1.7

13K 552 47
                                    

        Boş salonda, büyük koltukta ellerimle yüzümü kapatmış bir şekilde oturuyordum. Kadına -adını öğrenme zahmetine bile girmemiştim- attığım yumruğun ardından kavga etmiştik. Rüzgar da partiyi biraz erken bitirerek misafirlerden özür dilemişti ve evi boşaltmıştı. Şimdiyse Ece'yi etkilenmemesi için odasına çıkartmış ve uyumasını beklemişti. Karşımdaki tekli koltukta oturan ve yumruktan hiçbir ders almamış arsız kadına bir bakış attım. Rahatlıkla bacaklarını üst üste atmış ve eteği neredeyse kalçasına kadar çıkmıştı. Ona nefretle bakarken o bana küçümser bakışkar atıyordu. Kıkırdadı.

        "Ne o, sen de partinin palyaçosu musun?" kaşlarımı daha da çatarak ona nefretle bakmaya devam ettim.

        "Ne o, yediğin yumruk yetmedi mi?" kahkaha atarak koltukta biraz daha yayıldı.

        "Ah, Rüzgar'ın benim gibi birisinden sonra seni bulması ne üzücü." sinir bozucu bir şekilde güldüm ve koltukta öne eğildim.

        "Evet, beni senden önce bulmalıydı ve senin gibi birisiyle asla tanışmamalıydı." Kaşlarını çatarak kollarını çaprazladı. Merdivenlerden gelen ayak sesiyle ayaklandı ve yüzünü astı.

        "Rüzgar. Ben, ben çok üzgünüm." Rüzgar afallarken o çoktan ilerlemiş ve timsah gözyaşlarıyla Rüzgar'ın boynuna sarılmıştı. Merdivenlerden gelen ayak sesleriyle Görkem yanımda bitti ve yumruğunh sıkarak onlara bakmaya başladı. Rüzgar kadını üzerinden iterek sert bakışlarını ona yöneltti.

        "Sahte gözyaşlarını sil. Ne istediğini söyle." Göz yaşlarını silerek geri adımladı.

        "Kızımı istiyorum. Benim yanımda kalmasını." yumruğunu sıkarken konuşmuştu ve meydan okuyan bakışlar atmaya başlamıştı. Sinirime hakim olamazken yanına ilerleyip kolunu kavradım ve silkeledim.

        "Sen ne dediğinin farkında mısın! Anca rüyanda alırsın Ece'yi! Defol git bu evden! Hemen!" sinirle kolunu benden çekerek Rüzgar'a döndü.

        "Bu benim hakkım! O benim kızım." Rüzgar'ın gözleri neredeyse siyaha dönerken damarları belirginleşmişti.

        "Bir kızın olduğu şimdi mi aklına geldi!" sesi odayı inletirken gözlerimi kırpıştırarak sinirle kadına bakmaya devam ettim.

        "Ebru! Çabuk git bu evden. Ece'yi asla alamayacaksın!" Ebru denen kadını kolundan tuttuğum gibi kapının önüne atarken bir saniye düşünmemiştim bile. Bu pislik Ece'yi asla alamayacaktı. Ne gerekirse yapmaya hazırdım. Üzerine yürüyerek yakasını kavradım ve sıktım.

        "Senden gram korkum yok. Giydiğim elbiseye aldanma. Bir daha bu eve gelirsen, o yumruktan fazlasıyla karşılaşırsın." gözlerindeki korkuyu görürken tısladım.

        "Beni anladın mı?" ellerimden kurtularak birkaç adım geriledi.

        "O bücür bana lazım. Ve onu alıcam. İsteyip de alamadığım hiçbir şey olmadı. Rüzgar da dah-" sözünü tamamlamasına kalmadan yumruğumu ona geçirirken yere düşmüştü.

        "Bir daha sakın! Sakın ailemin adını anayım deme! Elinden geleni ardına koyma! Ben de sana karşılık vermekten asla çekinmeyeceğim!" tek kelime bile etmesine izin vermeden eve girerek kapıyı kapattım. Kapıya yaslanarak gözlerimi kapatırken içimden aklıma geleni sayıyordum.

        Hala olduğu yerde duran Rüzgar'ı görünce hızla yanına ilerledim.

        "Rüzgar." gözleri beni bulurken hala sinirli olduğu belliydi.

DADIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin