1.4

14K 566 71
                                    

        Merhaabaa yine benn 😄 fazla uzatmadan bölüme geçiyorum ve sizden oy ve yorum vermenizi istiyorumm 🙏 Şimdiden teşekkür ederim 💕 😍

        Sonunda yolculuk biterken evin bahçesine girmemizle gülümsedim. Evi özlemiştim. Bavulları barajdan alırlarken el çantamı ve Ece'yi alarak kapıya ilerledim. Kapıyı açıp içeri girerken gülümsemiştim. Bu eve cidden alışmıştım. Salondaki koltuğa ilerlemeden önce kucağımdaki Ece'nin uyuduğunu fark ederek merdivenlere yöneldim. Onu odasına bırakarak duş almaya karar verdim. Uykum da vardı ve uykumu açmam lazımdı.

⏳ ⏳ ⏳

        Hızlıca duşumu almış ve saçlarımı tarayıp kurutmuştum.

        "Gece" adımın seslenilmesiyle kurutmayı kapatarak 'efendim' dedim ve kurutmayı yerine kaldırdım.

        "Bu akşam dışarıdan söyleyelim diyorum. Hem sen de yol yorgunusun." kafamı salladım.

        "Ne yiyelim?" düşünürken bir yandan da yüzüme krem sürmeye çalışıyordum.

        "Bence Ece'ye sor. Onun istediği olsun bu günlük." omuzumu silkerek banyo tezgahına kalçamı yasladım. Kafasını sallayarak odadan çıkacakken aklına bir şey gelmiş gibi geri döndü.

        "Ece uyuyo." elimi anlıma vurdum. Unutmuştum.

        "O zaman hamburger alalım. Hamburgeri çok seviyo." Kafasını sallayarak telefona bir numara tuşladı ve kulağına götürürken gülümseyerek göz kırpmıştı. Birkaç saniye bakılı kaldıktan sonra boğazımı temizleyerek kurutmayı toplamış ve kaldırmıştım.

        "Merhaba, şipariş vermek istiyordum. Evet." yanıma adımlayarak elini belime koydu. Gözlerim açılırken suratında bir gülümseme olmuştu.

        "Bir çocuk menüsü olacak. Üç tane büyük menü." gözlerimi açarak kaşlarımı çattım ve ağzımı oynattım

        "Büyük menü mü?" sessizce kıkırdayarak telefonla konuşma işine geri döndü. Telefonu kapattıktan sonra bana sarılarak küçük banyodan çıkmıştı. Derin bir nefes alarak ellerimi yanaklarıma bastırdım ve kendime gelmeye çalıştım. Banyodaki kremlerimi de dolaba koyarak banyodan çıktım. Üzerime hırkamı alırken telefonumu da kapıp salona doğru ilerlemiştim. Koltuğa kurulurken Rüzgar da yanıma oturmuştu.

        "Gece, bizim hiç fotoğrafımız var mı?" kaşlarımı çatarak biraz düşündüm. Hayır, yoktu. Kafamı iki yana salladım.

        "Hayır yok." hafif çoşkuyla

        "Hadi çekinelim." dedi ve telefonunu açarak bana verdi. Onun bu haline kıkırdayarak kamerayı açtım ve poz vererek onu bekledim. Kamerayı bize doğru çevirerek ben de poz verdim ve tuşa bastım.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
DADIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin