HİÇBİR ŞEY GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ DEĞİL HER ŞEY ANLATILANDAN FARKLI ANNESİNİ TRAFİK KAZASINDA KAYBETMİŞTİR ARKADAŞLARINI ÖLDÜRMÜŞTÜR YADA O ÖYLE BİLİYORDUR DEDİĞİM GİBİ HİÇ BİRŞEY GÖRÜNDÜĞÜ GİBİ DEĞİL
=NE KADAR RENKLİ OLURSAN OL
BİR TARAFIN HEP SİYAH KALA...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Şık olduğumu düşündüm. Sert bakışımı yüzüme taktım hemen. Ve altın sarısı Lamborghini'me bindim :
Toplantının olacağı yere hızla gitmeye başladım. Her seferinde başka bir ormanda, başka bir depoda olur bu toplantı. Bugün büyük mafya seçileceği için en ıssız ormanlardan birindeydi. Etrafta uluyan kurt sesleri çok hoş. Ve ılık esen rüzgar. Drift çekerek park ettim arabayı. Toplantıya başlamıştı. Hemen siyah büyük kovboy tarzı şapkamı taktım. Sadece kırmızı dudaklarım görünüyordu. Ve çok sexy ve çekiciydim. 3-5 dakika falan gecikmişim. Hızla depoya girdim. Ama herkes buradaydı. Geç kalın biriniz lan! Herkesin gözü bendeydi. Ama gözüm birilerine kaydı. Ahh Allahım. Şu Rüzgar ve çetesi de buradaymış! Küçük mafya bozuntuları... Şapkamı çıkarınca yüzüm gözüktü. Rüzgar ve çetesi şaşkınlıkla bana bakıyorlardı. Yüzümde mimik oynamıyordu. İfadesizce bakıyordum. Sonra mafyalardan biri ; -Gölge Hanım hoşgeldiniz. (Bir mafya bozuntusu) -Neee! Gölge bu mu? Hani kendisine sürtük diyen bir adamı sadece sürtük dedi diye ölmekten beter eden?! (Rüzgar) -Beğenemedin mi? Diye sorumu ona yönelttim. Çok şaşırmıştı.
Aptal.
-Evet efendim. Sizin gelmediğiniz hafta mafya olan, Gölge lakabını alan ve sürtük lafındam nefret eden kişi bu. Gördüğümüz en güçlü kız diyebilirim... (Başka bir mafya bozuntusu) -Kes! Diye bağırdım. Hatta kükredim. -Övmeyi ve övülmeyi sevmem. Uzatma lan yalaka! Bilen bilir, bilmeyene fatiha okursunuz olay biter! Kapa şimdi şu çeneni! Diye kükrememe devam ettim. Korkuyla yerine sindi adam. Başını sallamakla yetindi. Rüzgar hala şaşkındı ve suratında minicik de olsa bir tırsma vardı. Ama ben de hala minik oynamıyordu. İfadesizdim. Fazla ifadesiz... Bana ayrılan koltuğa oturdum. Siyah deri bir koltuk. Büyük mafyanın yeri boş. -Ee büyük mafyamızın büyük (!) boşluğunu kim dolduruyor? Sesim küçümser bir şekilde çıkmıştı. Bir mafya bozuntusu cevap verecekken ormandan gelen silah sesiyle koltuktan havada ters takla atıp koltuğun arkasına atladım. -Bana şaşkınca bakmayı kesin de işinize bakın mallar! Kafa salladılar ama hala malca bakıyorlar. Topuklulularımın kenarındaki 3 çakıyı çıkardım. Belimdeki 2 silahı ve 1 çakıyı daha çıkardım. Birkaçını belimde bıraktım silah ve çakıların. Bana hala malca bakıyorlar. Tövbe tövbe! Hızla dışarı çıktım. Adamlar pert. Dışarıdaki beyaz duvara muhtemelen öldürülen adamlarının kanıyla 'Geri Döndüm Gölge. Hesap Vakti Güzelim... ♡' yazıyordu. Bir de kalp koymuş mal. Sinirle bağırıp ölü korumaları tekmeledim : -Siz ne işe yarıyorsunuz mallar! Gerizekalılar! Öküzler! Duvarı yumruklamaya başladım. Sırayla küfürlere geçtim. Ellerim kanıyordu. Ve bu büyük bir zevkti. Öfkem gitgide arttı. Yumrukladıkça daha çok öfkem artıyordu. Titremeye başladım. Lanet olsun! Bu hastalığımdan da nefret ediyoruuuummmm!! Sinirimin tadını yaşatmıyor.
RÜZGARIN AĞZINDAN
Titremeye başladı. Vücudu gözle apaçık görülecek şekilde titriyordu. Ama hala yumruk atmaya devam ediyordu. Kim bunu o kadar sinirlendirir ki? 'Geri Döndüm Gölge. Hesap Vakti Güzelim... ♡' Bu cümlede güzelim kelimesi istemeden içimde kötü bir hissetmesine oluşturdu. Neden?
Bilmiyorum.
Daha fazla dayanamadım. Yanına gittim. Vücudu deli gibi titriyordu. Gittikçe daha çok titriyordu. Bu beni korkutmadı değil aslında. Duvardan ayıramadım. Bu kızın bu gücünün kaynağı ne lan?! Zorlu bir çalışma sonrası duvardan ayırdım onu. Bana döndü sonra. Sonra sırtını duvara yasladı. Sürünerek çöktü yere. Başını elleri arasına aldı. Titremesi daha çok artmıştı. Sürekli aynı şekilde fısıldıyordu : -Geri döndü... Geri döndü... Geri döndü... (Rüya) Telaşla ona sordum : -İyi misin? O hala aynı şeyi fısılfıyor : -Geri döndü... Geri döndü... Geri döndü... (Rüya) Şoka girmiş gibiydi. Hemen ufak bir tokatla kendine getirmeye çalıştım. Neden hala deli gibi titriyor? -Neyin olduğunu söyle. Hadi ama yapabilirsin. Sakinleş. Huyuna gitmeye çalışıyordum. En azından şuanki durumda onunla yardım etmeliydim. Diğer mafyalar da mal gibi bakıp fısıldaşıyorlar. Zorlukla konuşmaya başladı : -Si.....n...ii.....rr..... kkriz....zi... (Rüya) Dediğini duydum. Ne yani sinir hastası mıydı? İlaç! Bunun bir ilacı olmalı. -İlacın nerde? Bunun bir ilacı olmalı. -Torr...pido. (Rüya) Hemen Rüyanın üstünü aradım. Arabanın anahtarını buldum. Lamborghini'nin yanına gittim. Hemen kapıyı açtım. Torpidadaki ilaçlarının olduğu poşet olarak hayal ettiğim poşeti aldım. İçinde iğne vardı. İğne mi kullanıyordu? Bunu sorgulamak yerine hemen poşetle Rüyanın yanına gittim. İğne hazırdı. -Nereye vurucağım ben bunu? -Ko...lu...m....a.... (Rüya) Kolundaki belirgin damarlarından birini gösterdi. Tedirgince iğneyi gösterdiği yere sapladım. Ellerimi sabit tutmaya çalıştım canı acımasın diye. İğne bitince yerinden çıkarttım. Daha önce birkaç kez iğne yapmıştım. O yüzden tecrübeli idim. Pamukta vardı poşette. Alıp iğne yaptığom yere bastırıdım. Yavaş yavaş gözleri kapanırken geri döndü diye fısıldadı . Kim geri dönmüştü neyse bunların cevabını sonra alırım rüyayı kucağıma aldım ve arabasına taşıdım her ne kadar inkar etmek istesemde rüya çok güzel ve sert olan yüz hatlarıyla aşırı dikkat çekiyordu Arabaya binip evine doğru sürdüm. Gelince onu kucağıma aldım ve kapıyı tıklatıp açmalarını bekledim Kapı açılınca rüyayı direk odasına çıkardım ve yatağa hafif bir şekilde bıraktım yanağına öpücük kondurup ordan ayrıldım neden böyle bir şey yaptığımı ben bile biliyordum. Rüya'nın gözünden Sabah uyanınca başım ağrımamya başladı sonuçta dün kriz gerdim. Her neyse üsyümüz. Değiştirip. Kahvaltımızı hazırladık kızlarla bugün ev bakıcaktık
2 saat sonra... Sonunda evden çıkıp uzun uğraşlar sonucu bir ev i satın. Almıştık eve yarın taşınıcaz Daha fazla kendimi yormamak için kendimi uykunun kollarına bıraktım.......
