•Hastane•

1.8K 69 0
                                    

Hale'den

Bahçedeki herkesin dikkati Asal ve Demir amca üzerindeyken aralık kapıdan içeriye girdim. Adımlarım Masal'ın odasına yönelirken kendimi acaba Demir amca Asal'a bir şey yapmış mıdır diye düşünmekten alı koyamıyordum. Odanın kapısından içeriye girip kapıyı kapattım.

Duş aldıktan sonra İron'a gitmişti. Yere oturup sırtımı yatağa yasladım, dizlerimi kendime çekip kollarımı doladım. Boş gözlerle yere bakarken ne düşünmem gerektiğini kestiremiyordum. Her düşüncem Asal'a bağlanıyor, daha da dibe çöküyordum. Evin girişinde yüzüne söylediklerim, şuan istemsizce yaptığım hareketlerle doğruluk payını yitiriyordu.

Kapıdan gelen sesle yerimde sıçradım. Masal'ın kafasını görmemle ne zaman dolduğunu fark edemediğim gözlerimi hızlıca sildim. Masal'ın fark etmemesini dilerken yüzüme baktığı gibi kaşlarını çattı. Hayattaki şansım yine kendini belli ederken "Hale!" diyerek hızlıca yanıma geldi. Yere oturduğu anda üzerine atılarak sarıldım, bir anda oluşan duygu karmaşasından kaynaklı olarak ağlamaya başladım.

"Masal...-" deyip hıçkırmamla daha da sarıldı. "Kulüpteymiş," diye fısıldarken başımı kaldırdım. "O kızın yanındaydı." Dolu gözlerim yüzünden etrafı net göremezken başımı salladım. "Dayanamıyorum artık. On altı yılın yükünü taşıyamıyorum üstümde. Ağır geliyor."

Derin bir nefes almamla vücudumun titremesi bir oldu. "Oluşan koca enkazın altında ezilmekten korkuyorum," diye fısıldamamla beni kaldırıp göz yaşlarımı sildi. "Hadi gel, yüzünü yıkayalım." Başımı onaylarcasına sallarken yatağın kenarından destek alarak ayağa kalktım.

Ağlamaktan yorgun düşen bedenim ufak bir dokunuşta yığılacak gibiydi. Masal bunu fark ettiğinde belime sarılarak banyoya yönlendirdi. Ne kadar süre odada durmuştum bilmiyordum, kapının kapanmasıyla içeriye geçtiklerini anladım.

Merdivenlerden gelen ayak seslerini duyduğumda yorgun halime rağmen tuvalete koştum. Kapıyı kapatıp kilitledikten sonra arkamı dönüp kısa bir süre aynada kendime baktım. Şurada belki bir, belki de iki ay öncesine kadar gülen yüzüm solmuştu. Göz altlarım beyaza ihanet ederek mora bürünmüş, açık tenim daha da açılarak vampirleri aratmayan bir beyazlığa dönmüş, saçlarım dağılmış, kısacası çökmüştüm...

Musluğu açıp ellerime su tutacakken Asal'ın sesini duymamla tüylerimin diken diken olduğunu hissettim. Sahi ne zamandır Asal'ın sesini duyunca böyle oluyordum? Bir sözcüğüyle heyecanlanan ben, ne zaman bu duruma gelmiştim? Hızlıca yüzüme su çarpıp musluğu kapattım. Kenarda duran havluyu alarak yüzümü ve ellerimi silerken "Hale'ye bir şey mi oldu?" sorusuyla duraksadım. 'Evet, çok fazla şey oldu,' dedi bilinçaltım. Aynaya dönüp gözlerime bakarken daha iyi olduğuma karar verdim.

Masal'ın itirazlarını dinlerken kapıyı açtım. Karşımdaki iki yüz de bana döndüğünde Masal'ın yanına geçtim. Asal bir saniye olsun gözlerini gözlerimden ayırmazken zor da olsa ben de onun gözlerine bakıyordum arada bakışlarımı kaçırarak. Oluşan sessizlik Asal'ın sesiyle bölündü. "İyi geceler." Gülümsemeye çalışırken "Ne kadar iyi bir gece," diye alayla mırıldandım. Anlamayan bakışlarla "Ne?" diye sordu. "İyi geceler," deyip yapay bir şekilde gülümsedim.

Merdivenlere ilerlerken yapay da olsa gülümsemem yavaşça soldu. Basamakları hızlıca inerken iki defa ayağımın birbirine dolanmasıyla kenara tutunup inmeye başladım. Annemi salonda Elif teyzeyle konuşurken görünce yanlarına ilerledim, Masal'ın adım sesleri arkamdan gelirken açıkçası pek umursadığım söylenemezdi. Bir an önce eve gidip yatağıma yatmak, gerekirse sabaha kadar düşüncelerin içinde boğulmak istiyordum. Hoş, daha ne kadar boğulabilirdim bilmiyordum ama zamanın geçmesi için yapabileceğim pek fazla bir şey yoktu.

Çocukluk Aşkı | HasalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin