- 29 -

28.8K 1.2K 115
                                    

      Yeni bölüm sonunda :) Yeni yılın ilk bölümü :D Açıkçası baya bi beklediniz bekledim bekledik . Gerçekten hikayenin durumu beni çok üzüyor :( Eskiden böyle değildikki biz. Bir gün düzelmek umuduyla bekliyorum ve vote sayısını hep yerinde saydırıyorum ama olmuyo. Ayrılık süresi arttıkça daha da düşüyo okuma. Cidden üzülüyorum ve erken final verme ihtimali gittikçe yükseliyor. 150ye kadar sorun yok 2 günde tamam daha sonra 50 vote 10 günde . Arayı kapatmak için vote sınırını düşürüyorum arkadaşlar. Yeni sınır 175 vote. Pazara veya yarına kadar gelsin söz upuzun bir bölüm paylaşıcam. Yarın veya pazar yani 175 vote gelirse yb gelicek. Bi süre böyle devam edicem hazır sınavlarda bitmişken. Neyse gençler bölüme geçin :) Multi Melis. 

     Anlamsız ve ürkmüş bakışlarımı Erkan'ın üzerinde gezdirirken o beni duvarla kendisi arasında sıkıştırmıştı bile. Şok geçirmiş gibiydim . Hareket edemiyordum ve ne yapacağımı bilmiyordum. Buz kesmiş ellerimi Erkan'ın omuzlarına koyup hızlıca ittirdim onu. O gazla bir tokat patlattım. Tokatın etkisiyle başı yana düştü ve eli yanağına doğru gitti. 

  " Çıldırmış olmalısın sen ! Alçak!" diye bağırdım ve hızlıca salondan çıkmak için bir hamle yaptım. Oysa o ayağını benim önüme koyarak bana çelme takmayı başarmış ve dengemi sarsmıştı. Dengemi yeniden düzeltmek için duvardan destek aldığımda ise ellerimi sıkıca kavramış ve beni yeniden duvara yaslamıştı. Delici bakışlarıyla bedenimi deşiyordu adeta. Sinirliydi. Bileklerim sızlamaya başlamıştı. 

  " Bırak!" diye tısladım sıktığım dişlerimin arasından. Bunun üzerine alaycı bir gülüş patlattı ve bileklerimi bıraktı. İstemsiz olarak bileklerimi ovuşturdum ve gitmek için yeniden bir hamle yapmaya çalıştım. Yine başarısızdı. Çenemi tuttu ve gözlerine bakmamı sağladı. Delici bakışları bu sefer gözlerimleydi. Onu fazla sinirlendirmiştim anlaşılan. Dişlerini sıktı ve konuşmaya başladı :

  " Bak Melis ! Beni tanıyanlar bilir. Ben istediğimi alırım ve sende şimdi bunu anlayacaksın!" dedi ve sıktığı çenemi kendine doğru çekti . Gözlerimi sımsıkı yumduğumda ise yüzümde nefesini hissettim ve istemsizce yüzümü buruşturdum. Tekrar gözlerimi açtığımda ise burnu burnuma değiyordu. Bileklerimi yeniden sıkıca kavradı. Bir anda yüzümü çevirdim ve öpme girişimini etkisiz kıldım. 

  " Bırak beni!" dedim daha sesli ve sert bir şekilde. Başını iki yana salladı ve " Kaçışın yok." diye fısıldadı. Ağlamak üzereydim. Eğer beni öperse Kuzey'i aldatmış olacaktım. Sevdiğim adamı, tüm varlığımı. Belki bilmeyecekti ama ben bilecektim. Asla unutmayacaktım. Ona her baktığımda utanç duyacaktım. Gözlerimi kırptığımda sıcak bir damla yaş yanaklarımdan süzüldü. Bileklerimi sanki bir kelepçe gibi tuttuğundan kurtaramıyordum. Ellerim kan gitmediğinden uyuşmuştu. Tek isteğim birinin gelmesiydi. Tam tekrar bir girişimde bulunacakken salonun kapısı hızlı bir şekilde açıldı. Bu Kuzey'di. Bir saniye kadar sonra başı bize doğru döndüğünde gözleri büyüdü. Gözlerindeki siniri görebiliyordum ve kesinlikle bu sefer bende bundan nasibimi alacaktım. Kuzey kesinlikle bizi yanlış anlamıştı.  Her şey bitmişti.  Aslında bağırsın çağırsın ama beni dinlesin istiyordum. Eğer beni dinlemezse gerçekten her şey bitmişti. Yeniden karanlık deliğime geri dönecektim.

  " Sen ne yapıyorsun lan?" diye bağırıp Erkan'ın üzerine atıldığında bileklerim o sıkı kelepçelerden kurtulmuştu. Yaşadığım ikinci şokla ellerimi yüzüme doğru kapattım ve birkaç saniye böyle bekledim. Erkan'ın acıyla inleyişleri Kuzey'in sinirli bağırışları beynimde yankılanıyordu ama ben gözlerimi açamıyordum. Derin bir nefes alıp gözlerimi açtım. Erkan'a sinirli olmama rağmen Kuzey'i durdurmam gerekiyordu.

  " Kuzey dur." dedim fısıltı gibi çıkan sesimle. O ise benim aksime gür ve beni korkutacak bir ton kullanmayı tercih ediyordu.

  " Sen karışma Melis!" diye bağırdığında artık sinirlerim iyice bozulmuştu. Gözlerimden akmak için direnen gözyaşlarımı serbest bıraktım.

Lise İneği GünlükleriWhere stories live. Discover now