•Kamp•

5.2K 169 26
                                    

Bir günde ikinci gönderiyi atıyoruz ama ne yapalım heyecanlandık. Arkadaşlar, elimizde olanlar vardı, onları atıyoruz. Aklımızda olanlar da vardı, onları yazıyoruz. E bu kitap hepimizin. Tüm Hasal'cıların. Sizlerden de konu istesek... Geniş çaplı anlatabilir ya da tek kelimeyle konu belirleyebilirsiniz. Keyifli okumalar...

***

Kaldığımız kulübeden çıkarken Masal ortalarda gözükmüyordu. Denize gitmiş olabileceğini düşünerek toprak yoldan yürümeye başladım. Annem "Hale, nereye?" diye bağırırken, "Masal'a bakacağım," dedim. Başını sallayarak Nika teyzenin yanına gitti. Önüme dönüp bunaltıcı sıcağın altında yürümeye devam ettim. Kumsala geldiğimde görünürde kimse yoktu. Giydiğim şortu ve tişörtü çıkartarak denize yürümeye başladım. Ayağıma değen soğuk su, yerimde zıplamama sebep olurken arkadan kahkaha sesi duydum. Kulaklarımın arzuyla duymayı beklediği sesin sahibine dönerken "Niye gülüyorsun?" diye sordum. Başını sallayarak bana doğru gelirken pis bir sırıtış kaplamıştı yüzünü. "Ne oldu?" dedim kaşlarımı kaldırarak. Cevap vermeyip adımlarını hızlandırınca geri geri ilerlemeye başladım. Bacaklarımın içine gömüldüğü soğuk su kollarımı bedenime sardırdı. Asal gittikçe yaklaşırken arkamı dönerek suyun içine daldım. Hareket ettikçe suya alışan bedenim, nefes alma ihtiyacıyla su yüzüne çıktı. Önüme düşen saçlarımı geriye atarak arkamı döndüm. Asal'ı göremeyince kaşlarımı çattım. Etrafa bakınırken belimde hissettiğim ellerle çığlık atarak arkamı döndüm.

"Asal!"

"Efendim peri kızım," diye fısıldayıp belimden tutarak kendine çekti. Heyecanlanmama engel olamazken ellerimi omuzlarına koydum. "Biri görürse ne olacak?"

"Kardeşime sarılıyorum, bunda yanlış bir şey yok ki."

Omuzlarından iterek onu kendimden uzaklaştırdıktan sonra arkamı dönüp yüzmeye başladım. Kahkaha seslerini duyunca kaşlarımı çattım. "Hale," diye seslendi. Cevap vermeyerek ondan uzağa yüzmeye devam ettim. Gözlerim dolarken, kırgınlığım gittikçe artıyordu. "Hale." Cevap vermedim. Olduğum yerde durarak suyun içine girdim. Başımı sudan çıkartıp, saçlarımı arkama atarak gözlerimi sildim. Kolumdan tutup kendisine döndürünce burnumu çektim. Yüzüne bakmam için çenemden tuttu. Başımı sallayarak bakmadım, fakat yine de bakacağımı biliyordum. Her ne kadar inat ediyor olsam da kendimi onun dediklerini yapıyorken buluyordum. Şimdi de öyle olmuştu, ona bakmıştım. "Siktir, ağladın mı sen?" Sustum, sessizliğim de aslında bir cevaptı. "Kalbimdeki yerini biliyorsun peri kızı. Hükmettiğin kalbimin sana ait olduğunu biliyorsun."

"Yine de..."

"Şşt..." diyerek parmağını dudağımın üzerine koydu. Kalbim teklerken, belimden tuttu. Kollarımı boynuna dolarken gözlerimi kapattım. "Korkuyorum..." Belimdeki ellerini çektiğini hissettim. Bedenim boşluğa düşerken gözlerimi araladım. "Bir şey olacak ve bu an bozulacak diye çok korkuyorum."

"Bozulmayacak. Çünkü seni bırakmaya niyetli değilim. Seni bu kadar geç kazanmışken, erkenden bırakmaya niyetim yok."

Yüzünü yüzüme yaklaştırdı. Kalbim birazdan göğsümden dışarı fırlayacakmış gibi hızla atarken yaklaşarak dudağımın kenarını öptü. "Seni seviyorum Hale Erdem." Başımı boyun girintisine sokarak aşık olduğum kokusunu içime çektim. "Sana aşığım Asal Kara."

"Hale Erdem!"

"Asal Kara!"

"Siktir..."

***

"Ya bal böceği neden anlamıyorsun, korkuyordum."

Masal beni duymazdan gelerek elindeki telefonla oynarken konuşabilmek adına her şeyi yapıyordum. Elindeki telefonu alarak cebime koydum. "Ver şu telefonu." Başımı iki yana salladım. "Beni dinleyene kadar vermeyeceğim."

Çocukluk Aşkı | HasalHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin