***

Yiğit Bey'in takımını beklerken telefonumdan Sevgi'nin numarasını tuşladım.Neredeyse kapıyordum ki son anda açtı.

"Aşkım?Baya işim var çabuk anlat."

"Birazdan yanına gelip bir şeyler söylemek istiyordum sana müsait misin?"

"Hmmm..Pek değil ama gelebilirsin sanırım."

"Tamam aşkım,15 dakikaya ordayım."

Adam nihayet özenle paketlediği takımı bana uzatırken arkamdan uzanan bir el benden önce davrandı."Onu ben alayım."

Arkamı döndüm.

"Yiğit Bey?Sanırım yapılacakları yazmaya sizin daha çok ihtiyacınız var,bana söylemiştiniz."

Yiğit Bey umursamadan arabasına doğru ilerlerken seslendi.

"İngilizler'le bu akşam yemeğe çıkıyoruz,sen ben ve Aslı.Giyecek bir şeyler bulmak için acele etsen iyi olur bu sefer ben olmayacağım." Bir an dönüp gülümsedikten sonra beni baştan aşağı süzdü. "Aşkına söyle bu defalık o seçsin."

Her zamanki gibi bir şey söylememi beklemeden arabasına bindi ve uzaklaştı.Sanki ben elbise bulmakta zorlandıkça karşıma başka bir davet başka bir yemek çıkıyordu.İş hayatına atılmak için fazla gencim ben,evde oturup aynı gecede 1 sezonluk bir dizi bitirmem lazım!Tekrar Sevgi'yi aradım.

"Bu gece işim çıktı,başka bir zaman konuşalım olur mu?Dolabından bir elbise alıyorum ama ,bir daha elbise için alışverişe çıkamam."

Sevgi güldü."Tamam,ama siyah olanı al tamam mı?"

Doğruca arabama atlayıp karşıma ilk çıkan kuaföre girdim ve saçım bittikten sonra eve gidip Sevgi'nin tek siyah elbisesi olan uzun kollu sırt dekoltesi olan elbiseyi giydim.Gece nasıl olsa soğuk olurdu.Makyaj olarak sadece rimel ve kırmızı rujumu sürdüm.. ve saat 8.Yine son anda.Mesajlarımdan restoranın yerine baktım,boğazın karşısında lüks bir yerdi.Son zamanlarda hayatım zengin dizilerindeki ailenin umursamaz parti kızı gibi boğazın etrafındaki lüks mekanlarda geçiyordu.(maşallah)

Mekana vardığımda Yiğit Bey'in arabası ve Aslı'nın park ederken çarpmaktan plakası yamulmuş kırmızı Polo'su otoparktaydı.Polo'nun içine göz attım.Tam tahmin ettiğim gibi arabanın arkası darmadığınıktı,dikiz aynasından rengarenk bir ponpon sallanıyordu,paçoz.

Restorona girdiğimde garson beni henüz sadece 2 kişinin oturduğu büyük masaya yönlendirdi.

"Yiğit Bey,Aslı."

Aslı'nın yanına oturup ucuz parfümünün kokusunu ciğerime çekmektense Yiğit Bey'in yanına oturmayı tercih ettim.

"Aslı Hanım." Aslı inatlaşmakta bir dünya markası olma yolunda ilerliyordu.

"Aslı uzatma istersen,mevki olarak senin sağlayamadığın üstünlüğü Selin işlevselliğiyle sağlıyor zaten."

Aslı elbisesiyle uyumlu olacak şekilde kızardı.Kırmızı elbiseyi giymek nerden aklına geldi,sorgulamıyorum bile.Bu kadar eleştri onun için bile fazlaydı.

"Elbiseyi yetiştirmişsin?"

Yiğit Bey kulağıma doğru eğildiğinde parfümü o kadar ağırdı ki burnumun direğini sızlatmıştı.

"Arkadaşımın elbisesi.Bu kadar parfüme gerek var mıydı?"

Yiğit Bey hafifçe geri çekildi."Bana az gibi gelmişti ya,cidden çok mu?"

Hapşurmamak için burnumu birkaç saniye tuttum. "Öldürücü."

"Öldürücü cazibe demek istedin herhalde."İkimiz de gülmeye başladık.Bir anda Aslı da gülmeye başlayınca sustuk.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Feb 04, 2017 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

BarutWhere stories live. Discover now