Bu soruya verilebilecek tek bir cevabım vardı.

"Farkındayım."

Gülümseyerek bana yaklaştı ve dudaklarını dudaklarıma değdirdi. Hormonlarımın yarattığı can alıcı hisler ve Kaptan'ımın üzerimdeki her daim baş gösteren etkisi benim yine onun kollarında can bulmama, bedeninde kaybolmama sebep olmuştu.

Kısa süre sonra dudaklarını dudaklarımdan çekip yanağını yanağıma yaslamış ve kulağıma doğru konuşmaya başlamıştı.

"Odamıza çıkalım mı?"

Eli bedenimde gezen Atlas şişkin karnımda daha yavaş ve ilgili dokunuşlarını sergilerken hormonlarımı kullanarak beni konudan uzaklaştırmaya çalıştığını anlamıştım.

"Hayır önce konuşacağız. Yangın nasıl çıkmış diyordum en son ona cevap ver hadi."

Yanağını yanağımdan çekmiş ve sıkıntılı bir homurtuyla başını koltuğun gerisine doğru yaslamıştı.

"Neden saklıyorsam büyük ihtimalle yarın birilerinden duyacaksın zaten."

Kaptan'ıma şaşkınlıkla bakmış kafasından geçen ve dudaklarına dökülen kelimelerinin varlığını anlamlandırmaya çalışmıştım. Fakat o benim bu kafa karşılığımın çok uzun sürmesini engellemiş söyleyeceklerinin varlığını kulaklarıma doldurmaya başlamıştı.

"Kundaklama. Gemiler bilerek ve isteyerek birileri tarafından yakılmış güzelim."

*****

Günlerdir düşündüğüm tek şey kundaklamayı yapan kişilerdi. Olayın üzerinden iki hafta geçmişti ve olayın failleri bulunamamıştı. Yeni bir olay tekrar canlanmamıştı fakat içimde hep bir korku, hep bir Atlas için olan endişe hali yer edinmişti. Kaptan'ımın işe gitmesinin ardından merakla yollarını gözlüyor gelince de derin bir nefes alarak sağlam geldiği için şükrediyordum.

Kundaklamayı yapan insanlar tehlikeliydi ve dün gemileri yakanın bugün Atlas'a zarar vermeyeceğinin bir garantisi yoktu. Aynı hisler Atlas'ın zihninde de yer buluyor benim için daha endişeli olmasına sebep oluyordu. Artık okula veya gideceğim yerlere Kadir amca getirip götürüyor yanımdan da ayrılmıyordu.

Atlas'ın bu kundaklama işindeki tahminleri belliydi.

Benim de.

Fakat içimde o kadar farklı ve garip hisler vardı ki bu konuyla ilgili tamamen Coşkun ailesini suçlamak feci halde beni rahatsız ediyordu.

"Denizkızım bu akşam çok sessizsin. Neyin var?"

Duyduğum soru beni düşünce gelgitlerimden kurtarmış ve şuanki gerçekliğe döndürmüştü. Yemek masasında hemen yanı başımda oturan Atlas'ın ilgili ifadesinde bakışlarımı gezdirdim ve mavilerimi elalarıyla buluşturdum.

"İçim hiç rahat değil günlerdir düşündüğüm tek şey sensin. Sana bir şey olacak diye çok korkuyorum. Artık şu düşmanlığı bitiremez misin?"

Benim yalvaran ifademde bakışlarını gezdiren Atlas bir an için kaşlarını çattı, hemen ardından sinirini zor zapt ettiği tınısından belli olan bir sesle konuşmaya başladı.

"Bu düşmanlık daha yeni başlıyor ve ben onlarla daha çok uğraşacağım Azra."

Sıkılı dişlerinin arasından konuşan ve çenesindeki kası seyiren Atlas'a ve içindeki yok edilemez hırsa şaşkınlıkla bakmış, bu hareketlerini anlamlandırmaya çalışmıştım.

"Atlas gemilerin kim tarafından yakıldığı belli değil. Ya başka bir düşmanın varsa lütfen kendine farklı bir düşman daha yaratma. O aileden uzak duralım artık lütfen."

Denizkızı (Tamamlandı)Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ