"Unutulmuş olmak."

347 12 2
                                    

 Arkadaşlar öncellikle merhaba ve iyi okumalar. Bu bölüm biraz kısa oldu ama kusura bakmayın. 

Ayrıca, 15 tatil yaklaştığı için daha sık yazmaya başlayacağım :)

Nereye gittiğini merak ediyordum ama gözlerim artık acımaya başlamıştı.Onu arayıp nereye kaybolduğunu sormak istiyordum ama bir yandan da uyumak istiyordum. Sonunda kazanan belli oldu ve sıcacık yatağımın içine girdim. Doğan güneşe baktım, güneşi doğuşu gibi benim de umutlarım doğuyordu.Kaybettiğim şeyleri kazanma fırsatım gelmişti, belki canı yanacaktı ama onun bu yaptığı iyiliği asla unutmayacaktım.

 Kalktığımda saat 15.30’du.Bayağa bir uyumuştum. Sıcacık yatağımda iyice gerindim ve duvarımdaki posterlere baktım. Bugün bir planım yoktu, en azından şimdilik.Elime şarjda duran telefonumu aldım ve gelen mesajlara baktım. Demir mesaj atmıştı. “Saat 13.00 ‘da buluşalım “ diye ama saat 3’tü ve artık çok geçti, ne biliyim içimden geri dönmekte gelmemişti.

 Yatağımdan çıktım ve mutfağa ilerledim, tahmin ettiğim gibi annem yoktu. Karnım çok aç değildi aksine midem bulanıyordu ama yine de bir şey yemem gerekiyordu bende k-fleks  hazırlamaya başladım. Dolaptan sütü çıkardım ardından dolaptaki k-flekse uzanmaya çalıştım ama olmadı. Masadan bir tane sandalye aldım ve üstüne çıktım ama k-fleksi bulamadım. Arkamdan biri seslendi, dönüp baktığımda Mert’ti. Şaşkınlığımı gizleyememiştim.

"Nabersin?" Demesiyle ağzımın açılması bir olmuştu. Tam konuşacakken sandalyeden düşmüştüm. Mert elindeki torbaları yere bıraktı ve koşarak yanıma geldi. Bir kolumu omzuna attı ve koluyla beni kucağına aldı. Başımı dolaba çarpmıştım ve canım çok yanıyordu.

Mert beni koltuğa yatırıp buzdolabına doğru gitti, buzluğu açıp buzları aldı ve bir torbaya koyup yanıma geldi. 

"Onu lütfen alnıma koyma, çok soğuk o." Diyip koltukta çırpınmaya başadım. Aynı çocuk gibiydim.

"Kıpırdanma da çabucak bitirelim, yoksa morarır ve dünyanın en çirkin kızı olursun." Dedi ve alnıma vurup yüzünü buruşturdu.

"Mor bana yakışır." Dedim sert bir şekilde.

"Kırmızı daha çok yakışır, utanınca daha hoş oluyorsun dün geceden hatırlıyorum." Dedi ve hoşuna gitmiş bir şekilde gülümsedi.Sinirli bir şekilde Mert'e baktım ama haklıydı dün gece acayip kızardığımı hatırlıyorum sonuçta herşeyim yırtılmıştı. Tekrardan kızarmaya başladığımı hissetmiştim. Ama alnıma değen soğuk buz bunu engellemişti.

"Ya, çok soğuk yapma, Mert, of acı çekmem hoşuna mı gidiyor?"Dedim kıpırdanarak.Hiç bir cevap vermemişti ama gülümsediğini görebiliyordum. Soğuk buzu artık hissetmemeye başlamıştım. Ve soracağım sorunun tam yeri olduğunun farkına vardım.

"Dün gece olanlar için üzgünüm."

"O senin kendi reziliiğin beni alakadar etmez." Dedi ve gözlerime odaklandı.

"O olay değil Berke ile kavganız." Sesim bakkaldan şeker çalana çocuklar gibi çıkmıştı. Mahçup ve suçlu.

"Unut gitsin." Dedi sesi çok sakindi, fazla sakin, fırtına öncesi sessizlik gibiydi. Ama ben merak ediyordum nasıl hissediyordu?

"Mert biliyorum anlatmak istemiyorsun ama sen bana yardım ettin ve bende sana yardım etmek istiyorum."

"Şu an bilmeden de olsa bana yardım ediyorsun o yüzden sus."

"Nasıl yardım ediyorum anlamadım Mert."Dedim ve alnımda gezdirdiği elini durdurdum ve aşağıya indirdim. İnatçı bakışlarımla ona baktım. Meraklı gözlerle onu izliyordum. Düşünmeye başladı. Gözlerini tekrar gözlerime odaklamıştı.

Çünkü Canım Öyle IstediWhere stories live. Discover now