"Ya benim kocamdan sana ne! Sen kimsin de bana akıl veriyorsun!" Sinirle ayağa kalkmış ve tam karşısında dikilmiştim kızgınlıkla çarpılan yüzüm onu daha da mutlu etmiş gibi görünüyordu.

"Azrakuşum sakin ol şu basitle muhattap olma belli ki çekememiş zehrini kusmaya gelmiş." Kolumdan tutan Derin'in çekinmeden büyük bir açıklıkla savurduğu kelimeleri Elif'i fazlasıyla rahatsız etmişe benziyordu.

Elif'in Derin'in üzerinde gezen kızgın bakışları sonrasında benim kızgın mavilerimle buluşmuş hemen karşısında dikilmişti.

"Sanırım bu öfkeli tavırlarının sebebi bebekten kaynaklı değil mi? Kaç aylık iki mi üç mü? Sanırım bir kadının bekar bir işadamını kafeslemesindeki en iyi yöntem bu."

Bu sabrımı taşıran son damlaydı. Sakin kalmayı ne kadar denesem de içimdeki kızgınlık topu patlamış içimi cayır cayır yakmaya başlamıştı.

Hayatımda ilk defa bir insanın üstüne yürümüş ona saldırmak için birkaç adımı hızla atmıştım. Ve hayatımda ilk defa birisini gerçekten dövmek, feci halde dövmek istemiştim. Tabi bana engel olan arkadaşlarım şuan yanımda olmasaydı bu istek sadece yeltenme olarak kalmayacak uygulamaya dönüşecekti.

Kolumdan sıkıca tutan Derin ve Çisem aynı öfkeli bakışları Elif'e atarken karşımdaki hangi cüretle bu şekilde konuştuğunu bilemediğim kız gülerek bize bakıyordu.

"Bak Azra kolay kolay sinirlenmez ve onu ilk defa bu halde görüyorum bence şansını pek fazla zorlama Melih'in artığı." Çisem'in acımasızca savurduğu cümle tam olarak da Elif'in yara kısmına oturmuş sinirle kaşlarını çatmasına sebep olmuştu.

Şuan kafedeki herkesin merakla bize baktığına emindim. Fakat benim gözüm karşımdaki bu ne olduğu belirsiz kızdan başkasını görmüyordu.

Elif hırsla bana dönmüş ve tüm zehrini akıtmaya başlamıştı.

"Beni senin yüzünden hiçbir zaman sevmedi. Evleniyorsun aradan sonunda çekiliyorsun diye mutluyken onun üzgün hallerine dayanamadım ve hamile olduğunu söyledim, seni tam anlamıyla unutsun hayatına kaldığı yerden benimle devam etsin istedim. Fakat o bunu duyunca resmen her yeri yıktı ve ne yaptı biliyor musun? Beni terketti."

Karşımda tüm hırsı ve kiniyle konuşan Elif itiraflarıyla şaşkınlıkla ona bakmama sebep olurken bir yandan da dolan gözleriyle ağlamamak için kendini zor tutuyor gibi görünüyordu. Ama ne yazık ki yapabileceğim bir şey yoktu. Melih Biçer'in tarzı buydu, ondan mutluluk bulmayı beklemek imkansızı istemek gibi bir şeydi.

"Melih Biçer gerçekleriyle en azından erken tanışma şansına erişmişsin, ne yazık ki bu benim üç yılımı almıştı. Ayrıca burada beni ilgilendiren bir kısım yok ve sen şuan karşımda sadece saçmalıyorsun. Sana verebileceğim tek tavsiye o insanı hayatından tümüyle çıkartmak olur."

Kızların kolundan çıkmış ve masadaki yerime geri oturmuştum, bu kızla daha fazla ne konuşabilirim hiç bilmiyordum veya o daha ne söyleyebilir emin değildim.

"Beni senin gibi teselli edecek bir Atlas Aladağ olmaması benim açımdan bayağı kötü değil mi?" Bu kız sinirimi bozmaktan vazgeçmeyecek gibi duruyordu.

Öfkeyle bir hışım yerimde döndüm ve mavilerimi nefretle yüzüne diktim.

"Bir daha kocamın adını ağzına sakın alma! Bu ne cüret ya ne cesaret sen benim sabrımı mı zorlamaya çalışıyorsun!" Benim öfkeli tepkime daha fazla cevap vermemiş bitik bir halde yanımızdan ayrılmıştı. Ona üzülmeyi her ne kadar çok istesem ve denemiş olsam da başaramamıştım. Başkalarının mutluluklarından mutsuzluk duyan insanlar tehlikeliydi. Bunun başka bir açıklaması yoktu.

Denizkızı (Tamamlandı)Where stories live. Discover now