- 18 -

41K 1.5K 91
                                    

    Sonunda yazabiliyorum şükürler olsun ki. Sınavları atlattık bir tek İngilizce kaldı onu da sınavdan saymıyorum :D Ama akıllı yazarınız Türkçe'de kompozisyonuna başlık koymayı unuttu :D Herneyse şu an büyük bir rahatlık çöktü üstüme :) O değilde vote sayıları gün geçtikçe artıyor. Seviyorum sizi :) Fazla uzatmayacağım bu sefer :) Multimedya Melis :) 

  Kalbimin atışları hızlanırken tek yapabildiğim Kuzey'e şaşkın bir biçimde bakmaktı. Her şeyi doğrulamıştı resmen . Artık dedikodular alıp başını gidecekti. Herkes beni Kuzey'in sevgilisi olarak bilecekti. Bu aslında iyi bir şeydi. Sonunda istediğimi elde etmiştim, en azından onlar öyle biliyorlardı. Kuzey'e bana gülümseyip uzaklaşırken, dersin başlamak üzere olduğunu hatırladım. Ve o dedikodu kazanına girmem gerektiğini. Çoğu kişinin gözü kapıdaydı zaten. Sınıfa girdiğimde utanmadım dersem yalan olur. 

  " Melis? Valla sağlam direği aldın arkana. Helal."dedi sınıfta en önde oturan çalışkan bir o kadar lağbali çocuk. Sadce ona ters ters bakmakla yetindim ve adımlarımı hızlandırdım. Sonra sıramda bekleyen tehlikeyi farkeince tekrar yavaşladım. Eda'ya yok öyle bir şey demiştim. Şimdi ise kudurmuş gibi bana bakıyordu. Sanki yaklaşırsam ısıracakmış gibi.

  " Naber Eda?" dedim yanına yaklaştığımda en şirin ses tonumla.

  " Neden yalan söyleme ihtiyacı duydun ki? En iyi arkadaşın değil miydim !" dedi kırgın bir ses tonuyla.  Hemen yanına geçtim ve elimi omzuna koyup derin bir nefes aldım. 

  " Eda yalan söylemedim yemin ederim ki. Bu dedikoduları Kuzey'e söyledim, beklemediğim bir şekilde bana çıkma teklifi etti."dedim kurallar gereği Eda'ya. Eda'dan bile saklamak zorundaydım ya bu kötüydü. Bir anda yüzünde bir şaşırma ve sevinç belirtisi görüldü. Hızla bana sarıldı . Eda da böyle biriydi işte. Ne kadar kızarsa kızsın hemen kalbi yumuşayabiliyordu. En değerlilerimdendi. Daha sonra önüme dönüp deftere bir şeyler karalamaya başladım. Amacım etrafımdaki gözlere odaklanmamaktı. Gerçekten sinir bozucuydu. Umarım zamanla yatışırdı. 

   Kimse bir kelime daha sormadan sınıfa girmişti hoca. Neyse ki. Bakışlar zaten yeterince rahatsız ediciydi. Ders Coğrafya. DÜşündüm de hoca gelmesede olurdu. Bir- iki hafta önce sorsanız her şeyi biliridm şimdi ise reset atmıştım kendime. Hayatımı yemeyecektim ders saçmalıklarıyla. Başımı sıraya yaslayıp hocayı dinler gibi yapmaya karar verdim. Zaten hoca şişman olduğu için sandalyesinden kalkamıyordu. Büyük ihtimal beni farketmezdi. Düşünüyordum ; bu işin sonu nereye gidecek acaba, diye.  Belki hayalim gerçek olurdu. Belki evlenirdik (:D) . Saçma olabilirdi ama Kuzey'in ilk ve son olmasını istiyordum. Birde Erkan'la barışmalarını. Çok canımı sıkıyordu bu mevzu. " Olacağı varsa olur." demişti o. Demek ki onu ikna etmeyi başarabilirsem ve Erkan'la da ortak bir yol bulursam olacaktı bu iş. İnanıyordum, inanmak istiyordum. Teneffüsten ilk işim Erkan'ı bulmak olacaktı. Şu saçma dersten kurtulduğumda her şey daha kolay olacaktı. 

  " Melis?" dedi yumuşak bir ses. Bir anda irkildim ve sırada doğruldum. Kahretsin! Güler Hoca'nın radarına yakalanmıştım. 

  " Hiçbiriniz bilemedi soruyu, bakın Melis şimdi nasıl bilecek. Değil mi gözde öğrencim?" Evet gözdeydim. Eskiden. Ama o hala aynı görüyordu beni. Yazık bilmiyordu ki kadın. 

  " Ben. Bilmiyorum." dedim tane tane. Gerçekten ilk defa ne soru ne de cevap hakkında fikrim vardı. Kadın ilk önce şoka uğramış gibi kaşlarını kaldırdı daha sonra ise tombul yanaklarını bir tebessüm aldı. Sanırım ilk olduğu için takmamıştı. Fakat son olmayacağı kesindi. 

  " Melis hasta mısın yoksa aşık mı?" Beklemediğim bir soru gelmişti. Güler Hoca böyle biriydi. Kendine yakın gördüklerine böyle sorular sormaktan çekinmezdi. Bunun üzerine sınıfı bir kıkırdamalar aldı, götürdü. Yüzümün kızardığını hissediyordum. Cevap vermemeyi tercih ettim.

Lise İneği GünlükleriWhere stories live. Discover now