekti "..ve son olarak kapıyı iyice kitle malum her türlü insan vardır Ankara'da..." dedi ve gülerek kapıyı kapatıp gitti. Birkaç saniye yaşadıklarımın şokuyla olduğum yerde kalakaldım ama sonra benlik bi şey olmadığını idrak edince birazda olsa rahatladım ve ışığı açmak için karşıya yöneldim. Işık düğmesini bulunca ışığı açtım. Geleli 20 dakikaya yakın olmasına rağmen etrafı adamakıllı ilk kez görüyordum. Kapıdan girince direk karşıda bir boy aynası modern siyah bir vestiyer vardı hol uzunca bi şeydi. Uzun yolun karşısında banyo vardı. Bir küvet bir lavabo kocaman hoş bir ayna ve klozet vardı aynanın yanında su yeşili güzel bir dolap ve içinde önceden ayarlandığı belli bir sürü parfüm, birkaç tane farklı tarak,maşa, düzleştirici, diş macunu-fırçası.. Gibi ihtiyacım olan şeyler vardı. Banyodan çıkıp holun iki yanina konmuş odalardan sağdakine girdim. Salondu. İçerisinde siyah bir "L" koltuk büyükce bir televizyon ortada küçük bir sehpa ve 'yine' siyah tüylü halı vardı. Tv nin olduğu duvar bordo bir duvar kağıdıyla kaplıydı. Diğer duvarlar krem rengi boya ile boyanmıştı. Genel olarak fazlasıyla hoştu. Sürekli hayal ettiğim ' kendi evim' tanımına uyuyordu. Daha sonra geriye kalan tek oda olan yatak odama ilerledim. Ortada siyah modern bi başlığı olan çift kişilik bir yatak vardı yanında tüm ön yüzü aynalı olan beyaz bir dolap vardı. Yerdede beyaz düz bir halı vardı. Yatağın yanında beyaz küçük bir komodin vardı.
Evi gezmeyi bitirdikden sonra salondaki balkona çıkıp manzaraya baktım. Herkesin kendi dersinde olduğu şehir ışıklarıyla dolu ve şehrin gürültüsünden birazda olsa uzak ama şehirin içinde bir evim vardı. Tam da hayalimdeki gibiydi her şey.
Mutfağa geçip raflara baktım. Alışverişe ihtiyaç vardı yiyecek pek bi şey yoktu. Yarın dolu dolu bi gün olacağı şimdiden belliydi. Hem yemeklik bir seyler alınacak hem okul kayıdı halledilecek hemde giysi ve eksik makyaj malzemelerimi almam gerekcekti. Düşüncesi bile yorunca uyumaya karar verdim. Ve odaya geçtim. Yatağa uzandım ve Yanımdaki saate baktım saat 17.28 di. Yani nerdeyse cuma saat 3 den bu yana yoldaydım. Erkenden uyuyup pazar günü tüm alışverişimi ve işimi bitirip ertesi günki okula hazırlanmam gerekiyordu. Vücudum daha fazla bi şey düşünmeme izin vermedi ve yorgunluğumu tüm vücuduma hissettirdi. Bende direnmedim ve kendi evimdeki ilk uykuma hazırlandım...

TATLI UKALAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin