6. Gizem(Ressam)

En başından başla
                                    

Calvin Knight'ın sağ kolu gibiydi. Hiç ayrıldıklarını görmemiştim. Knight'ın çetesindeki diğer çocuklara kıyasla hep öne çıkıyordu. Çoğundan daha gözü kara ve sadıktı. Knight gibi önüne gelene bulaşan bir tip değildi ve çoğu mevzuya karışmazdı. Balo salonunda olanlardan sonra bir daha hiç konuşmamıştık. Bu yüzden bu ani hareketi beni şaşırtmıştı. Açıkçası Knight gibi onun da benden hazzetmediğini düşünüyordum.

Bir süre çocuğun arkasından baktı. Çocuklar binaya girdikten sonra bana döndü. Gözlerini üzerimden çekmeden yanıma oturdu. Başımı öbür tarafa çevirdim. Kendimi biraz gergin hissetmeme neden oluyordu. Balo salonunda olduğu gibi bana uzun uzun bakıyordu. Sanki beni tanıyormuş gibi.

"Problemli biridir. Bulaşmanı tavsiye etmem," dedi bir süre sonra. "Niye bir bank için kavga ediyorsun?"

İstemsizce bir kahkaha patlattım. Sonra başımı çevirip bakışlarına karşılık verdim. Alaycı bir gülümseme takındım.

"Bir bank için üstüme yürüyen o. Sırf çocuğun teki istedi diye kalkacak değilim."

Dediklerimi ölçüp tartarcasına bir süre konuşmadı. Nihayet konuşmaya başladığında bakışları bende değildi.

"Balo günü hayatımı kurtardın. Teşekkürler."

Balo günü. Balo günü kimsenin hayatını kurtarmaya niyetli değildim. Her şey çok hızlı gelişmişti. Ne olduğunu anlamadan kendimi yaratığa doğru ilerlerken bulmuştum. O anın görüntülerinin bir kez daha gözümün önüne gelmesiyle irkildim. Sanırım Calvin'i kurtarmıştım. Evet. Ama bir kahraman gibi hissetmiyordum. Daha çok bir sahtekâr. Düzenbaz. Yapmadığım bir şeyin ödülünü alır gibiydim.

"Önemli değil."

"Önemli değil mi?" dedi gülerek. "Her gün birinin hayatını kurtarmıyorsundur herhalde."

"Planlarım arasında olmadığı kesin."

"O gün... sana karşı çok kabaydım. Kusura bakma."

"Öyle mi? Unutmuşum," dedim.

Yalandı. Uğraşmaya bile değmeyecek olduğumu söylediğini çok net hatırlıyordum.

"Söylediklerimde ciddi değildim," dedi. Hafifçe gülümserken mavi gözlerindeki ılımlı bakış bana samimi olduğunu hissettirdi. İnsanları etkilemeyi bilen birine benziyordu. Ama ben insanlara çabuk aldanan biri değildim.

"Bir şey söylemeseydim mevzu uzayacaktı. Knight kolay vazgeçen biri sayılmaz," dedi. "Öte yandan sende de bir Kleefleigh inadı var."

"Ailemi tanıyor musun?" dedim.

"Ailelerimiz yakındı. Babanla tanışmıştım."

Bir anlığına irkildiğimi hissettim. Babamdan bahsedildiğini duymak beni hep geriyordu. Ama özellikle burada, ilk defa tanıştığım insanların ondan bahsetmesi çok can sıkıcıydı. Bana sürekli onun hatırlatılmasını sevmiyordum.

"Onunla yaşamıyorsun. Değil mi?" dedi.

Bir süre cevap vermemem huzursuzca gözlerini önüne dikmesine neden oldu. Yanlış bir şey söylediğini düşünmüş gibi bir hali vardı.

"Annem öldükten kısa süre sonra beni amcamın yanına gönderdi," dedim. "Annemin ölümü onu çok üzdü. Onu hatırlatan hiçbir şeye tahammülü yoktu. Bana bile."

"Anladım," dedi.

Ona bu kadar detay verdiğim için birden pişman oldum. Garip bir ortam oluşmuştu. Sorumlusu elbette bendim. Daha fazla buna tahammül edemeyeceğimi anlayınca, banktan kalktım. Oturmaktan bacaklarım uyuşmuştu.

"GÖLGE" - Magic Serisi I ∞Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin