24.BÖLÜM

2.4K 200 45
                                    


Önceden hayalini bile kurmakta zorlandığım birşey vardı. Bütün var gücümle çabalayıp onu hissetmeye çalıştığım günlerim vardı. Sevgiyi! Bir türlü tarifini bulamadığım bu duyguyu yiğitte buldum evet birini sonunda sevmiştim. Yada bilmiyorum insanlar buna sevgi diyordu sanırım. Ne kadar masumca bir hayal. Para değil Di istediğim. Sevilmeyi ve sevmeyi çok istedim hayatım boyunca. Nasıl yaptığımı bilmiyorum ama şuan 3 adam beni sevdiğini söylüyordu. Yiğit - Ahmet - Ömer..

Sevgiyi okadar çok geç zamanda buldum ki hayata bakış açım değişti hayatın sınavından geçmiştim sanırım hayat artık mutlu olmama izin vermişti. Belkide ailemden herkesin ölüp sadece benim yaşamama ceza olarak çekiyordum bunları. Bir çok kez bu yüzden kendimi sorumlu tuttum ölümlerine kendimi sorumlu tutmaktan çok neden bende ölmedim dedim sürekli. Dört kişilik arabada geriye sadece ben kalmıştım. Hastanedeyken ailemin öldüğünü anlamıştım. Kısacası onları sonsuza kadar görmeyeceğimi biliyordum. Ağlamak istedim. Yüksek sesle ağlamak istedim. Korktum ailem ölmüştü ve ben artık yalnız kalmıştım. Artık beni koruyacak beni savunacak kimsem yoktu. Ağlamadım kizmalarından korktum annem olsaydı belki ağlardım. Annem onların bana kızmasına izin vermezdi korurdu beni.

Bütün hemşireler benimle ilgilenip ailemin yokluğunu hissetmemem için çabalıyordu. Onlar benim bilmediğimi sanıyordu ben ise onları kandırıyordum. 5 yaşındaki bir çocuk tek bırakıldı. Sonsuza kadar.

Gülüyordum ama gözlerim ağlıyordu. Gözyaşlarımın akmasına engel olamıyordum sessizce içimden ağlıyordum. Bu dışarı vurup ağlamaktan daha acı vericiydi. Kimse anlamasın diye en gereksiz şeye bile kahkahalar içinde gülüyordum. Göz yaşlarım aktığında 'O kadar çok güldüm ki gözümden yaş aktı ' deyip anlamamalarini sağlıyordum. Beş yasindaki bir çocuğun kaldirmayacağindan çok daha fazla acı çekiyordum düşünüyorum da şuan hissettiğim acı ile o zaman ki acım aynı. Şimdi bile kaldirmazken nasıl kaldırmıştı o küçük bedenim bunu.

Ölümlerden o yaşımdan beri hep nefret etmişimdir. Birini kaybetmek çok büyük büyük bir acı hele onun ölümüne kendinizi sorumlu tutarsanız yasayan ölü gibi birşey oluyor insan. Ahmete belki karşılık vermezdim ama birinin benin yüzümden ölmesini de kaldırmazdım. Ahmetin kendini attığını daha havada görür görmez gözlerimi sıkıca kapattım göz yaşlarım çeşme gibi akıyordu. 14 yıldır kendimi sorumlu tutarak yaşamışken birde bunun üzerine beni sevdiği için biri ölürse tek hayalim olan Sevgiyi de öldürmüş olur. Ve bu sefer benim yaşamam için sebep kalmazdı. Böylelikle bir Masal daha kötü biterdi...

Yiğit bana sıkı sıkı sarıldı yere dizlerimin üzerine oturdum. Ellerimi yumruk yapıp tırnaklarımı etime geçirdim. İşte ben bunu yapınca kendime hakim olabiliyorum.. başkalarina zarar vermek yerine her zaman kendime zarar veriyorum..

" Benim yüzümden yine birisi öldü." Diye sayıklamaya başladım. O kazada benim yüzümden di uğursuzdum bunu bugün daha iyi anladım..

" Masal ellerini aç korkutma beni." Dedi yiğit ama gözlerimi daha sıkı sıktım. Ahmeti o halde görmek istemiyorum.. yapamam bunu.

"Benim yüzünden kurtaramadım" dedim

" Ahmet yaşıyor itfaiye son anda yetişti.. burnu bile kanamadı." Dedi yiğit yavaş yavaş gözlerimi açtım. Rahatlamaya çalıştım.

Kendime gelince yiğitten destek alarak ayağa kalktım.

Yiğit ellerimi avucunun içine alarak kanayan yerlerime baktı ve ardından kaşlarını çattı.

" Birdaha sakın kendine zarar verme masal.. gerekirse gel bana zarar ver ama kendine verme" dedi yiğit

" Elimden gelen birşey değil." Dedim ve ahmete doğru baktım. Yerden uzun hir uğraş sonunda kalka bildi. Pofuk ayıcığı göreceğime hiç hu kadar sevinemezdim..

KÜTÜPHANE SERSERİSİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin